♥️♥️Tam oluyordu♥️♥️

8 3 1
                                    

Sabah zorla olsada kalktım."LAN SABAH OLDU KALKIN!" Diye evde avaz avaz bağırıyordum. Çalan kapıyı açtım ve Emre'yi gördüm. "Emre, Sibel bu sefer bizimle gelecek! İstersen içeri geç bizi bekle." Diyerek kapıyı açıp elimle yol gösterdim. "Tamam, ne yapalım insan sevdiğini bırakamıyor." Diye mızmızlandı. Uyanamayan Sibel'in odasına gidip, "Kızım çocuk her sabah seni beklemekten harap oldu! Artık kalkar mısın!" Bir yandan kolunu dürtüyorum. Emre, Sibel'i kötü işlere soktuğu için artık ikisini yalnız yollamamaya karar verdim. Sibel'e güzelce anlattım ama anlamadı! "Emre'yi çağırayımda bu tipinle bi ilişkinizi tekrar gözden geçirsin!" Güzel tehditimin karşısında kendimi tebrik ettim. Sibel'den hayatımda başka bir yerde duyamayacağım küfürler etmeye başlayınca odadan çıktım. Tekrar kapı çaldı. "Şu kapıya bir günde benden başka bir Allah'ın kulu baksın be!" Sitemlerim karşısında Emre beni duymuş olacakki kapıyı açmaya gönüllü oldu. "Oo bro, ne iş?" Kapıdaki şahsiyete baka bilmek için iki adım geriledim. Bu Kerem'di. Hafif tempoyla hızlı bir şekilde kapıya koştum. Emre'yi elimle biraz itip konuşmaya başladım sonuçta sevgilim geldi! "Naber aşk... Kerem?" Aşkım demek için çaba sarf ettim ama başarılı olduğum söylenemez. "İyi aşkım," AŞKIM! Sözüne devam etti;
"Beraber çıkalım mı?" Sorusuna 'Evet' demek için neler vermezdim ama Sibel'i bu Emre'ye bırakamam. "Kerem biliyorsun Emre'ye 'GÜVENEMEM!'" Bunu Emre'ye bakarak yüzüne tükürürcesine söyledim. "Ama hep beraber çıkabiliriz, gelsene içeriye." Elimle tekrar yol açtım. "İyi madem." Diyerek içeri girdi. Ben odama girip kapımı kapatırken bana engel olan bir ayak gördüm. Tabiki Kerem. Tekrar açtım kapıyı ve kıkırdadım. "Bir şeye mi ihtiyacın var Kerem?" Diye sordum. "Evet." Odama girip kapımı kapattı. "Söyle hemen getireyim." Hızlı olmam gerekiyor yoksa geç kalacaktık. "Benim sana ihtiyacım var Su." Elleri belime kaydı. Lanet olsun benim tikim var Kerem yapma! Aniden özürlü hareketler yaparak ellerini bedenimden çekti. "Kerem çok özür dilerim ama benim tikim var." Bu anı bozduğum için kendimden nefret ediyordum! Bana ani bir adım atınca refleks olarak geriledim. Duvara sağlam bir tosladığımda ise biraz fazla inledim. "Su iyi misin?" "İi-yiyim." Önüme gelen saçı arkaya attı. Eliyle çenemi tutup ona bakmamı sağladı. "Su, Kerem tek mi gitti?" Emre'nin sesi odaları doldururken Kerem'den bir fısıltı döküldü "Senin zamanlamana sıçayım Emre!" İstemsizce kıkırdadım. "Bari bir kere yanağından öpseydim!" Ağlayacak kıvama gelen Kerem'e kapıyı açtım. "Giyinmem lazım, hadi paşam..." Söylene söylene çıktı ama çıktı. Bende giyindim ve ayakkabıları giyip evden çıktık.

IŞIĞIN VURDUĞU SAHNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin