Umut, diye bir şey yok hayatında.
Sen karanlık, acı dolu bir geceninsin Park Jimin. Tüm sokakları acıya çıkan, harabe bir şehirsin...
Oysa umut, tüm karanlığı ezip geçen parlak Ay'a ait.
| JiKook+ Vhope +Namjin
Jungkook'un sıcak nefesi dudaklarına çarptığında, kupkuru kalmış boğazı ile yutkunma gereksinimi duymuştu Jimin. Bir an için nefessiz kaldığını hissetmişti sanki. Hızla çarpmaya başlayan kalbinin yerinden çıkacağını düşünmüştü. Asla boğazına oturan o şeylerin geçmeyeceğini ve sonsuza dek yutkunamayacağını.
Kulaklarında derin bir uğultu başlamıştı.
Ah, işte yine oluyordu.
Dans ediyorken öylesine rahatlamıştı ki, şimdi Jungkook'u görmek ve bu denli yakın bir hareket içerisinde bulunmak Jimin'i heyecanlandırmıştı. Bu heyecanlanma direkt olarak kafasındakileri de etkiliyordu.Bir anda coşuyorlar ve Jimin'e tahammül edemeyeceği bir acı veriyorlardı.
Gözlerini kapatarak derin bir nefes almaya çalıştı. Bu sırada elleri titremeye başlamıştı ve müzik çaları görüp de heyecanla kucağından inen minik kız kendisine çok yardımcı olmuştu. Jimin, derin bir nefes alarak Jungkook'un fazlasıyla yakın olan kokusunu içine çekti.
Yavaş yavaş, tüm her şey bedeninden çekilirken şükrediyordu Jimin. Kokusunun bile kendisini bu denli rahatlatan insana şükrediyordu.
Tüm bu olanları öylesine ustalıkla gizlemişti ki, Jungkook hala hiçbir şeyden habersiz sırıtarak kendisine bakıyordu.
Onunla oyun oynuyordu.
Y/N: Sen kiminle dans etmeye çalışıyorsun yiğidim
Jimin gülmemek için dudaklarını dişleyerek Jungkook'a bir adım daha yaklaştı. Bunu yapması neredeyse aralarındaki mesafeyi sıfıra indirmişti. Çocuğun yüzünden yavaş yavaş silinmeye başlayan sırıtışı keyifle izledi Jimin. Ve biraz daha, biraz daha yaklaşarak - Jungkook kendinden bayağı uzun olduğu için hafifçe kafasını yukarı kaldırmak zorunda kalmıştı - dudaklarını uzattı Jungkook'a doğru ve gözlerini yumdu.
"Evet, Şunkuk oppa çok isterim. "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnce ve cılız sesini daha da incelterek konuşmuştu. Jungkook, heyecanlarak eli ayağı birbirine dolaşırken ne yapacağını şaşırmıştı. Sadece, gözünü bile kırpmadan bir santim yaklaşsa öpebileceği dolgun ve pembe dudaklara bakıyordu.
