Zero Falls-2

1.6K 147 79
                                        

" S...Stan amca??!". 

Herkez aynı anda bana baktı. Uçan, Stan kılıklı varlık hızla yanıma gelip yakalarımdan kendine yaklaştırarak bana sinir dolu gözlerle bakmaya başladı.

" Sen Stan' i nereden tanıyorsun!?!"

"S... Sen Stan değil misin?"

Hala tıslayarak bana bakıyordu ve işin kötüsü ayaklarım yere bile değmiyordu. Gözlerini hafif mavi bir aura sarmaya başladı

"Ben Stan falan değilim. Şimdi benim soruma cevap ver velet. Sen... STAN İ NEREDEN TANIYORSUN"

Ben altıma sıçma konumuna gelirken Mabel duruma yetişti ve onu omzundan tutarak geri çekip beni yare indirdi ve söze o devam etti.

"Ah. Bak.. Stan bizim amcamızdır ve hiç te iyi niyetli biri olduğunu söyleyemeyeceğim. Ve deminki gördüğün şeytan melezi de benim ikizim Dipscik."

"N... NE EEEE EEE!!! Yok artık... Bana bunun doğru olmadığını söylesin biri.... Ben... Ben bu kadar huysuz biri olamağm.... Ağğğğğ"

Sesli düşünüyordum. Ve yine tüm şaşkın bakışları üstüme çekmiştim.

"hahhh.... Sanırım size başından düzgünce anlatmalıyım..."

***

Bill B. A.

Şu anda galiba kafayı yemek üzereyim... Bu... Bu nasıl olur...

Pekala.... Sakinleş Bill.... Tamam pekala durumu son kez gözden geçirelim...

Babamı görmek için saraya uğradık... Will beni içeri babam bana kızgın diye tek yolladı.. İyi.. Güzel... Babam yatakta yoktu... Hala iyi... Odadan çıkmaya çalıştım ama kapı kilitliydi... Burada da o kadar sorun yok. Şeytanlar için yapılmış bayıldığı gaz odayı sardı.... Ve... Şu anda Will'in yaptığını anladığım kadarıyla yatağa bağlı durumdayım.... Evet... Kesinlikle çıldıracağım... Argghhh!!!! Bunu bana neden ve nasıl yapar...

Dipper

"... Kısacası hangi boyuta girmem gerektiğini bilmediğimden boyut boyut dolaşıyorum. Ve sıradaki boyut kapısını açmak için sizden yardım istiyorum. Her boyut kapısının büyüsü farklı çünkü..."

Horlama sesi çıkaran Mabell'a döndüm.

"HEEYY!! Dinliyor musun acaba!"

Mabell aniden kafasını kaldırarak

"HEY.. NEY.. EVET.. EVET"

Göz devirdim... Mabell harici herkes ilgiyle dinlemişti... Bill öne atlayarak konuştu..

"Vayy beee.. Demek şimdi farklı boyuttaki beni arıyorsun ha?... Peki neden onu bulmakta bu kader ısrar ediyorsun. Yani sırf iyi birine dönüştüğü için bunca zahmete katlanıyor olamazsın... Değil mi?"

Sanki bu sahneyi daha önceden de görmüştüm.... De neyse...

" ımmm. Şeyyy... "

Ellerimi birleştirmiştim ve parmaklarım birbirine dolanıyordu...

" B... Ben... Ben galiba... Eeee... Ben.. Yani........              Ben galiba ondan hoşlanıyor olabilirim"

Diye belirttim sonlara doğru sesimin incelmesini engelleyemeyerek... Yüzüm kızarmaya başlamıştı... 

Mabell gözlerini oğuşturup

"O değilde ben başka boyutlarda kardeşimin bu kadar sevimli olacağını düşünemezdim.  "

Dedi ve hafif bir kıkırdama eşliğinde Dipper'in kaşlarını çatışına aldırmadan"ben yatacağım..  Nerede benim uyku yastığım". Dedi ve will'i alıp omzuna atarak odasına doğru uçtu.  Will'in gıkı çıkmıyordu.

"Aman aman....  Tüm konuşma işini bana bırak zaten " diye bağırdı arkasından Dipper3 (evet evet.  Bir ve iki olduğuna göre sıra üçte mvdmvd). Beni sırtımdan tutup koltuğa koydu ve yanıma oturdu...  
Öküz ya...  İnsanda biraz kibarlık olur.. Hala aklım almıyor...  Benim nasıl böyle bir versiyonum olur...

Diye sayıştırmaya devam ederken Dipper bana bakıp ' Benim bir şeytan olduğumu unutuyorsun galiba...  Düşüncelerini okuyabiliyorum cnm'. Şeklinde tripli cümleler yolladı düşünce gücüyle...

Göz devirdim.. O da tchladıktan sonra boğazını temizleyip okuyacağı nutuğa başladı...

" Bak...  Bir kehanet vardır...  "

Aha başladık gene....

"Sözümü kesme velet... Neyse...  Kehanete göre bir şeytan ve bir...  Burasının üstü karalanmış ki duruma bakılırsa bu insan olan sen oluyorsun.,  aşkı,  tüm evrende ve boyutlarda sonsuz kaos ve savaş başlatacaktır.  Savaşın sonlanması için bu iki aşıktan birinin kanının diğeri tarafından altın kupaya alınıp savaş tanrısına sunulması gerekir.  Ancak kehanetin sayfaları çalındığı için kimin öleceği ve savaş tanrısının kurbanın kanını kabuk edip etmeyeceği bilinmiyor.  Bunu kader gösterecek.  "

İçim titremişti...  Demek gerçekten ona aşığım?  Hadi onu da geçtim...  Ne demek birimizin ölmesi gerek....  Off neyse..  Epey Karılık zaten..  Şu an bunları düşünecek havamda değilim.

Yanımda oturan şeytan Dipper ve ben hıçkırık sesiyle arkamıza döndük.  Küçük Bill ağlıyordu.  Dipper-ki ona böyle hitap etmek oldukça tuhafıma gidiyor-  elini alnına vurdu. 

-ahh... Salak şey...

Gidip onu kucağına aldı.

"O bizim kehanetimiz değil.  Bizim başımıza öyle birşey gelmeyecek...  Hem sen benim seni koruyacak kadar güçlü olmadığımı falan mı düşünüyorsun....  Şimdi uslu bir çocuk ol ve haydi yatağa"

Dedi ve o şekilde odalarına gittiler...

Arkalarından bakakaldım.... Eeeee....  Ben şimdi nasıl gidicem....

O sırada Kill masadan aldığı günlüğü elime tutuşturup koltuğa uzandı ve TV izlemeye koyuldu....  Elimde kitap bos boş ona bakıyorum... Göz ucuyla bana baktı.

" sen hala burada mısın...  Hahhhh...  52. Sayfa,  2. Büyüyü oku..  Kapı açılır"

Ve tekrar televizyona derken mırıldandı.

" bu gidişle evde kalacağım.  Keşke beni de alıp götürsen"

İçimden onun haline gülerken büyüyü buldum ve bir sonraki portalın kapısını açtım...  Kill'e döndüm.

"Merak etme.. Sen de bulursun birini...  Belki bir gün geri dönersem sana birini de getirebilirim...  Belki kız versiyonunu falan getirir im"

Diyip kıkırdadım.  Biraz umutla bakıp

"Fena olmaz... "

Dedi ve şans dileyip portaldan geçene kadar el salladı...

Öhö-öhöm... Evet....  Uzun bir aradan sonra geri döndüm..  E postamı unutmuş tüm ve durum gereği wattpaddi silip geri yüklediğimde göremedim...  Yeni bir hesaptan yeniden hikayeye başlıyordum.  Buradan ümidimi tamamen yitirmiştim fakat şu an gerçekten çok mutluyum.  Boşa gitmesin diye iki hesaptan da farklı kitaplar yazacağım. Sizi seven Aypars~ 😉

-BILLDIPP-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin