Bölüm 14

8 7 0
                                    

bakmadan koşarak sürülen tarladan giderken kendimi yüzlerce eşek arılarının ortasında buldum .Bağırarak kaçmaya başladım yüzlercesi ardıma verdiler ağlayarak kendimi yere atarak havaya toprak savurdum. Zar zor kurtuldum korkudan titreye titreye gittim. Babamla Ergani ye paramız olmadığı için on dört kilometrelik yolu yayan giderdik. Şehirde babam bana oğlum sana dondurma yada halkalı tatlı alayım diyordu. Canım istemiyor derdim oysa canım çok istiyordu babamın parası yoktu üzülmesin diye yok derdim. Babamla çok iyi anlaşıyordum beni çok seviyordu. İki arkadaş gibiydik ben sürekli ona eski zamanlarda neler yapardınız bana anlat derdim. O da hiç bıkmadan hep eski zamanlardan neler yaptıklarından bahsederdi. Ben küçükken, Remziye ablam İsmet Şenol la evlendi.Eniştemin ailesi maddi yünden çok fakirdiler. Ama dünyanın en mert ve dürüst insanıydılar.Eniştemin babası Süleyman amca ve hanımı Saniye yenge karşılıklı sigara içip sohbetlerine doyum olmazdı. Ablamı çok seviyorlardı ablamın yatığı oda küçücük ve karanlıktı,odanın kapısının karşısında karanlık içinde cin olan bir ahırları vardı. İnsan korkudan o ahır tarafına bakamazdı.Babam ablamın başlık parasıyla kendine av silahı aldı. Sevinçten silaha el sürmezdi, kıyamazdı ava götürmek istemezdi. O zaman sıkı yönetim vardı her gün köye asker gelirdi. Babam korkudan silahını plastik naylona sarıp ahırın içinde yerin altında toprağa gömdü.Aylar sonra yerin altında çıkardığından pastan kullanılmaz hale gelmişti.Bu sefer sinirden çıldırmış oldu sonra silahı ortalara attı dedi ne yapıyorsanız yapın .


Geçmişten BugüneWhere stories live. Discover now