♡7♤

9.8K 759 408
                                    

Baekhyun minik adımlarla odasında geziniyordu. Tam olarak ne yaptığı belli değildi, küçük güzel beden şeydi biraz.

Stresli?

Chanyeol'ü bekliyordu, annesinin rica etmesi üzerine Chanyeol'den matematik dersleri almaya başlamıştı.

Memnun muydu? Kesinlikle hayır. O gününü puding yiyerek ve oyuncakları ile oynayarak geçirmek isteyen bir çocuktu. Tüm çocuklar gibi, ama şu vardı ki; tüm erkek çocukları gibi değil. Zira erkek çocukları arasında unicornları ile oynayan bulmak biraz zordu.

"Gelsin istemiyorum." Mızmızlanarak, büyük unicornunun önüne çömeldi. Pembe oyuncağın yumuşak gövdesine yüzünü gömerken mızmızlanmaya devam ediyordu. "Utandığım için değil, ondan korkuyor olabilirim."

Yüzünü gömdüğü yerden çekerek, başına önüne eğmiş ve utançla elleriyle oynamaya başlamıştı. Daha beş on saniye geçmeden yanakları kızarmıştı bile.

Chanyeol'ü ilk gördüğünde onun çok güzel olduğunu düşünmüş olan küçük, yine de yanında tedirgin hissediyor ve fazlasıyla utanıyordu. Baekhyun çok utangaç bir çocuktu, yaşıtlarının aksine minik pembe dünyasında yaşıyor, dışarı çıkmak istemiyordu.

"Ne yapıyorsun?"

Daha önce sadece bir kere görmüş olduğu Chanyeol'ün sesini duyunca hemen tanıyarak, ellerini önüne indirdi ve ona döndü. Chanyeol gözlerini, küçüğün beyaz tenine tezat biçimde pembeleşmiş yanaklarında gezdirdiğinde onun hakkında düşündüğü tek şey aşırı şirin olduğuydu.

Telefonda mesajlaştığı Baekhyun'u böyle düşlememişti ama dün buraya ilk defa geldiğinde bu küçük güzel şey onu şaşırtmıştı.

"Bir sorun mu var?" Chanyeol samimiyetle yinelediğinde Baekhyun sadece olumsuz anlamda başını salladı ve dudaklarını birbirine bastırdı.

"O halde gel buraya başlayalım." Baekhyun'un krem rengi koltuğunu patpatladığında, küçük olan oturduğu yerden kalkarak minik adımlarla ona doğru yürüdü ve hemen yanına oturdu.

"İkileri bile ezberlemedin-.." Baekhyun'a bakarak gözlerini kıstı ve istemsizce sevecen bir ifade oluştururken ekledi. "Puding Baek."

Baekhyun güldüğünde, Chanyeol de gülmüştü. Sonra Chanyeol, küçüğün yumuşak saçlarını eliyle düzelterek boğazını temizledi ve oldukça basit matematik eğitimine başladı.

♤♤♤

"Anladın değil mi?"

Sessizlik bir cevap değildi ve büyük oğlan yineledi. "Anlamadıysan bir daha anlatayım."

Baekhyun bir kere daha cevap vermediğinde, Chanyeol başını kitaptan kaldırarak onun yüzüne baktı. Gözgöze gelmişlerdi, çünkü Baekhyun kitaba değil de Chanyeol'e bakıyordu. Hyung'u çok yakışıklıydı, onun gibi olmak istiyordu.

"Beni dinliyor musun?"

Küçük olan olumsuz anlamda başını salladı, sonra ne yaptığını farkederek gözlerini iriltti. Dersini dinlemediğini annesi öğrenirse ceza alırdı. "Dinliyordum, hatta matematik anlatıyorsun."

Chanyeol onun sevimli ifadesini çok hoş bulmuş olsa da belli etmedi ve ciddi bir tonla uyardı. " Sana anlattıklarımı dinle Baekhyun, öğrenmen gerekli."

"Hayır değil."

Chanyeol şaşırmıştı, küçük olan pek konuşmazdı ve bu fazla cesur bir cümleydi.

"Büyüyünce bir işin olsun istiyorsan eğer öğrenmen gerekli."

"İşe ihtiyacım yok ki." Baekhyun ellerini önünde belli belirsiz sallayarak alt dudağını içeri çekti ve söyledi. Ani cümlelerine kendi bile şaşırıyordu.

"Nedenmiş o?"

"Çünkü evleneceğim hyung, annem babamla evli ve bu yüzden işe ihtiyacı yok."

Chanyeol, küçüğün sözlerinden sonra yüksek sesle güldüğünde Baekhyun da sevimli bir ifadeyle gülümsemişti. Uzun olanın ciddi ifadesinin biraz bozulmuş olması onun için güzel bir durumdu. Hatta onun yanağında beliren derin çukur da çok güzeldi.

Minik elini kaldırdı Baekhyun, Chanyeol hâlâ gülüyorken tereddüt etse de onun yüzüne yaklaştırdı ve büyük gamzeye, işaret parmağının ucuyla dokundu.

Yüzündeki dokunuş ile gülmesini söndürmüş olan Chanyeol, ne ara bu kadar yakınına geldiğini farketmediği beyaz tenli oğlanın yüzünü inceledi. Boncuk boncuk duran ve ona sevimli bir ifade katan gözlerini, sanki suçluymuş gibi iriltmişti. Minik burnu tüm hatlarını iki kat şirin yapıyorken, ıslak ve pembe dudakları çilekli gibi duruyordu. Tadları da çilekliymiş gibi.

"Benim hiç yanağımda bundan yok." İşaret parmağını uzun oğlanın gamzesinin olduğu bölgede gezdirdi. Chanyeol gülümsediğindeyse Baekhyun bağırmıştı. "BÜYÜDÜ HYUNG BÜYÜDÜ BİR DAHA YAP."

Küçük olan bir heyecan ile diğerinin üzerine doğru atladığında, Chanyeol de kendini geriye doğru bırakmış ve üst üste düşmüşlerdi. Baekhyun, Chanyeol'ün kendisini istekli geri geri bıraktığından bi haber, küçük ellerini yanaklarına bastırarak özür diledi. Onu düşürdüğünü düşünüyordu.

"Sorun değil Baekhyun, sakin ol." Uzun oğlan, diğerinin heyecanlı özrüne karşılık söyleyerek gülümsedi. Baekhyun da sakinleştiğinde yüz yüze bakıyorlardı.

Baekhyun daha önce kimseye hissettmediği şekilde Chanyeol'ü güzel buluyordu. Onunla oynamak istiyordu ama büyüğün ciddi ifadelerinden korkuyordu. Şimdi gülümsüyor olması çok hoştu, kendi de gülümsedi.

"Sen çok yalışıklısın hyung." Biraz hayranlık biraz da heyecanla konuşmuştu. Chanyeol beklemediği iltifat ile kaşlarını havalandırırken, Baekhyun'un sonunda mesajlaştığı çocuğa dönüşüyor olduğunu farketmişti.

"Sen de çok güzelsin Baekhyun."

Küçük dudaklarını büzdü, cidden üzülmüştü. "Ben yalışıklı değilim, herkes bana güzel diyor. Hiç yalışıklı diyen yok."

Chanyeol onun üzülmesini istemiyordu ki, bu his anlık oluşmuştu ve dudaklarını büzmüş Baekhyun pek yardımcı olmuyordu.

"Neden bunu sorun ediyorsun ki?"

"Erkekler yalışıklı, kızlar güzel olur."

Chanyeol diğerini belinden tutarak, hem kendini hem de onu kaldırırken mırıldanmıştı. "Hiç sanmıyorum."

Sonunda kucak kucağa kaldıklarında, -Baekhyun, Chanyeol'ün kucağında oturur pozisyonda kaldığında- ekledi.

"Her erkek biraz yakışıklıdır ama her erkek güzel değildir, şanslısın."

Baekhyun kendi minik zihninde bu durumu hep kötüye yorarken şimdi sevinmişti. Hyung'u haklı olabilir miydi?

"Yani bu iyi bir şey mi?"

Ellerini havaya kaldırarak, iki yana doğru genişçe açtı.

"Ne kadar iyi bir şey, bu kadar mı?"

Chanyeol onun bu şirin hallerinden epey hoşlanmaya başlamışken, istemsizce elini ona uzatmış ve yanağını okşamıştı. Daha ikinci görüşüydü küçüğü ama o büyüleyici derecede güzeldi.

"Bu kadar iyi ama benim şimdi gitmem lazım."

"Oh." Minik bedenini kendine oranla daha büyük olan bedenin üzerinden çekti Baekhyun, iki hamlede yere inmişti.

"İyi akşamlar hyung." Büyük biri gibi söylediğinde Chanyeol de ayağa kalkarak gülümsedi ve karşılık verdi. "Sana da iyi akşamlar Baekhyun."

Henüz bir kaç adım atmamışken farkındaydı elbette, daha akşam olmadığının. Ama küçük olan, iyi bir akşam diliyorsa neden olmasındı ki.

.

.

.

.

.

Buaradaİremgötverenolmşkandğskdnödkdğsksnulu-kedi

Hyung! ♤ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin