Monster Falls

2.4K 180 167
                                    


    Burası gerçekten tuhaf bir yerdi. Her taraf birçok küçüklü büyüklü, farklı renklerde binlerce boyut kapıları vardı. Sıçmamın sebebine gelecek olursak Bill ve Will ben buraya gelene kadar çoktan boyut kapılarının birine girmiş olmalarıydı.

Peki...Şimdi ben hangisine giricektim...

Ilk dikkatimi çeken kapıya ilerledim. Kapının üstünde 'Monster Falls' yazıyordu. Bill'i arayacaksam biryerden başlamam gerekiyordu. Bu yüzden hiç düşünmeden boyut kapısından içeri daldım.

Ormanlık bir alanda uyandım. Epey şaşırmıştım. Çünkü burası baya baya kulübenin biraz ilerisindeki ormanlıktı. Acaba geri mi döndüm, acaba kapı mı bozuktu diye düşünürken biraz öteden gelen seslerle düşüncelerimden sıyrıldım. Bir ağacı görünmemek için kendime siper alarak dikkatimi seslere verdim. Bir geyik. Yo, hayır. Bu...bu bir .... Buda nesi?!? Yavaşça yürüyen bel altı ceylan bel üstü bayağı bildiğin ben olan bir yaratık. Bu nası bi canlı. Bu nası bi biyolojik tepkimedir?!.

Arkamdan gelen seslerle oda bende aniden çamların gerisinden gelen hışırtıya kulak kesildik. Gerçi o ceylan kulaklarını havaya dikti ama neyse... Bir patlama sesi yükseldi o çamların ardından. Ben yerimde sıçradım. Kendime gelince Dipper2'nin olduğu yere baktım. Evet. Ona Dipper2 diyeceğim. Yere düşmüştü. Dikkatli bakınca sağ ön bacağının biraz yukarısından vurulmuştu. Kaçmaya çalıştı ancak ayağa kalkmak için toparlandığı her seferinde yarası onu tekrar yere yapıştırıyordu.

Sesin geldiği yönden sarı saçlı, elinde patlamanın kaynağı olan tüfekle bir genç gelirken Dipper2 korkudan geberip gitmek üzereydi. Hmm.. Tamam, durumu şimdi kavradım. Paralel evrenlerin birindeydim. Küçükken paralel evrenlere gidilip gidilemeyeceğini hep merak etmiştim. Şimdi ise hiç gelmemiş olmayı diliyorum. Ceylan Dipper nedir yaa...

Ki büyük ihtimal mantıksal açıdan bakınca sarı saçlı kişi de Bill oluyordu. Bill2, Dipper2'ye yavaşça ve sırıtarak yaklaştı. Dipper2 hem korkunun verdiği etkiyle, hem de kan kaybından dolayı kendinden geçip yarı baygın duruma geldi.

Bill2, tüfeği tek omzuna astı ve eğilip Dipper2'yi tuttu. Dipper2 zaten hareket edemeyecek durumda olduğu için tepki dâhi veremedi. Bill2, Dipper2'yi başının arkasından oma dayayıp, ceylan bacaklarını önünde tutuyordu. Kafası ve kolları ise aşağı sarkmıştı. Bill2 rahat bir taşıma pozisyonuna yerleşince ıslık çalarak ilerlemeye başladı. Devamında olacakları çok merak ediyordum. Bu yüzden onları takibe başladım.

Bir süre ilerledikten sonra ormanlığın içindeki göle yaklaştı. Gölün kenarında mavi saçlı bir genç oturuyordu ki bu da Will olsa gerek. Çünkü Will mavi bir aura yayıyordu ve en mantıklı o oluyor. Bill2, Will2'nin yanına yaklaştı. Boş kovaya baktı.

-Kardeşim. Bugün şanssız günündesin anlaşılan.

-Aslında bugün en şansslı günümdeyim. Bi kızla tanıştım.

-Vay aslanım. Sen insan içine çıkarmıydın yaa...

-O bir insan değil abi. Denizkızı. Adı Mabel. Ve çok güzel. Bana 'kawaiii' diye bağırdı.

-Pekala. Ben kulübeye gidiyorum. Hava kararmadan evde ol.

-Peki abi.

Şurada bir duralım. Mavi olan Will. Denizkızı Mabel. Avcı kardeşler. Ceylan Dipper. Will ile Mabel... Mabel ile Mermando esprisi yapacaktım ama tüm hevesim içime kaçtı şu an. Bu nası bir yer yaa... Dur. Bill2 tekrar yola koyuldu. Buradan çıkış yolunu sorabileceğim tek kişi o. Kaybetmeden yetişeyim şunlara.

Kulübeye geldiler. Bill2 paspasın altından anahtarı alıp kulübenin kapısını açtı ve anahtarı tekrar aldığı yere koydu. Daha sonra da içeri geçip kapıyı kapattı.

-BILLDIPP-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin