Bölüm 57

242 14 2
                                    

Sabah uyandığımda fazlasıyla rahat bir yerde uyuyordum. Bu rahatlığımın bir süre daha devam etmesini istediğim için, gözlerimi açmadan bunun keyfini sürdüm. Rahat uyandığım zamanlar nadir oluyordu ve bunu en iyi şekilde değerlendirmeliydim.

Gözlerimi yavaşça açtığımda Liam'ın göğsünde ve kollarının arasındaydım. Ah rahatlığımı şimdi anlamıştım. Başımı biraz kaldırıp yüzüne baktım. Hala uyuyordu. Elimi karnından çekip sakallarına götürdüm. Yavaşça okşadım. Çok güzeldi.. Onu öpmek için başımı kaldırdığımda aklıma küs olduğumuz gelince büyük bir hızla geri çekildim. Ah küstük ve bana yaklaşmamasını, bunu yaparsa onu cezalandıracağımı söylemiştim ama bana sarmaş dolaştı. Ona kıçımı dönüp örtüyü tamamen üzerime çektim. Fırsatçı pisliğin tekiydi.

Ama dakikalar sonrası elini belimde, bir bacağını da sol bacağımda hissedince öfkelenmiştim. Ya biz ayrı kalamıyorduk ya da kocam cidden fırsatçıydı. O geceden kalma olduğu için olağanüstü bir durum olmadığı sürece uyanmazdı. Büyük ihtimal başı ağrıyacaktı ve somurtacaktı. Bu yüzden de evde olacaktı. Ama elbette ben o halini ve Ellie beni affet cümlelerini duymak istemediğim için yataktan kalktım. Uyandığında güzel bir sürpriz onu bekliyor olacaktı.

Banyodaki rutin işlerimi hallettikten sonra giysi odama girdim. Her zamanki rahat kıyafetlerimi giydim, saçlarımı topladım. Güzel bir gün olacaktı. En azında çocuklarım ve benim için öyle olacaktı. Çantamı alarak çıktım. Yavaşça çocuklarımın yanına girdim. Brooke çoktan uyanmıştı ve beşiğin parmaklarından tutarak kalkmaya çalışıyordu. Beni görünce gülümsemişti. Aynı şekilde karşılık verdim. " günaydın meleğim." diyerek kucağıma aldım. Yanaklarına minik minik öpücükler kondurdum. " gezme zamanı prensesim." onu alt değiştirme masasına bıraktım. Eline de oyuncağını verdim. Onunla oynarken bende hızlı bir şekilde altını ve üzerini değiştirmiştim. Oh keyfi yerindeydi ve bu çok güzeldi. Mızmız bir Brooke görmek en son istediğim şeydi. " sıra Brooklyn'e geldi. Uhm.. Belki onu daha sonra giydiririz ha?"

Hızlıca çantama onlar için bol bol kıyafet, oyuncak ve bez koymuştum. " şimdi çok sessiz olacağız tamam mı bebeğim? Babayı uyandırmak istemeyiz." işaret parmağımı dudaklarıma yerleştirip susması için işaret yaptım. Anlamazdı ama onunla sohbet etmek güzeldi. Beraber aşağıya indik. Mümkün olduğunca sessiz olmaya çalışmıştım. Küçük bir ihtimal olsa da uyanabilirdi. Uyanıp peşimizden gelmesini istediğim en son şeydi. Ondan uzak kalmaya ihtiyacım vardı. Kötü bir şey yapmıştı sonuçta ama hep görüyordum ve hep yanımdaydı. Uyurken bile.

Brooke'u bebek arabasına bıraktım. Kemerini de taktım. " aşkım hemen geleceğim. Oyuncaklarla oynamaya ne dersin?" arabada takılı oyuncağı salladım. O oyalanırken yeniden yukarıya çıktım ve büyük dikkatle kucağıma oğlumu aldım. Eğer uyanırsa ağlar ve sesini babasına duyururdu. Her ne kadar Liam'ın uykusu ağır olsa da ufak ihtimaller yüzünden risk almak istemiyordum.

Merdivenleri inene kadar kucağımda uslu uslu yatmıştı. Hatta çok rahat görünüyordu. Bebek arabasına bırakırken beşiğindeki gibi rahat bir pozisyon almıştı. Ayakkabılarımı giyip çantamı aldım. " gitme zamanı bebeklerim." kapıyı açınca dikkatle çıktık evden. Bugün çalışmak istemiyordum. Liam'dan uzak kalmam çok iyi olurdu. Ayrıca telefonumu da bilerek yukarıda bırakmıştım. İstediğim bir zaman eve dönerdim belki de burada uyurdum.

*

" ne yani Liam tatil gününde ve beraber bir şey yapmayacak mısınız?" Brooklyn'in yanağından öperken anneme bakmıyordum. Brooklyn salatalık kemirirken beni umursamıyordu öpücüklerimi. Onu sıkıca tutuyordum. Brooke ise bacağımdan tutunarak ayakta duruyordu. Çocuklarımın yanımda olmasını seviyordum. Diğer elimi saçlarına daldırıp okşadım.

Daddy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin