" Bende seni zeki bir kız sanardım(!) "
" Ha ha çok komiksin ya cidden." dedim bende aynen onun gibi dalga geçerek.
" İyi hadi çok konuşma gel de açayım." dedi. Benim mi aklım başka şeylere çalışıyor yoksa cidden öylemi bir fikrim yok. " Sapık mısın be?" şaşırarak ağzı açık bir şekilde bana baktı ve " Sen gerçekten salaksın ya! Ne halin varsa gör sana iyilik yapanda kabahat." diyip ışığı da kapatıp yattı. Işığı tekrar açıp;
" Senden yardım isteyen oldu mu ki? " " Kapat ışığı yat!" Bu çocuk her zaman böyle dengesiz galiba. Bir dediği bir dediğini bir yaptığı bir yaptığını tutmuyor. En sonunda ben, beni gelinlikten kurtaracak parlak bir fikir ararken aklım kendi kendine iflas bayraklarını çekmişti Aklıma oda servisini aramak geldi ama gülünecek duruma düşeceğimi anlayınca bu fikrimden de vazgeçtim. Galiba tek bir çözüm vardı ama o çözüm de karşımda yatıyordu.
" Uyudun mu Baran?" dedim korkarak. " Hayır." dedi net bir şekilde ben de kendimi soruma hazırlarken " Ya Baran şu gelinli.." " Açamam!" Dedi, daha lafımı bile bitirmeden " Ya sanki açsan nolur sana güvenmiyorum ve ne yapacağını bilmiyorum."
" Güvenme de zaten." dedi. Allah'ım ya
" Ya hadi tek yapacağın şey fermuarı tutup aşağıya çekmek yüzümü falan görmeyeceksin ya hadi?" Beyefendimiz tepki vermeden yatmaya devam ediyordu ben de umudumu kesip banyoya gittim belki bir şeyler bulurum umuduyla. Banyonun her tarafına bakındım ama işime yarar pek bir şeyin olduğunu da sanmıyorum, en sonunda gözüme sırt kaşıma fırçası göründü ve elime alıp fermuarı açmaya çalıştım. Her zaman ki gibi bu işi de başarıyla atlattım. Neyse ki banyoya gelirken kıyafetlerimi yanıma almıştım da tekrar içeriye girmek zorunda kalmadım. Hazır banyodayken günün bütün yorgunluğu da üzerimde olduğundan hemen bir duş aldım. Üzerimden bornazu atıp iç çamaşırlarımı giymeye başladığımda içeriye Baran'ın girmesiyle başımdan kaynar suların dökülmesi bir oldu. Neyse ki o geldiği anda hemen banyo dolabının arkasına saklanmıştım ve bir şey görememişti ama eminim bundan da kendine pay çıkaracaktı. Yüzümün kızardığını yanaklarımın yanmasından hissedebiliyordum.
" Öldün falan sandım, sevinmiştim ya."
" Canım sana o zaferi yaşatmayacağım kusura bakma. Ya hem sizde kapı çalmak gibi bir adet yok mu ya öyle içeriye pat diye girilir mi?"
" Bizde kapı çalma adeti gayet var hanfendi ama sizde de kapı kilitleme adeti olsaydı fena olmazdı. Ayrıca o dolabın arkasında görünmediğini falan mı sanıyorsun sen, yanında ayna var neyse ki dikkat çekecek pek bir şeyin yok!" OHA OHA OHA! Nasıl ya nasıl olur? Dolabın yanında ayna mı olurmuş yanıma havluyu da almadan kaçtım, rezil oldum her şeyi gördü.
" Sen cidden salaksın ya, her şeye bu kadar çabuk inanılır mı?" Sinirden ağlayacaktım resmen yerdeki havluyu ayağımla çektim ve üzerime geçirip karşısına geçince
" Sen ne sanıyorsun kendini ya, kimsin sen, hala nasıl burada kalabiliyorsun?" dedim.
" Bak Miray sinirlerimi bozma benim. " dedi dişlerinin arasından.
" Bozarsam ne olurmuş Baran Ağa(!) naparsın acaba? " dedim.
" Bu gece aslında ne yapmam gerektiğini biliyorsun değil mi, işte tam da onu yaparım ama senin için bir felaket olur." dedi. Donup kaldım resmen, cidden bu kadar şerefsiz miydi bu çocuk. Karşıma geçmiş bir de büyüklük yapıyor.
" Adi şerefsiz! Ne yapmamız gerektiğini biliyormuşmuşum. Sen onu git önce bunca zamandır arzulayıp yapamadığın sevgiline yap!"
" Laflarına dikkat et! Sen çok olmaya başladın git gide, sabrım zaten kıttır onu da taşırıp kendini öldürtme!"
" Sabrı kıtmış! Tabi canım, beni mi öldüreceksin? Hadi öldür o zaman neyi bekliyorsun ki seni engelleyen ne var, hadi öldür ama buna cesaretin yoktur senin korkaksın sen ne de olsa!" Sinirlenince ne dedeğimi şaşırırdım ama şuan resmen kendi canımla oynuyordum.
" Bak Miray sana şimdi gerçekten bir şey yapmıyorum ama şu birkaç gün gözüme fazla gözükme." dedi. Arkasını dönüp çıkacakken;
" Meraklındım ya senin, seni görmek için de can atıyorum sürekli!"
" Sus ne demek bilmezsin dimi sen?"
" Valla hiç öğretilmedi ondan bilmem canım!" sözlerimi takmadan kapıyı çarptı ve çıktı. Üzerimi içeriye girdiğimde odada kimse yoktu ve tabiki bu olayda işime gelmişti. Baran'ın yokluğundan faydalanıp yatağa attım kendimi ve uykunun kollarına kendimi bıraktım.
Merhaba Arkadaşlar;
Kusuruma bakmayın uzun zamandır yeni bölüm atamıyorum ama elbet bir nedeni var. Hikayeyi finale kadar yazıp bitirmiştim fakat wordde kayıtlı olduğundan dolayı bilgisayarın ekran kartı yanınca bilgisayardan tüm bölümler gitti. Tabiki neler yazdığımı hatırlıyorum ama bilgisayar olmadığından dolayı yazamıyorum. Vakit bulduğum zamanlarda internet cafeye gidip bòlümleri wattpadde yazıyorum ve kaydediyorum. Şimdilik nerdeyse bitmiş durumda ve final yapınca hafta hafta yeni bölüm yayınlamayı planlıyorum. Sizi beklettiğim için tekrar ve tekrar özür dilerim. Bölümü umarım beğenirsinz, her ne kadar kısa olsa da. Şimdilik kendinize iyi bakın canlarım yeni bölümde görüşmek üzere...
Beğendiyseniz lütfen vote veriniz ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
Teen FictionÇünkü hayat sana istediklerini hiçbir zaman tam olarak vermez. Kimi severken ayrılır, kimi bir ömür aşkı bulamaz. Hayat sana senin istediklerini değil, kendi istediklerini verir. Buna da kader denir...