SARI?

4K 247 277
                                    

Sarı'nın bakış açısı

Gözlerimi binbir güçlükle araladım. Kendimi yıllarca uyumuş gibi hissediyorum. Başıma gelen ağrıyla beraber acı içinde yattığım yerden doğrulmaya çalıştım. Üstümdeki yorgan benim hareketlerime uyum sağlamıyordu, birşey onun rahat hareket etmesini engelliyor gibiydi. Hızlıca yatağın üstüne göz gezdirdim. Kollarını yatağın üstünde bağlamış, kollarının üstüne kafasını koymuş bir çocuk uyuyordu. Kahverengi saçları vardı. Yerde üstünden düşmüş bir battaniye ve ayağında kalın yünlü pantifleri vardı. Böyle oldukça şirin görünüyordu. Gözünün altında uykusuzluktan ölüyorum diye bağıran göz altı torbaları vardı. Üşümüş olmalı ki titriyordu. Onu rahatsız etmemeye çalışarak yerimden kalktım. Yerdeki battaniyeyi alıp üzerini sıkıca örttüm. Bu şekilde pek rahat görünmediğinden az önce yattığım yatağın yastığı onun başının altına koyuyordum ki ellerimin üstündeyken uyandı. Çok güzel kahcerengi gözleri vardı. Bu renk bana bir duyguyu anlatıyordu ama bunları düşünmek için hiçte doğru bir zaman değildi. Kendine geldiğinde kafasını kaldırdı ve bana şaşkın gözlerle baktı. Benim de ondam farkım yoktu gerçi. Yanlış anlaşılabileceğinden söze ben başladım.
-Şeyy... Kolların uyuşmuştu diye düşünmüştüm de...
-...
- Iııımmmm... Birşey sormam gerek. Bana ne oldu? Burası neresi? Ne kadar zamandır buradayım ve siz kimsiniz acaba?
-Bilmiyorum.
-!?!
-Sana ne ilduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Kaç gündür burada olduğunu hatırlamıyorum... Gizemli kulübedeyiz ve kendimi tanıtmam gerekirse ben Dipper Pines. 15 yaşındayım. Kış tatili için buraya gelmiştim. Ormandayken karların arasında seni buldum. Ben de alıp buraya getirdim. Peki ya sen kimsin?
-Bilmiyorum.
-...?

Sarı saçlı çocuğun gözünden

Karşılık alamayınca gözlerimi yerden kaldırıp Dipper'a baktım. Zorlayarak çok kısık bir şekilde açtığı gözleri de kapandı. Gerçekte çok yorulmuş ve benim de hâla uykum var. Yatağın üzerindeki yorganı indirip duvara bitişik olan kısma Dipper'i yatırdım. Odada bir yatak daha vardı ancak kime ait olduğu ve ne tepki vereceğini bilmediğim için Dipper'in yanına kıvrıldım. Tek yatağa iki kişi sığmak zordu. Düşmemek için elimi rahatsız olmayacak şekilde Dipper'ın beline doladım. Yorganı hava soğuk olduğu için Dipper'ın boyun hizasına kadar çektim. Ben ondan uzun olduğum için ona iyice omzumun birazcık aşağısına geliyordu. O yatağa sığabilmek için ona iyice yaklaştım ve çenemi kafasına dayadım. Sebebini bilmediğim bir mutluluk ve huzur sarmıştı içimi. Sarıldığım küçük çocuğun kokusu Çam ağaçlarının en yeni ve güzel kokularını gün batımı yeline karıştırıp getirmiş gibiydi. Yüzüme farkında olmadan yerleşmiş gülümsemeyle gözlerimi kapadım.

              ****

   Dipper'in gözüyle

Gözlerimi açmadan önce ne kadar dinç olduğumu farkettim. Galiba endişeden ve meraktan uyuyamamıştım. Sahi... Ben ne ara uyuyakaldım. Hatırlıyorum da... Eve getirdiğim çocuk uyanmıştı. Iki çift laf ettikten sonra dayanamayıp yorgun düşmüş olmalıyım. Lafını bu şekilde böldüğüm için kalktığımda ona bir özür borcum olacak. Bir de aklıma gelmişken... Ne kadar güzel gözleri vardı onun öyle... Güneşin en saf hâli gibi parlıyorlardı... Bide üşümeyim diye üstüme battaniyeyi örtüp, uyuşur diye altıma yastık koyarmış. Battaniyeyi örttüğünü nereden mi biliyorum? Çünkü orada uykuya tamamen yenilmeden önce yere düşmüştü. Tabi o sırada uykunun eşiğindeydim. Neyse... Artık iyice dinlendiğime göre kalkıp, ondan özür dileyip, güzelce hep birlikte iyi bir kahvaltı edebiliriz sanırım... Gözlerimi yavaşça açtım. Kim sabahın verdiği uyuşuklukla gözlerini birden açardıki? Bir dakika, bir dakika... Neden karşımda, hemde çenesini kafama dayamış bir adet sarışın var?!!! Ve...elleri belimde!?!... Ahhh!!! Sakinleş Dipper... Bunun da eminim iyi bir açıklaması vardır. Kafamı ellerini arasımda bulduğumki gibi. Acaba şu anda uyuyor mudur, yoksa uyanık mıdır? Kafamı yavaşça çenesinden ayırıp, yatakta biraz yukarı çıktıktan sonra (eh çocuk benden uzun) gözlerine baktım. Kapalıydı. Anlaşılan uuyordu. Yüzünde insanı intihar ettirebilecek kadar güzel bir gülümsemesi vardı. Rüyasında ne görmüştü ki bu kadar mutluydu bu sarı? Yer değiştirince kendi yatağım olmasına karşın yerimi yadırgadım. Eski yerim daha güvende ve huzurlu hissettiriyordu sanki... O uyanıp farketmeden önce hızlıca yatağın aşşağılarına inip tekrar başımı çenesine dayayıp ona doğru sokuldum. Birşeyleri eksik hissedince onun elini tekrar kendi belime doladım ve ona sıkıca sarıldım. Dur biraz... Ben...ona...sarıldım... Bu biraz tuhaf değil mi... Anlamsızca kızaran yanaklarımla başımı iyoce ona gömdüm. O sırada da özürlü gibi sırıtıyordum. Aslında uykum yoktu. Sadece hava soğuk olduğu için... Ifşalanma korkusuyla ellerimi hızla belinden çekmek üzereydim ki...
sanırım biraz geç kaldım... Boşta kalan eli saçlarıma dokunduğu anda uyandığını farkettim. Deeeee neden elleriyle saçlarımı karıştırıyor?! Pekala benim saçlarımı karıştırırken parmaklarının dokunduğu yerler dünyadan ayrılıp gidiyor olabilirdi ama ne biliyim işte... Birbirimizi pek, hatta adım ve yaşım harici hiçbirşey bilmiyor olmamızı da geçtim ikimizde erkeğiz yani. Pekâlâ eşcinsellere saygım sonsuzdur ama söz konusu ben olunca garip...yanii...ne biliyim...garip işte...

-BILLDIPP-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin