Daddy

Bölüm 54

Güzel uykumdan çocuklarımın kıkırtısı ve kocamın kötü öksürüğünden uyanmıştım. Gözlerimi açar açmaz gördüğüm ilk şey berrak ve masmavi bir deniz olmuştu. Balayındaki ilk günümüzdü. Liam geleceğimiz yeri benden sır gibi saklamıştı ve sürpriz olmasını istemişti. Bende fazla üzerine gitmeyip öğrenmek için çabalamamıştım. Bizi Bahamalar'a getirmişti ve burası inanılmaz güzeldi. Harika bir manzarası olan yerdeydi otelimiz. Hangi yerde olursak olalım denizi görebiliyorduk. Ve kaldığımız yer inanılmaz büyüktü bir ev gibiydi. Sanırım üzerinden yıllar geçse de bu yaşama alışamayacaktım.

Gülümseyerek bebeklerime döndüm. Brooke ve Brooklyn kıpır kıpırdı. Brooke babasına doğru dönüktü ve onunla oynuyordu. Brooklyn ise aynıydı, kardeşinin bileğinde takılı olan bilekliğe uzanmaya çalışıyordu. Halbuki aynısı onda da vardı ve inatla onu istiyordu. Onun  minik elini tutup dudaklarıma götürdüm. Beni fark edince tüm hareketini kesip bana bakmıştı. Bana gülümsemesi kısa sürmemişti. Bende ona gülümsedim ve burnumu güzel kokulu boynuna gömdüm. Onların kokusuyla uyanmayalı 2 gün olmuştu ama o 2 gün bana çok uzun gelmişti. Onların da bizi özlediği belliydi çünkü onları aldığımızdan beri boynumuzdan ayrılmamıştı. Bu çok sevimliydi.

Oldukça kötü başlayan partimiz çok güzel bitmişti. Liam bir süre çevresine kötü olsa da bizim enerjimiz onu gülümsetmişti ve dansımıza katılmıştı. Gecenin sonunda hepimiz sarhoştuk bu yüzden yatta olan kamaralarda sızıp kalmıştık. Yat zaten yeteri kadar büyük olduğu için herkese yetecek kadar yer vardı. Olmasa dahi hiçbirimiz o kadar sarhoşken evimize dönemezdik ve mutlaka kaza yapardık. Güzel bir sabaha uyanmıştık. Denizin ortasındaydık ve hava çok güzeldi. Sadece kötü bir baş ağrısı ve dünün yorgunluğu üzerimizdeydi.

Yattan çıkar çıkmaz çocuklarımızı çok fazla özlediğimiz için ailemizden almıştık. Artık onlardan ayrı kalmak istemiyorduk. Karen birçok kere balayımızda başbaşa kalmamız, çocukları düşünmemiz gerektiğini söylese de Liam kabul etmemişti. Onu ikna etmek çok zordu ama bizim başbaşa olmaya ihtiyacımız yoktu. Onlar hayatımızdaki en özel noktasında yer alırken rahat seks için ayrı kalmak saçmalıktı. Bizim hayatımız onlara göre şekilleniyordu, eğer onlar olmasaydı evliliği dahi düşünmezdik. Hayatımızın kararlarını onlara göre karar vermek bizim görevimizdi. Artık onlar için nefes alıyorduk ve böyle yapmadığımız sürece iyi bir ebeveyn olamazdık. En azından Liam ile buna inanıyorduk.

" günaydın benim güzel karım." dedi Liam neşeyle. Başımı Brooklyn'in boynundan kaldırıp ona koskocaman Gülümsedim. Dudağımdan öptü. " günaydın kocacığım." dedikten sonra güldüm. Böyle seslenmek garip hissettirmişti. Ah sanırım bu evliliğe alışmak zaman alacaktı.

Liam, Brooke'u alıp karnının üzerine oturttu. Bu sayede ona yaklaşmam için büyük bir fırsat elime geçmişti. Bende aynı şeyi Brooklyn için yaptım ve ona daha fazla yaklaştım. Ufaklıklar aramızdan çekildikten sonra onların ne kadar fazla yer kapladığını fark etmiştim. Bizden daha geniş alanda uyumalarına rağmen uyandığımızda bize yapışık olurlardı. Genelde çocuklar çılgın bir şekilde uyurdu ama bizde durum farklıydı.

Liam bana doğru eğilip dudağıma sulu bir öpücük bıraktı yeniden, bu yüzden başımı onun omzuna koydum. Romantik dakikalarımızı çocuklarımızın çığlığı kesmişti. Bu sefer Brooke, Brooklyn'e vurmuştu bu da Brooklyn'in göğsüme doğru düşmesine sebep olmuştu. Brooklyn ağlarken Brooke masumca babasına bakıyordu. Liam ise kaşlarını çatmıştı. Ne güzel sabahtı ama! Oğlumu kaldırıp burnuna öpücük bıraktım.

" Brooke ceza vereceğim sana. Kardeşine zarar vermeme konusunda anlaştık değil mi?" Brooke gülerek ellerini çırpıyordu. " ah hadi anne ve baba evlendi, bunu kutlamaya ne dersiniz?" dedi Liam. Brooklyn ağlarken elleri rahat durmuyordu ve geceliğimin yakasını asılıyordu sinirle. " Brooklyn oğlum kutlama diyorum sana. Anneni rahat bırak. Ah bana vuramazsın küçük adam." Liam'ın koluna da sertçe vurmuştu. Brooke ona vurduğu için bizden sinirini çıkarıyordu. Sabahımız cidden güzeldi.