Bill'le geçirdiğimiz 12. gün. Tam 12 tuhaf gün. Ben biraz paranoyak olabilirim belki ama Bill benden daha tuhaf davranıyor. Ve evet. Ona Bill diyoruz. Çünkü geçen gün onu bi an Cipher'a benzetip ona Bill deyince oda kim olduğunu sorunca özür dileyip birine banzettiğimi ve onun pek te iyi biri olmadığını söyledim ve o da sorun olmadığını Bill isminin hoşuna bile gittiğini söyledi. O günden beri adı Bill. Tuhaflığı konusuna gelince bugün ona sormayı düşünüyorum. Ama evde olmaz. Bu yüzden ormana götürmeyi planlıyorum.
Plana karar verince mayıştığım koltuktan doğrulup tavan arasındaki odaya çıktım. Bill kabus görmekten korktuğu için benim yanımda yatıyor ve kimsede bunu sorun etmiyordu.
Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Hala uyuyordu. Yatağın kenarına oturdum. Elim istemsizce saçlarına gitti. Neden bilmem ama bu sarı saçların içinde parmaklarım huzur buluyordu. Hoşuma gidiyordu. Karşı çıkmadığı için de arada okşardım işte.
Saçlarını okşamamla birlikte yavru bir kedi gibi mırıltılar çıkartmaya başladı. Bu sevimli haline gülümsedim. Uzun süre böyle kalabiliridim ama yapmam gerken bir işim vardı. Birden bağırarak uyandırmak istemedim. Nasıl uyandıracağımı düşündükten sonra aklıma gelen fikirle yüzüne doğru eğildim. Bir anne şevkatiyle uyandırmak istemiştim. Annesini bile hatırlamıyorken yokluğunu hissettirmemek bir insanlık görevi sayılır değilmi?
Dudaklarımı yavaşça ve mümkün olduğunca yumuşak bir şekilde alnına dokundurdum.
-Bill... Uyan hadi.
Dedim demesine de... Niye anne şevkati gibi değilde başka bir şey hissediyorum. Herneyse şunu acilen uyandırmam lazım.
Bill bu sözlerle hafifçe mırıldandı.
-Hmph. Daha saat kaç ki sanki?.
-Saat öğlenin ikisi.
-Daha çok erken...
Demek daha çok erken ha! Görürsün sen şimdi!!! Diye içimden söylenerek üstüne çıkıp karnına oturdum.
-Bak üçe kadar sayıyorum. Kalkmazsan zıplar, bağırsaklarını ezerek boğarım seni ona göre.
Omuz silkti.
-Biiirrr...
Tepki yok.
-Ikiiiii...
Hala tepki yok.
-Iki buçuuuukkk...
Yinede tepki yok.
-Üüüüççç
Sen kaşındın. Tam zıplamak için kendimi biraz yukarı atmıştım ki elini birden belime dolayıp beni yatağın boştaki tarafına attı.
-N_ne..y_yapıyorsun.sen?!?
-Bağırsaklarımı kurtarıyorum.
-UYANMIYORSUNKÏ!
-Bağırsakta bağırmasakta uyanmıycam ki!
-Bu nası espri yaa!!! Herneyse nasıl uyandırmamı beklersin peki!.!
-Bana kahvaltı getirebilirsin mesela.
-Yok yaaa... Başkaa!!!
-Bide ayriyetten vişne suyu alabilirim.
-Yaa kalk yürü git işine yaa. Ben senle mi uğraşacam, Mabel'lamı, Stan.... Saymaya üşenecek kadar çok isim var listede!!!
-Peki. Peki. Bişey demedim.
Yataktan kalkıp aşağı indi. Şimdi iki saat kahvaltı da hazırlayamaz bu diye ben de yardım için indim.
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-BILLDIPP-
FanficBu ilk kitabım. Sevmenizi umuyorum. İçeriği açıklamak gerekirse başlıktan anlamışsınızdır zaten.( ͡° ͜ʖ ͡°)