Annem babamla evlendiğinde nenem anneme çok çektirmiş bir yere gittiğinde kapıları annemin üstünde kilitlermiş. Annem aç susuz havluda kalırmış nenem gelene kadar. Ayakkabı elbise almazlardı yırtık ayakkabılarla iş yaparmış. Bir gün nenem şehre giderken yine kapıları annemin üzerine kilitlemiş yanına da biraz ekmekle soğuk pekmez vermiş. Tesadüfen nenemin bir kız kardeşinin oğlu evimize geliyor kapılarımız kilitli olduğu için annem onu havluda misafir ediyor aç olduğunu söyleyince annemde ona ekmekle soğuk pekmez ününe veriyor. Adam suratını asınca annem olanları adama anlatıyor .Nenem şehirden döndüğünde adam nenemin yaptıkların hoş olmadığını söylüyor. Böylece nenem insafa geliyor. İnsan gelinine nasıl böyle davranır anlamış deyilim. Babamda kendi karısını atıp üvey annesini dediğini yaparmış. O dönemlerde ablalarım ve ağabeyim dünyaya geliyor.Yinede babam kız kardeşini Şefika halamı ve nenemi çocuklarından daha çok seviyormuş. Ben 1974 yılında dünyaya geldiğimde bir ebe anneme diyor oğlunun ismi Nurettin olsun demiş. Ben üç yaşındayken dedemi az hatırlıyorum. O zamanlar çobanlar özüm koparmasın diye bağda gece gündüz nöbet tutardı.O zamanlar yaşlı insanlar şimdiki Arapların beyaz uzun üst giydikleri gibi giyerlerdi.Dedemde o elbiseden kendine yeni bir tane almış ama boyu biraz uzun geldiği için .Havva ablama elbisenin kısaltmasını istemiş .Ablamda elbiseyi alıp kısaltmak için bağa götürmüş. O esnada çobanlar bağımızın etrafına yaklaşınca ablam dedemin kefen gibi beyaz elbisesini giyip uzun saçını da dağınık elbisenin içinde kaybolmuş vaziyette çobanlara doğru korkunç hareketler yaparak onlara yaklaşmaya başlamış . Çobanlar hayalet zannedip hayvanlarını bırakıp arkalarına bakmadan iki kilometre uzağa kadar kaçıyorlar.Akşama doğru bizim eve gidip sakın bağınızın oraya gitmeyin. Orada ben beyaz uzun siyah saçlı bir hayalet bize saldırdı demişler.Hayalet zannedip bir daha asla bağımız tarafına doğru gitmemişler. O zamanlar insanlar kavun, karpuz ve bağ tarlalarında kimse hırsızlık yapmasın cimrilikten dolayı gece gündüz nöbet tutarlardı.Tarlada ağaç dallarından kızılderili çadırı gibi yapıp içinde kalırlardı. Nenem bağa gittiğinde sopayla bütün bağın etrafına gizli çizik çizerdi. Bağa girenlerin ayak izleri beli olsun diye birde özüm salkımlarını tek tek belirliyordu. Vallahi o kadar hafızası iyi diki bir salkım özümü kopar saydık hemen anlardı.
YOU ARE READING
Geçmişten Bugüne
AdventureBu roman benim ve ailemin bugüne kadar yaşadıkları her şeyi anlatan bir roman......