Yeni bölüm geldi umarım beğenirsiniz bu arada okuyanlar küçük yıldıza tıklarsa çok mutlu olurum. Okuyan sayısı çok az ama ben aklıma ne gelirse yazmayı seviyorum siz beğenmezseniz üzülürüm ama diyecek birşeyim yok size. Okuyup beğenenlere çok teşekkür ederim.
-Stiles'in Ağzından-
Stefanie nin sarılmasına karşılık verdim. Kendimize geldikten sonra doğruldum Stefanie nin elini de tutup ordan çıktık. Yukarı geldiğimizde kahvaltıyı hazır bir şekilde buldum. Hemen oturup yedikten sonra televizyon izlemeye oturdum. Biraz sonra Stefanie de gelip diğer koltuğa oturdu.
"Bi gelir misin" dediğimde şaşkınca baktı ve gülümseyerek yanıma geldi ben uzanmış bir şekile yatarken tutup onu kendime çektim ve üstüme yatmasını sağladım ne olduğunu şaşırmış gibi bir hali vardı. Onu kendime sıkıca bastırırken kokusunu içime çekmeye bşladım ve aldığım huzurla gözlerimi kapattım.
--------------------------------------------------------------
Gözlerimi açtığımda Stefanie hala benim üstümdeydi ancak uyuyordu melek gibi yüzünü inceleyip altından sıyrıldım. Ve yukarı çıktım sonrada kendimi banyoya attım.
Kısa ve hızlı bir duş aldıktan sonra odaya geri döndüm boxer ımı giydikten sonra üzerime siuah bir t-shirt ve altıma sa siyah bir pantolon giydim. Siyah Adidas ayakkabılarımıda giydikten sonra odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Stefanie'nın bağırış sesini duymamla adımlarımı hızlandırdım ve uyurken bağıran Stefanie'in yanına koştum. Ter içindeydi uyuyordu ve "Baba yapma baba" diye bağırıyordu. Onu bu halde görmek içimi çok acıttı. Kalbim yandı. Alnındaki teri silip yüzünü ellerimin arasına aldım ''Stef uyan geçti '' hala bağırıyordu. ''Uyan lütfen korkuyorum'' dedim bağırarak gözlerini hafifçe açtı ve korkakça bana baktı ''Geçti, sadece bir kabustu'' derken onu kendime bastırdım acısını ve korkusunu dindirmek istiyordum. Hıçkırıklarını duyarken kalbim acıyordu ''Ağlama Stef lütfen'' dediğimde başını salladı ve dudaklarıma yapıştı. Çok narin ve yavaş öpüyordu onu yormamak için bende o şekilde karşılık verdim. Nefesi kesildiğinde dudaklarımızı ayırdı ama hala çok yakındık alınlarımızı birbirine yasladı ve ''Seni seviyorum'' diye fısıldadı. ''Bende seni seviyorum meleğim'' dedim fısıldayarak.
Yaklaşık 2 dakika boyunca nefeslerimizi düzene soktuktan sonra onu kucağıma aldım ve banyonun önüne çıkardım ''hadi sen duşa gir çıktıktan sonra seninle dışarı çıkıcaz'' dediğimde başıyla onayladı ama odaya yöneldi onu kolumla tuttum ve banyoya hafifçe ittim ''Kıyafet alıcam'' dedi ''Ben çıkarırım sen duşa gir çıktıktan sonra haber verirsin'' dedim o banyoya girdikten sonra dolabına yöneldim ve giymesi için kıyafet seçmeye başladım. İç çamaşırlarını çıkardıktan sonra üstüne benimki gibi düz siyah bir t-shirt altına da yine benimki gibi ama dar paça olan siyah bir pantolon çıkardım. Adidas siyah ayakkabılarını da bulduktan sonra hepsini elime aldım banyo kapısında bir süre bekledikten sonra içeriden ''Stiles'' diye bağırma sesi geldi kapıyı açtım ve ''getirdim'' diye seslendim elimdeki kıyafetleri aldıktan sonra kapıyı kapattı.
-Stefanie'in ağzından-
Stiles ın getirdiği kıyafetleri giydikten sonra saçlarımıda kuruttum ve kendi haline bıraktım. Telefonu da cebime koydum ve kapıyı açtım karşımda Stiles'ı görmenin mutluluğuyla kollarımı açıp ona sarıldım geri çekildiğimde. Elimi tutup beni aşşağı indirdi, evden çıktıktan sonra arabanın yanına geldik ve kapımı açtı ben oturduktan sonra arbanın etrafında döndükten sonra kendi tarafına oturdu. O arabayı çalıştırırken bende ''Nereye gidiyoruz?'' diye sordum. Cevap vermeyince kollarımı birbirine bağladım ve küsmüş gibi yapıp kafamı çevirdim. ''Küstün mü?'' ''Evet'' ''Sürpriz olmasını istediğim için söylemiyorum'' dedi bir süre öyle durduktan sonra vicdanıma yenildim ve dönüp yanağına bir öpücük kondurdum ''Pşşt ben araba kullanırken beni tahrik etme'' dediğinde gözlerimi fal taşı gibi açııp pis pis sırıttım ve peş peşe birkaç kez daha öptüm. Arabayı durdurduğunda zaferle ellerimi çırptım . Stiles bana bir süre sessizce baktıktan sonra vahşi bir şekilde dudağıma yapıştı. Bende ona karşılık verirken ellerimi saçlarının arasına soktum. Bir eliyle boynumu okşarken alt dudağımı ısırdı. Daha sonra dudaklarını dudaklarımdan kaldırıp boynuma gömdü o boynumla savaşırken inlediğimi zannettiğim bir ses çıktı ağzımdan ve boynumu geriye attım. Stiles biraz daha sert bir şekilde boynumu emdikten sonra kafasını çekti ve dudağıma küçük bir öpücük kondurup kendini geriye attı sonra bana ''Şimdilik bu kadar yeter bebeğim, şimdi rahat dur'' dedi bende utançla başımı eğdikten sonra sessizce bekledim.
Araba durduktan sonra geldiğimizi anladım ve kafamı kaldırdım. Bir lunaparka geldiğimizi anladım ve hızla arabadan inip Stiles'ın yanına koştum bana gülümsedikten sonra parmaklarımızı birbirine kenetledi ve içeri doğru yürüdük o bize bilet aldıktan sonra ''Neye binmek istiyorsun?'' sorduğumda ellerimi biribirine çarptıktan sonra büyük dönme dolabı gösterdim. Peki dedi ve oraya ilerledi. Ben kabine girdiğimde oda dışarıdaki adama birşey söyleyip yanıma geldi'' Teşekkür ederim'' dedim ''Asıl ben teşekkür ederim'' dediğinde ''anlamadım?'' diye sordum ''Sevgilim olduğun için'' dediğinde ''Sana aşığım'' dedim bana şaşkınca baktıktan sonra ''Sanırım bende sana'' dedi ve dudağıma yapıştı bende karşılık verdim. Daha sonra geri çekildim ve eğlencenin tadını çıkarmaya başladım. Çığlık attım ve ağaya kalktım kollarımı havaya kaldırdıktan sonra rüzgarın suratıma vurmasına izin verdim.
Dönme dolaptan indikten sonra Stiles korku tüneline girmek istedi ben ona karanlık fobim olduğunu her ne kadar anlatmaya çalışsam da beni bir türlü dinlemeyip hep sözümü kesmişti. Daha sonra beni sürükleyerek korku tüneline götürdü arabaya otururken benide yanına çekti yanına istemeyerek te olsa oturdum.
Araba ilerlemeye başladı karanlığa girdiğimizde büyük bir çığlık attım ama eğlence çığlığı değil korku dolu bir çığlıktı.Daha sonra ağlamaya başladım her yerim terliyordu ve kendime sarıldım titremeye ve kendime sarılmaya devam ediyorum sonra eskiler aklıma geldi
babam zerre kadar karanlık olan odada kemeriyle bana şiddetle vuruyordu her yerimden kan akıyordu,, babamın bana hiddetle bağırışı, benim ağlamalarım kurtulmak için sarf ettiğim çaba
hepsi gözümün önünden geçti hala titriyor ve kendime sarılıyordum çok fazla terlemiştim. Her yerim terdi ağlıyordum hemde bağıra bağıra.
-Stiles'ın ağzından-
Bağıran ve çığlık atan Stef'in sesine doğru dönünce bunun heyecandan mutluluktan değil korkudan olduğunu anlamıştım. Ona baktığımda kan ter içindeydi kendine sarılmıştı ve bağırıyordu ''Yapmaa! Dokunma!'' diye. Ne olduğunu bir türlü anlamadım. Ne yapacağımı bilmiyordu tamamen afallamıştım
Stef'e birşey olacağından korkuyordum ve hemen ona sarıldım onu kendime çevirip ''Sakin ol Stef'' dedim bana bakmıyordu gözlerini sımsıkı kapamıştı onu kollarımla sardım. Hala bağırıyordu ve ağlıyordu işe yaramadığını anladığımda onu kucağıma aldım ve trenden atladım hızlıca çıkışa doğru koştum. Işığı gördüğümde hızımı arttırdım ve kendimizi dışarı attım çok fazla endişelendim ne oluyordu hemen arabaya gittim ve arka koltuğu açtım onu içeri oturttuktan sonra ona sımsıkı sarıldım çok sıkı bir şekilde. Ve onu asla bırakmayacağıma karar verdim tabiki onunda beni bırakmasına izin vermeyecektim.