🍃Help me, now🍃

124 7 5
                                    

Finale çok az kaldı. Bu aralar biraz melankolik bölümler. Final için böyle olması şart.

Bölüm Şarkısı: Marina and The Diamonds - Teen Idle

İyileşiyorum, yani öyle hissediyor gibiyim. En azından duygularımı kontrol edebiliyorum. Kontrol etmek sanki umuda bağlıyor beni. Umutsuzluğun içinde umut aşılıyor durmadan. İyi düşünüyorum, iyi hissediyorum. Kalbimde ki boşluk hala var ama acısına alışıyorum. Bekliyorum ama beklerken gözlerim dolmuyor artık. Şarkı dinlerken anlam aramıyorum mesela, şarkının ritmi beni daha da çok mutlu ediyor. Ve sanırım bu iyi bir şey.

Bar taburesinden kalkıp avucumdaki bardakta kalan son bira yudumunu da mideme gönderdikten sonra bardağı bıraktığım yerin yanına birkaç dolar koydum ve sessizce mekandan ayrıldım. Yüzüme tokat gibi çarpan rüzgarla biraz daha ceketimi bedenime doladım. Aralık ayına yeni girmiştik ama buna rağmen daha elim kazaklara bile değmemişti. Üşüyen tek şey bedenimdi. Ve bu sıralar bedenimi umursamayınca giyme gereği de duymuyordum. Hep küçükken yaptığım gibi kaldırımdaki çizgilere basmadan eve doğru bir o yana bir bu yana zıpladım.

Sarhoş değildim ama sağlıklı da düşünemiyordum. Yüzüme çarpan flaşlar iyice sinirimi bozmaya başlamıştı. Justin yüzünden kötü bir şöhrete sahiptim. 'ALDATILAN KIZ' bu durum pek umrumda değildi ama flaşlar beni inanılmaz derecede delirtiyordu. Karanlık sokaktan bir el sağ kolumdan tutularak çıkmaz sokağa doğru çekti beni.

"Sikeyim Justin ne halt ediyorsun!" elleriyle ağzımı kapattı ve fısıldadı.

"Bağırma seni sadece magazincilerden kurtarmak istedim."

"Senin en ufak yardımına da sana da ihtiyacım yok."

"Bana kızgın olduğunu biliyorum ama bir kez olsun benden dinlesen olayı." kolumu ellerinden kurtarıp caddeye çıkmadan önce mırıldandım.

"Beni yeterince yaraladın daha fazlasına müsaade edemem."

💦💦💦💦💦

Justin'in anlatımından;

Haklıydı. Onu gereğinden fazla kırmıştım. Buna hakkım yoktu. Cebimdeki telefonun titremesiyle kim olduğuna bakmadan açtım. Gözlerimi bi türlü geçtiği caddeden ayıramıyordum.

"Efendim Selena?"

"Sonuçları aldım. Bella'nın annesiyle dokularımız uyuşuyor."

"Ameliyat için yıl sonunu beklemek aptalca Selena. O bu kadar bekleyemez. Böbreği ver gitsin yemin ederim basına ayrıldığımızı duyurmayacağım."

"Kadının ne kadar dayanabileceği benim sorunum değil Justin."

Konuşmanın bittiğini belirten ses kulaklarıma dolduğunda telefonu tekrar cebime tıkıp yere çöktüm ve sırtımı duvara dayadım. Selena ile bir anlaşma yapmıştık ilk uyandığı gün. Bella'nın annesinin kanser olduğunu ve sadece böbrekle kurulan ilçe gibi biliyordum. Ama bir türlü bu sorun çözülmedi. Ya uygun doku bulunmuyordu ya da kişi böbreğini vermeyi kabul etmiyordu. Selena dışında. Anlaşmaya göre basına Selena ile birlikte olduğumu duyuracaktım. Selena yılbaşından 1 gün önce beni tüm basının önünde terk edip kendince onu terk etmemin intikamını alacaktı. Karşılığında ise Bella'nın annesine verecekti böbreğini. Selena sadece şöhretime aşıktı bana değil. Bu yüzden onu sevip sevmememde umrunda değildi. Bella'ya bunu söylememi istememişti çünkü onunda acı çekmesini istiyordu. Bella eğer annesini kaybederse çekeceği acıyı bildiğimden bunu istemeyerek kabul etmek zorunda kalmıştım. Önüm benden nefret etmesine göz yummak zorunda kalmıştım.

Gözümden ne ara düştüğünü fark etmediğim birkaç damla yaşı silip yerden kalktım ve yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip Bella'nın geçtiği yoldan caddeye çıktım.

Jelibon | Justin Bieber TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin