Daddy

Bölüm 52

1 ay sonra

Gömleğimi giyerken kendimi gerçekten gergin hissediyordum. Kesinlikle bu gerginliğim yarın evleniyor oluşumdan kaynaklanmıyordu. Bizzat Josh ile bekarlığa veda partime beraber gitmemden kaynaklanıyordu. Tanrım beni birçok konudan daha fazla tedirgin ediyordu. Söz konusu Josh ile anlaşmak olunca kendimi gitmek zorundaymış gibi hissediyordum. Ah keşke bu geceyi atlatıp düğün günümüze geçme gibi bir şansım olsaydı. Bu kadar gergin hissetmezdim.

Ellie heyecandan yerinde duramıyordu. Durmadan düğün hakkında konuşuyorduk. Akrabalarım hakkında bitmek bilmeyen soruları vardı. Hepsini merak ediyor ve kendisini sevmemelerinden endişeleniyordu. Hah bu konuda korkması gereken o değildi bendim. Henüz babası ve Josh beni yeni sevmişken akrabalarını düşünemiyordum. Kabullenilmeyen bir damat olacağım belliydi. Halbuki Ellie öyle değildi. Nicola'nın düğününde ve büyükannemin cenaze töreninde çoğuyla tanışmış ve hepsi de Ellie'yi sevmişti. Ah sanırım bu yüzden de gergindim. Evliliğimizin desteklenmemesinden korkuyordum.

Ellie elbisesini giyerken onu dikkatle izliyordum. O da kendi arkadaşlarıyla çıkıyordu. Ah sanırım şuan tek isteğim yataktan çıkmamaktı. Elbisesi miniydi. Normal şartlarda bu durumu fırsata çevirirdim ama şuan bunu dahi düşünemiyordum. " sevgilim iyi misin? Eğer hala hastaysan bunu iptal edebiliriz. Sana çorba yaparım." aynada saçlarını düzelttikten sonra yanıma geldi ve ellerini yanaklarıma yerleştirdi. Ona hasta olduğumu sabah söylemiştim ama bu sadece bahaneydi. Üstelik bu plan benim yüzümden bozulursa tüm gece boyu rahatlamak yerine söylenir ve geceyi mahvederdi. Sevgilimde böyle bir potansiyel varken evde kalalım demem benim için felaket olurdu.  Dudağımdan öpüp geri çekildi.

" iyiyim bebeğim."

" ah yoksa bekarlığının son günü olduğu için mi üzgünsün?" dedi gülerek. Buna bende gülmüştüm. Ellerimi beline yerleştirdim. Josh hakkında söylenmekten asla sıkılmazdım ama buna başlasam büyük ihtimal Ellie sıkılıp giderdi. Ama ondan hala korkuyordum. Gerçekten korkunç birisiydi. Çocuklarımı benden aldığını düşünürsem böyle düşünmekte haklıydım. " hayır aksine daha mutluyum." dedim en sonunda. Gülümsedi ve yeniden öptü.

" pekala Payno..." saçlarıma parmaklarımla şekillendirip yatağa kendimi attım. Yastıklara sıkıca sarıldım. " çocuklarım nerede? Ne zaman alacağız onları?" şimdiden özlemiştim onları. Eve geldiğimde eşyaları da kendileri de çoktan gitmişti. Bir veda bile edememiştim. Telefonumu dar cebimden çıkardım.

" bebeğim biliyorsun onlara vakit ayıramayacağımız için Brooklyn, Karen ile beraber. Ah çünkü Ruth orada ve ikisi iyi anlaşıyor. Brooke ise benim ailemde. Onları yarına kadar göremeyeceğiz." yarınki telaşta onları kucağımıza alacağımdan dahi şüpheliydim. Bu özlemimi daha fazla arttırmıştı.  Sonuçta herkesle sohbet edecektik. Onlara fırsat gelmemesi muhtemeldi. " ayrıca yarın düğün sonrası partide de onlar orada olacak ve ertesi sabah alabileceğiz." ah düğün saçmalığı yüzünden onlardan ayrı kalmak aptallıktı! Neden bu durumdan en çok benim meleklerim etkileniyordu? Ah anlamadığım diğer bir düzen buydu. Elimden gelse onları partiye de götürürdüm. Belki de içmeyip onları eve dönüşte yanımıza almalıydım. Düğün ve parti yorgunluğu umrumda olmamalıydı. Sadece onları istiyordum.

Telefonumdan onların fotoğrafına bakarken özlemim büyüyordu. Ah Brooklyn'in çığlıkları hala kulağımda yankılanıyordu. O gerçekten gürültüyü seviyordu. Bir videoya sıra geldiğinde Brooke emekliyordu. Bu videoyu Ellie, ben stüdyodayken göndermişti. Farkında olmadan kızım büyümüştü. Bu o kadar hızlı gelişmişti ki neler olduğunu anlamış sayılmazdık. O özgürdü ve dilediği gibi her yere gidiyordu. Ama Brooklyn biraz emekledikten sonra yorulup olduğu yere kendini atıyordu. Sanırım hemen yorulması minik göbeği yüzünden oluyordu. Yemek yemeyi sevdiği için tombuldu. Ellie ona neler yediriyor bilmiyorum ama işe yaradığı belliydi. Tombul bir oğlumuz vardı. Bu yüzden herkes onu ısırmak istiyordu. Oldukça tembel olmasına rağmen yaptığı yaramazlıkların haddi hesabı yoktu. Brooke ona göre daha az zararlıydı.