Bölüm 38

136 8 0
                                    

Oldukça kötü geçen uçak yolculuğumuzda sonunda Londra'ya gelmiştik. Çocuklar durmadan huysuzlanıp bize zorluk çıkarmışlardı. Normalde hep uyuyan bebeklerden eser yoktu. Brooklyn benden hiç ayrılmamıştı ki göğsümden ayırdığımızda tüm yolcuları rahatsız etmişti. Sanırım bu kötü yolculuktan sonra uzun bir süre onlarla yolculuk yapmayız.

Onlar yüzünden bizde çok az uyumuştuk. Gözlerim uykusuzluktan ağırlaşmıştı. Liam'ın gözleri ise kıpkırmızı olmuştu. Arabaya bindiğimizde bebekler tüm işkencesini yapıp uykuya dalmışlardı. Halbuki biz hastanede yapacakları huysuzluğa razıydık. ama şimdiden kollarım ağrıyordu. Tatilde bizi hiç yormayıp uçakta bunları yapmaları çıldırmam için güzel bir sebepti.

Cama başımı yasladım. Havaalanı ve hastane arasında çok mesafe vardı. O sürede uyumayı deneyecektim. Kesinlikle eve gidemezdim. Liam her ne kadar zorlasa bile onu yalnız bırakmazdım. Hem Fiona'yı seviyordum. Onun kadar bende Fiona'nın durumunu merak ediyordum. Ufak görüşmeden sonra çocukları Harry ve Emily'ye bırakacaktık. Fiona daha ne kadar hastanede kalacağını bilmiyorduk. Bu yüzden gündüz orada olacağımız sürede çocuklardan ayrı kalacaktık. Eve dönerken yeniden onları alacaktık. Bu bizim için zor olacaktı ama Fiona için değerdi.

Gece 12'ydi. " Sizinkilerin hala orada olduğuna emin misin? Bence sabah gitmeliyiz." Eliyle gözünü ovuşturuyordu. " Annem ve babam orada. Zorundayız Ellie. Zaten yeteri kadar geç kaldık." Haklıydı. Bu yüzden yeniden gözlerimi kapattım.

Hastaneye gelene kadar çok az da olsa uyumuştum. Arabadan inmeden önce montumu giydim. Burası Los Angeles'ın aksine soğuktu ve kar vardı. Puseti aldım. Liam arabayı kilitleyip elimi tuttu.

Sonunda içeriye girdik. Yavaş yavaş yoğun bakıma doğru yürüyorduk. " Sizi eve bırakmalıydım."

" Ah hala aynı konuda mısın Liam? Çoktan geldik. İşte koridorun sonunda Karen var." Karen bizi gördüğünde gülümsemişti. Bende gülümsedim. Sonunda Karen bizi gördüğüne göre Liam söylenemezdi. Yanlarına gittiğimizde Karen'a sarıldım. " Hoşgeldiniz çocuklar." Dedi Geoff.

" Sizi sabah bekliyorduk. Ah bebekler burada perişan olacak." Karen elimdeki pusetin şemsiyesini kaldırdı. " Onlar Zaten uyuyor Karen. Bir an önce burada olmak istedik." Liam da beni onayladı.

" Büyükannem nasıl?"

" Durumu hala aynı. Değişen bir şey yok. Şuan uyuyor. Büyük ihtimal sabah sizi görebilecek." Puseti kenarıdaki sandalyenin üzerine bıraktım.

" Olan biteni sormayacağım. Az çok tahmin edebiliyorum."

" Endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok. Ah büyükannen sizi görmek isteyince kırmak istemedik. Tatilinizi yarıda kestiğimiz için üzgünüz."

" Bu önemsiz cidden. Zaten tatilimiz bitmişti dönecektik."

" O zaman biz Ellie ile beraber bize gideriz. Hem çocuklar da burada rezil olmamış olur."

" Bu çok güzel bir fikir." Liam elini omzuma koyup kendisine yaklaştırdı. " Hatta Liam da sizinle beraber gitsin. Ben bu gece burada kalırım."

" Gitmem mümkün değil." Liam'ın yüzüne baktım. Gayet ciddiydi. " Bebeğim fazla önemli bir durum yok. Rahat olabilirsin. Hem burada durmanın sana faydası olmayacak. Bebeklerinin yanında olmalısın. Yorucu bir yolculuk geçirdiniz. Hadi şimdi eve gidiyoruz çocuklar. İtiraz yok oğlum."

Daha fazla yorulmamamız için evimize gitmek yerine Karen'ın yoğun ısrarına dayanamayarak onun evinde kalmayı kabul ettik. Bu ikimiz için de iyi olmuştu çünkü uykusuzluktan ölmek üzereydik. Zaten erkenden gideceğimiz için kaldığımız yerin önemi yoktu. Hemde Karen sevinmişti.

Daddy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin