❄08

2.7K 225 26
                                    

Bu dünya gerçekten boş. Milyonlarca canlıda olsa üzerinde birkaç şey hariç benim için gerçekten bomboş.

Varlığıyla beni mutlu eden birileri varsa şüphesiz bunlar arkadaşlarım olan altı çatlaktır. Onlar ve ailem olmasa bu dünyaya katlanacak gibi değilim. Çünkü ruhumu güzellikle dolduran güzellikler benim için sadece onlardan ibaret.

Çünkü bazı şeyler dünyadan soğumaya sebep oluyorlar. Öyle katlanılmazlar ki 'keşke onlar yerine daha güzel şeyler olsa' demekten kendini alıkoyamıyorsun.

Yavaş adımlarla kapıyı itip kafeye girdim. Taehyungu arayan gözlerim sonunda onu bulmuştu. Karşısındaki konuştuğu her kimse çok mutlu görünüyordu. Adımlarımı ona döndermemle beni fark etmesi bir olmuştu. Gülümsedim. Bu aralar daha çok yapıyordum bunu.

"Ohh! Hyung" der demez diğer kişide bana dönmüştü. Gözlerimiz kesiştiğinde şaşkınlık birbirimizin yüzünden okunuyordu.

"Sana inanamıyorum. Gerçektende beni takip ediyorsun!" bu kızın gerçekten beyninde hir sorun olmalıydı. Onu umursamadan Taehyunga yönelip sarıldım. O ise daha da şaşırarak bize bakıyordu.

Taehyung'un da bizden bir farkı olmadığını ondan ayrıldıktan sonra anlamıştım. İşaret parmağıyla önce beni sonra onu gösterip konuştu.

"Siz tanışıyor musunuz?"

"Hayır" dedi ciddiyetle. "Telefonumu kaybettiğimde senden aramıştım kendimi hatırlıyormusun? Biride cevap verdi demiştim. bulan şahıs bu işte" diyerek beni işaret etti.

"Beni takip ediyor dediğin sapık Yoongi hyung muydu? Yoongi hyung!?" diyip kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Gülüyordu çünkü kızın salaklığı ona da komik gelmişti anlaşılan.

"Saebyeok saçmala. Yoongi hyung bunu yapmayacak kadar üşengeçtir."

Sinirle kaşlarını çatmıştı.

"O zaman nasıl olduda buraya geldi?" kollarını bağlayarak söylemişti.

"Beni almaya geldi çünkü birlikte bizim çocukların yanına gideceğiz"

"Sakın bana şu öve öve bitiremediğin arkadaşlarının arasında olduğunu söyleme"

"Tam üzerine bastın ayağını kaldırda ölmesin" Taehyungun esprisi bende kusma isteği uyandırırken onunda benden farkı yoktu.

"Senin acilen doktora görünmen lazım Taehyung"

"Çocukluk arakadaşıyız ama beni hala tanıyamamışsın saebyeok! Aşkolsun!" derin bir nefes aldım ve araya girdim.

"Muhabbetiniz bittiyse gidelim mi artık Tae?" başını sallamıştı.

"Iki dakika bekle hemen ceketimi alıp geliyorum" ona dönüp "sende hyungdan özürdile saebyeok!" diye ekledi tehtitkar bir şekilde. Sonra cevabını bile dinlemeden içeriye gitmişti.

Nedense onunla karşılaşmamız bir tesadüf değilde kader olduğunu düşünüyorum. Sanırım fazlaca cezalandırıldığım için birazda olsa mutlu olup gülümseyeyim diye gönderilmişti bana.

"Nedense bu karşılaşmalarımız tesadüf değilmiş gibi" sonunda bana dönerek konuştu.

"Bencede bu kader olmalı" dedim kendim bile zor duyduğum bir sesle.

"Ne ?"

"Özür dileyecektin diyorum"

Derin bir nefes aldı.

"Taehyung olmasaydı asla dilemezdim. Özür dilerim yoongi sshi!" gülümsedim. Bu kız cidden beni gülümsetiyor. Karakışımı aydınlatıyordu.

"Bende Taehyungun arkadaşı olmasan asla özürünü kabul etmezdim..."dedim ve kendini beğenmiş bir şekilde tekrar konuştum.

"Önemli değil"

Taehyung hızla yanıma gelip ona baktı.

"Özür diledin mi?" kaşlarını çatmıştı aynı zamanda kollarını birleştirerek.

"Evet"

"Güzel sonra görüşürüz." dedi ve bana döndü "gidelim hyung"
Başımla onu onayladım.

"Nedense içim de tekrar karşılaşacağız gibi bir his var. Görüşmek üzere saebyeok"

winter/ Min Yoongi ✔[1.kitap]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin