7. BÖLÜM "Her şey bitti mi?"

4.2K 156 11
                                    

*******
MİRAY:

Gözlerimi açtığımda nerede olduğum hakkında hiçbir şey bilmiyordum ve neden bayıldığımı da... Derken herşeyi yavaş yavaş hatırlamaya başladım ve beni yataklara düşüren olayı da! 
Ne yani ben Baran'la mı evlenecektim? Asla böyle bir şey olmasına izin vermem! Zaten Hakan beni kurtarır, kahramanım benim. He bu arada Hakan nerede, beni buraya bırakıp gitmiş olamaz herhalde? Derken bir kapı sesi duydum Hakan geldi herhalde. 
"Hakan neredeydin ya korktum ben burada." dedim ve bir cevap gelmedi. Tekrar
"Canın oyun mu oynamak istiyor Hakan cevap versene!" diye cırladım iyice korkmaya başlamıştım ve odadaki ışık odayı aydınlatmaya yetmiyordu tabi buraya bir oda denebilirse...
   Ve hala bir ses yok... 
Birden odayı daha fazla aydınlatan bir ışık yandı ve gözlerim acıdıgı için ovuşturmaya başladım.
Gözümü açtığımda karşındakinin Hakan değil Baran olduğunu gördüm ve çığlığı bastım haliyle... Baran birden üstüme çikarak ağzımı  kapattı ve benim susmamı bekledi. Altında rahat durmadığım için zaten yara olan kolumu tekrar sıktı ve gözlerinden yaşlar geldi bu sefer. Ne yapmaya çalışıyor bu manyak yine ya? Birde gözümden süzülen yaşları siliyor.. En sonunda susmazsam ağzımı açmayacağını anladım. Sustum sessizce bekledim ama elini hala ağzından çekmedi ve üzerinden de kalkmadı. Bakışmaya devam ederken elini ağzından çekmeden önce beni alnımdan öptü ve birakti. Afallamış salak gibi suratına bakarken konuşmaya başladı bu arada hala üzerimde idi.
"Mala bağladın lan!" dedi kahkaha atarak. Ben de:
"Manyak mısın ya sen psikopat! Kalk üzerimen pislik!" dedim ve onu üzerimden itmeye çalıstim ama nafile... Mübarek çocukta ne vücut varsa artık...  Beni öptü değil mi bu biraz önce ben sana bunu sorarım... 
"Seni öptüm diye hiç havalara falan girme gerizekalı! Seni tam o öptügüm alnından vuracağım! Pislik! Sen kimsin ya tüm hayatımı mahfedebiliyorsun? Niye öptün diye sorarsan da kendime bir hedef belirledim ondan, yoksa senin pis sivilceli suratını opecek halim yok. Hakanı da hallettim o da telef oldu sıra sende küçük orospu!''  dedi ve silahını çıkardı. Artık sonum geldi sanırım, kendi sonumu getirdim hem de hıc yok yere. 
"Ya sen kimsin, kim oluyorsun da beni öldürüyorsun? Şerefsizsin sen kardeşim dediğin en yakin arkadaşını bile öldürmüşsün, seninle evlenmeyede meraklı değilim ben..Zaten bu evlilikten kaçmak için Hakan'dan yardım istedim. Kötü mü ettim. Hakan'a cidden bir şey yap--" sözümü bitirmemi beklemeden silahı alnıma doğrulttu ve bum!

   

    Silahın patlama sesiyle birden olduğum yerden sıçrayarak uyandım.  Ben olduğum yerde sıçrayıp çığlığı basınca Hakan koşarak yanıma geldi. Bana bir şeyler diyordu ama benim kafamda hala o silah sesi vardı. Hakan'ın sesi giderek yükseliyor ben de giderek daha kötü oluyordum. En sonunda Hakan bana hafif bir tokat attı ve kendime geldim. 
" İyi misin Miray, ne oldu sana?" dedi.
Ben hiçbir şey diyemeden ona sarıldım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. O olunca kendimi daha rahat hissediyorum sanki, o da bunu anlamış olacak ki beni kendine daha fazla bastırıyordu.
" Şşş ağlama Miray sadece bir kabus görmüşsün, hadi anlat bana ne gördün?" dedi. Ben de:
" Baran beni öldürecek." diyebildim sadece o da gülmeye başladı ve devam ediyordu. 
" Ne yani bu muydu? Baran seni öldürecek? Bu yani? Ya kızım  iyi misin sen ya? Ben bu rüyayı görsem uykudan uyanır gülmeye devam ederim ya.. " gülerek bunları söyledi benimle dalga mı geçiyor diye düşünmüyor değilim.. 
" Ne diyosun Hakan Allasen? Ben burada Baran beni öldürüyordu hem seni de öldürmüştü!" sesim biraz fazla çıksada haklıyım.
" Ay kıyamam ya nasıl da korkmuş, bak dalga geçmiyorum sen yaşadıklarının etkisinde kalmışsın kafana çok takmışsın ve olmayacak şeyler sana olacak gibi geliyor.. Korkma yanında ben varım. Baran o kadar ileri gidemez yani bir kızın canını yakmaz, hiç sanmıyorum." dedi. Hala onunla sarmaş dolaştık ama fazla takmadım. Beni güldürmek için şebekliğe başladı yine:
" Hadi kalk sümüklü gömleğimi yıkadın bir de sümüklerinle kirletme bari." dedi beni güldürmek için. Ben de inat olsun diye burnumu gömleğine sürttüm ve sanırım huylandı. 
"Ya hem ben sana demedim mi bayılma diye, ne diye bayıldın kızım seni taşıyana kadar öldüm valla. Bak sana bir erkek olarak söylüyorum biraz az ye sen kendine bakmıyorsun belki ama bir erkek olarak hiç hoş görmüyorum. İçeride bur ben eksiğim neredeyse :D " diyince birden kendimi çektim ve 
" Sen de pat diye söylemeseydin Baran dedeyle evleneceğimi, kuma olarak gidiyorum ben ya." dedim gülerek. Yüzüme baktı, baktı ve  bakmaya devam ederken
"Sivilce mi çıkmış qardaş?" deyiverdim. Kendime bile inanamadım ama dedim. Hakan:
" Yat uyu bence sen ya " dedi gülerek. "Aman iyi be. Ağlayayım ben o zaman." dedim. O da bana pis pis sırıtarak
" Sen gıdıklanıyor musun Miray?" dedi.  
"Hem de nasıl !" dedim.  
"Neyse hadi yat uyu."  
Tam geri yatmıştım ki aklıma okul geldi. Burası okuldu ve bunlar kimsenin haberi olmadan nasıl gizli bir yer yaptılar böyle? 
"Siz burayı gizlemeyi nasıl başarıyorsunuz? " dedim.
"Her şeyi merak etme ama" dedi.
Bende yavru köpek bakışımı attım ve
Yaa çok merak ediyorum ama hadi anlat hadi hadi." dedim. Belki insafa gelir de söyler diye ama nafile bana verdiği cevap:
" Hiç öyle yavru köpek bakışı falan atayım da anlatsın deme Miraycık(!) Tamam belki öyle yapınca tatlı olduğunu falan zannediyorsun ama ben bu numaraları yemem. Çok istiyorsan anlatırım bir ara. Hadi seni yemeğe götüreyim." dedi. Bak ya şuna tatlı olduğumu zannediyormuşum. Bir de lafı değiştiriyor ya yemeğe götürecekmiş. Aslında karnım acıkmadı da değil.
"Sen lafı değiştir zaten. Benim canım bir şey yemek istemiyor. Ben eve gideceğim sana afiyet olsun." dedim.
"Biliyorum kötü hissediyorsun ama kendini bu kadar üzmene gerek yok. Ben yanındayım seni korurum." dedi.
"Beni eve bırakır mısın ne olur?" dedim; kendimi ağlamamak için zor tutuyordum ve dokunsalar ağlarım değilde patlarım sanırım. 
" Bir şeyler yeseydin ama saat çok geç oldu." dedi.
"Çok sağol ama hiçbir şey istemiyorum. Eğer bırakmak istemiyorsan ben giderim." dedim.
"Saçmalama alakası yok hadi hazırlan o zaman bırakayım seni eve."dedi.
" Tamam hemen hazırlanıyorum."dedim ve yerimden kalktım bir şeyi unuttum ama hemde çok önemli bir şeyi. Rezilliğin dibine vurdum yine hem de Hakan'ın karşısında. Ne mi oldu üzerime bakmadan yerimden yataktan çıktım çıkmaz olaydım. Gömleğimin düğmeleri açılmış ve okul eteğim de neredeyse yok gibiydi. Şuan yüzüm kesinlikle kıpkırmızı. Ama benim yerimde hangi kız olsa utanır çünkü karşımdaki çocuk bana yiyecek gibi bakıyor. Şuan Hakan'ın yüzüne bile bakamıyorum birden  gülmeye başladı ve:

" Utanmana gerek yok, uyurken de tıpkı böyleydin. Sürekli üzerini kapatmakla uğraştım. Hee tabi seni bu yatağa taşırken neler yaptığını söylemiyorum bile. Hazır mısın? Hadi çıkalım." dedi ve kapıyı açtı. Onunla konuşabileceğimi sanmadığmdan hemen çıktıım ve merdivenlere doğru koşmaya başladım. 

   Okuldan çıktığımızda dışarıda bizi bir araba bekliyordu ve Hakan yanıma geldi ve arabaya bindik.

******

Evin yakınına geldiğimizde arabadan indim ve eve doğru yürümeye başladım.Eve gidince hemen odaya çıktım ve duşa girdim. İçimi dökmek istiyorum ama olmuyor. Ağlamak istiyorum ama olmuyor. Sadece düşünüyorum düşünebiliyorum o kadar. Başka da bir şey olmuyor. Artık ne olacaksa olsun, yoruldum.

  Duştan çıkıp aynanın karşısına geçtiğimde eski halimden hiçbir eser yoktu. Aslında buraya geldiğimden beri kendime hiç özen göstermedim gerek yok diye. Ama şuan resmen çökmüşüm. Saçlarımı kuruttum ve hemen uyudum ne yemek yemek için halim vardı ne de birileriyle konuşmak için. Gerçi kimseninde beni merak ettiği de yok ya!

     Sabah gözlerimi abimin seslenmesiyle açtım. Elinde bir gelinlik başımda bekliyordu. 

"Bu  ne be!" dedim. O da kaşlarını çattı  ve:

" Oradan bakınca ne olduğu belli olmuyor herhalde. Bu senin gelinliğin(!) haftasonu düğün var ve sen bunu giyeceksin. Soru sorma aşağıya kahvaltıya gel, annemler çağırıyor." dedi. 

Ne demek şimdi bu ya gelinliğimmiş(!) yani ben göz göre göre o manyakla evlenecek miyim? Lanet olsun ya, neden bu kadar şanssızım ki ben? Bu böyle olmaz aşağıya inip söyleyeceğim herkese Baran'la evlenmeyeceğimi. 

Aşağıya indiğimde herkes bana baktı ve ben "Günaydın" bile demeden konuşmaya başladım:

" Ben kimseyle evlenmiyorum. Kimse beni böyle bir şey için zorlayamaz, zorlamaya da hakkı yok! Kime ne zarar gelecekse gelsin umurumda bile değil tamam mı? Bundan sonra sadece kendimi düşüneceğim, kimse için bir şey yapmayacağım. Eğer beni biraz daha zorlarsanız kaçarım bu evden!" dedim. Abim bana dalga geçer gibi bakıyordu resmen ve sonunda da dalga geçerek:

"Bitti mi?"dedi. Dedemin de herzamanki gibi umurunda değildi ve kaçarım dey,nce gözlerinden ateşler fışkırdı resmen. Salondaki adamlarına:

" Şunu odasına kilitleyin başımıza dert açacak!" dedi. 'ŞU' mu? Ben 'ŞU'mu oldum yani? Adamlardan kaçmak için tam koşacaktım ki evde Hakan'ı gördüm. Artık ona güvenmeyeceğim ve benden uzak durmasını söyleceğim. Onun yardımına ihtiacım yok. Zaten pek yardım ettğini de söyleyemem. Ona bakarken daldım ve adamlar beni tuttuğu gibi odaya götürüp fırlattı sonra da kapıyı kilitleyip gittiler. Şuan tam anlamıyla burada kilitliyim ve elimden hiçbir şey gelmiyor. O zaman ben de düğün gününü beklerim........

merhaba arkadaşlar, bölüm baya bir geç geldi biliyorum ama malum sınavlar, ödevler ve bir çok olay atlattığım için yeni bölüm paylaşamadım. Bu bölümü de pek beğendiğim söylenemez açıkçası. Ama beni votelarınız okuyucu sayısı çok mutlu ediyor. Sizleri çok seviyorum bebeklerim. Yeni bölüm en kısa zamanda çıkacak ama bir şartla bu bölüm 7 vote aldığı an yeni bölüm gelir. Sizleri seviyorumm görüşmek üzeree :D :D :D 

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin