۩ -3- ۩

561 59 9
                                    


3. Bölüm - Başlangıç

Keyifle okuyun. Ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyin ^^

.....

Yaklaşan adım sesleri ve açılan kapının sesi kulaklarımı doldurduğunda yutkunarak arkamı döndüm.

" Hep senin yüzünden sırılsıklam oldum. Mutlu musun? "

Seneler sonra Taehyung'un kalın sesini işittiğimde, içimde bir kıpırtı oluşmuştu. Hoseok Hyung'un sesi yankılandı hemen sonra.

" Yürüyüşe çıkalım diye direten sendin, Kim Taehyung. Tek kelime dahi etmeye ve bana yakınmaya hakkın yok. "

Taehyung kıkırdadı kapının örtünme sesi eşliğinde. Ve " Şu ışığı yakar mısın artık?" diye söylendi.

Nefesimi tuttum ve yüzümü kapıya doğru döndüm. Dizlerim titriyordu ve kafamın içindekiler ilk defa susmuştu.

" Acaba Jungkook hala burd- "

Kapkaranlık hol, bir anda aydınlığına kavuştu ve Taehyung ile gözlerimiz kesişti. Sözleri yarım kalırken, gözleri fal taşı gibi açıldı. Nefesini tuttu ve bir iki adım sendeledi. En ağır şekilde bir kez daha onları ne kadar özlediğimi hissettim. Ne kadar acıttığımı fark ettim.

Ne kadar acıdığını...

Kaskatı kesilmişti bedenim. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi, nasıl hareket edeceğimi bilmiyordum. Tek bildiğim ve hissettiğim damarlarımda dolaşan özlem duygusuydu. Ve pişmanlık...

" Jimin? " diye fısıldadı titrek sesiyle. Sesi endişe kokuyordu ailemin. Hayal kırıklığına uğramanın korkusu vardı sesinde. Biraz da kırgınlık ve öfke barındırıyordu. Bir anda zihnim küçüklük anılarımızla doldu taştı. Sanki karşımda yetimhaneye ilk geldiğindeki gibi küçücük, savunmasız ve korku dolu bir beden vardı. Minik bedeni ve korkak bakışlarıyla bana bakıyordu. " Merhaba " diyordu ağlamaklı bir sesle. " Ben yeni yatak arkadaşınım lütfen iyi anlaşalım " Titrek ve büyük bir arzuyla onay bekleyen gözleri, tam gözlerimin önündeydi. Jaebum ile birlikte ona çürük ve sararmış dişlerimizle gülümsüyorduk ve ailesini henüz kaybettiğinin farkında olduğumuzdan onu aramıza çekip kocaman sarılıyorduk. " Korkma artık yeni ailen biz olacağız " dercesine sımsıkı.

-Çocuk bir şey yapmanı bekliyor Jimin. Sen olduğuna inanamıyor bile Neden gidip ailene sıkıca sarılmıyorsun?

-Bu sefer bende onaylıyorum Park Jimin. Git ve ailene sımsıkı sarıl. İyileş.

Yutkundum ve kafamı salladım.

Tek bir kelime dahi etmeden aramızdaki kısa mesafeyi koşarak kapattım ve kendimi Taehyung'un bedeninin üstüne attım. Kollarımı sıkıca boynuna dolarken kafamı boynuna gömdüğümde her şey alt üst olmuştu. Umursayabileceğim en son şey sırılsıklam olmuş kot pantolonum ve sweetimdi. Dünya benim için dönmeyi bırakmış, zaman kavramı yok olmuştu. Taehyung vardı sadece. Gerçekti.

Ailem, arkadaşım, bana verilen ama hiçbir zaman kendimi oraya ait hissetmediğim dünyamın sahibi, Kim Taehyung vardı. Bedeni uzun yıllar sonra kollarımın arasındaydı işte. Kollarım tüm çıplaklığıyla onu bırakıp gittiğimden bu yana fazlasıyla gelişmiş ve kaslanmış vücudunu sarıyordu. Önceden benden kısaydı ancak şimdi boynuna yetişebilmek için ayak uçlarımda yükselmem gerekiyordu.

Ve bir an için, kendimi seneler sonra ilk defa huzurlu ve gerçekten özgür hissetmiştim. Çünkü yoktular. Sanki beynimi ve düşüncelerimi yöneten tilkilerim susmuştu. Orada varlıklarını bile hissetmiyordum. Kalbim daha da hızlandı.

Dance On The Stage ۩  JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin