Sonbaharın getirdiği hafif soğuk havaya rağmen, hava çok güzeldi. Sabahın erken saatlerinde okula uyku sersemi gelen onca öğrenciyi uzandığı banktan izliyordu.
Uzandığı bankın hemen arkasında bulunan büyük ağacın kurumaya yüz tutmuş yaprakları ve çoktan solup dökülmeye başlamış yapraklardan biri usulca saçlarının üzerine düşmüştü.
Okul kapısından içeriye giren bedenle gülümsemiş ve gözlerini kapatmıştı. Nasıl olsa hemen yanına gelirdi, her zaman olduğu gibi.
"Jisung-ah! Ne yapıyorsun?" Minhyun'un neşeli sesiyle gözlerini aralamış ve başında dikilen arkadaşına bakmıştı.
"Klüp için fikir arıyorum." Jisung Minhyun'u izlemeye devam ederken kalçasını yana kaydırıp yanını pat patlamıştı.
"Ciddi misin? O kulüp henüz kapanmadı mı?" Minhyun omuzlarındaki çantasını çıkarmış, Jisung'un pat patladığı yere oturmuştu ve çantasını dizlerinin üzerine koymuştu.
"Henüz değil... Birkaç üye bulamazsam klübüm kapanacak." Jisung sıkıntılı bir şekilde iç geçirirken Minhyun bütün ilgisini ona yöneltmişti.
"Şuan kaç kişi var?" Dedi ve Jisung'un mimiklerini izlemeye başladı.
"Beni de sayarsak bir." Dedi Jisung sahte bir gülümsemeyle.
"Peki şu ikiz kardeşler?"
"Okul değiştirdiler."
"Dövmeli kız?"
"Okuldan atıldı."
"Şu iri yarı korkunç çocuk?"
"Geçen sene mevzun oldu."
"Peki ya şu tıfıl kız?"
"Son senesi olduğu için klübü bıraktı."
Aralarındaki kısa ve soluksuz soru cevap faslı bittiğinde ikisi de sıkıntılı bir nefes koyuverdiler.
"Sende bu sene klüp işini bırakıp üniversite için hazırlansan nasıl olur?" Minhyun'un sözlerini bitirmesi ile Jisung hızla ayaklanmıştı.
"Yine başlama Minhyun, hadi gidelim." Jisung okula doğru yürümeye başladığında Minhyun da ayaklanmış ve onun peşi sıra okula yürümeye başlamışlardı.
İkisi birlikte yürürlerken kantinin ve yemekhanenin birlikte bulunduğu, okul binasının dışında yer alan diğer bloğa yöneldiler.
Aralarındaki sessizlik kulaklarına dolan düzensiz ses, gitar tellerinin boşluklu perdeleri ve bir grup kızın attığı kısa çığlıklarla bozuldu.
"Kim Gösterişçi Jae Hwan yine iş başında." Minhyun yüzünü buruşturarak karşısındaki manzarayı izlemeye başladı.
Kim Jaehwan ikinci sınıflardan bir çocuktu ve Minhyun ile aynı klüpte olan iki ezeli rakipti. Daha doğrusu Minhyun'un gözünde iki ezeli rakiplerdi. Jaehwan'ın onunla alıp veremediği hiçbirşey yoktu.
Daha doğrusu Jaehwan'ın okuldaki kimseyle alıp veremediği yoktu. Çünkü neşeli ve sempatik biriydi. Herkesle arasını iyi tutar ve kendisini sevdirirdi. Hwang Min Hyun bunun dışında kalıyordu tabii ki.
"Bu çocukla alıp veremediğin ne var?" Jisung'un sorusuyla delici bakışlarını Jaehwan'ın üzerinden çekmiş ve arkadaşına çevirmişti.
"Belli bir nedeni yok, hoşlanmıyorum sadece." Minhyun omuz silkip yürümeye başladığında Jisung da onu takip etmiş ve kantine girmişlerdi.
Birlikte karınlarını doyurduktan sonra kantinden çıkmışlardı. Minhyun önünden ilerleyen Jisung'un elini tutarak onu durdurmuştu.
Jisung ne olduğunu anlayabilmek için ona döndüğünde, Minhyun bir adımla aralarındaki boşluğu kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Cry Over Me [Askıda]
FanfictionSana ait olmak iyi hissettiriyordu. Korunmak gibiydi. Her şeyden. Herkesten. (5 Ağustos 2017 - ?) Hayran Kurguda rekor #121 PanWink #1 OngNiel #1 JinHwi #1 MinHwan #1 2Sung #1