14. Bölüm

427 68 97
                                    

Minhyun yatağına uzanmış bir kaç saat önce başına gelen karmaşayı en yakın arkadaşına mesaj yoluyla anlatıyordu.

Gönderen: Sungie :)

[Kimmiş öğrenebildin mi?]

Okuduğu mesajla yüzü düşmüştü. Kim olduğunu öğrenememişti çünkü biricik kardeşi zavallı çocuğu sitenin çıkışına kadar taşlayarak kovalamıştı.

Gönderilen: Sungie :)

[Fırsatım olmadı. Seonho denen velet çocukcağzın kafasına saksı fırlatınca can havliyle kaçtı garibim.]

Gülümsemeden edemedi Minhyun. Kendisini ilanı aşk edecek kadar cesur ama henüz orta okuldaki kardeşine kafa tutamayacak kadar korkak oluşu komik geliyordu. Birazda tatlı.

Gönderen: Sungie :)

[Seonho'yu seviyorum! Kkkkkk]

Jisung'un Seonho'ya olan sevgisini ise bir türlü anlam veremiyordu. Yan komşuları olan hyung ile kendisini yakıştırdığı zamanlar Seonho'yu paylıyor, kendisini dış etmenlerden koruduğu zamansa yüceltiyordu.

Jisung'un arkadaşlarına olan bağlılığı sevimliydi. Ama bazen dozunu kaçırıp kendisini kaçık moduna alabiliyordu. 'Sen yalnızca benim kankamsın, seni başkalarıyla paylaşmam' ve bunun gibi bir çok cümleyi sıralayabilirdi.

Gönderilen: Sungie :)

[Bugün yeterince aksiyon yaşadım dostum, artık yatmalıyım, tatlı rüyalar dostum!]

Oturduğu yataktan kalkıp dolabının karşısına geçmiş ve soyunmaya başlamıştı. Kıyafetlerini kirli sepetine attığı sırada telefonunun bildirim sesi odayı doldurdu.

Dolabından çıkarmış olduğu pijamalarını giydikten sonra odasının ışığını kapatarak yatağına girmişti. Bir mesaj bildirim sesi daha gelince yastığının altına sıkıştırdığı telefonunu çıkardı.

Gönderen: Sungie :)

[Klübüm için gelenleri bilsen donup kalırsın! Yarın bunu bol bol konuşacağız, kaçışın yok!]

Gönderen: Sungie :)

[Tatlı rüyalar... dostum]

Arkadaşlarının mesajlarını okuduktan sonra telefonunu kapatmış ve pikesini göğsüne kadar çekip uyumaya çalışmıştı.

Aklı karışmış hissediyordu. Şu an kafede şarkı söyleyen gizemli çocuktan hoşlanıyordu. Ama bu his de neyin nesiydi?

Kendisine ilanı aşk eden bu şapşal çocuk ne demeye duygularını değiştirecekmiş gibi hissediyordu.

~°~°~°~°~°~


"Canımı acıtıyorsun!"

Kuanlin acıyan saç diplerini eliyle ovuştururken, karşısındaki beden elinin üzerine sert bir şaplak atmıştı.

"Ay ne tatlı canın varmış senin ya!" Seonho ellerini beline yerleştirip çemkirmişti önündeki sandalyede oturan çocuğa.

"Ama canım yanıyor!" Kuanlin oturduğu sandalyenin önündeki aynadan arkasında duran ve saçlarıyla uğraşan çocuğu izliyordu

"Şimdi bunları çekeceksin ki oppan seni beğensin." Seonho boynuna astığı saç kurutma makinesini tekrar çalıştırıp Kuanlin'in saçlarını şekillendirmeye devam etti.

Don't Cry Over Me  [Askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin