3 Hafta sonra...
Artık Kerem'in bana yaşattığı acıyı Doruk azaltıyordu.
Doruk, Kerem'e çok benziyordu. Fiziksel özellikleri haricinde tavırlarıda benziyor.
Sanki Kerem sadece beden değiştirmiş gibiydi. Bu yüzden Doruk ile denemeye karar verdik. Duygularımız karşılıklı sonuçta."Doruk kuş, zehirlenmeyiz değil mi?" Doruk ilk defa mutfağa girmişti. Açıkçası biraz tedirgindim. Doğum günü pastamı hazırlayacaktı.
"Bitti..."
Elleriyle gözümü kapatım mutfağa yöneldik.
"Hazır mısın?"
"Evet!"
Elleriyle gözümü açtığında gözlerim hızla dolmaya başladı.
"Mavi Şeytan." Diye fısıldadım.
Pastada mavi renkli bir şeytan resmi vardı.
Sonra karşımda Kerem'i gördüm. Bana gülümseyip, kayboldu.
"İyiki doğdun aşkım." Dudağıma tatlı, kısa bir öpücük kondurdu.
"Teşekkürler." Boynuna sarıldım.
"Hemen geliyorum." Diyerek odama geçtim. Hatıra kutumdan Kerem'in son yazdığı mektubu alıp yırttım. Artık kötü anılarımı silmem gerek. Kerem'le iyi anılarım aklımda, ama o gitti ve artık Doruk vardı. Kerem haklıydı hayat devam ediyordu. Ve bunu değerlendirmeliydim.
Sanırım Kerem'den sonra gerçek aşkı Doruk'tan bulacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIĞIN VURDUĞU SAHNE
Genç Kız EdebiyatıSU,DERİN,SİBEL VE ELİF TAŞINDIĞI YERDE IŞIĞI BULABİLECEKLER Mİ?