Selam canım okuyucularım!Bölümün daha etkileyici olması için yukarıya bir link bırakacağım.
Okurken müziği açar mısınız? Öpüyorum.
İyi okumalar!
☾☾☾
Jungkook'un Ağzından:
"Derhal bana konum at, Kwang!"
Telefonu kapattığım gibi telefonu kenara fırlatacakken saatin 16:46 olduğunu fark etmem ile birlikte kısa süreli şok geçirmiştim. Bu kadar uyumam dün gece içtiğim alkolün verdiği etki olmalıydı.
Odama hızla yönelerek parmak izi okuyucu sensöre elimi uzattım ve kapının açılması ile kendimi aceleyle odanın içine attım. Bütün gerçekler bugün ortaya çıkacaktı. Aşık olduğum o masum kızın hayatta olup olmadığını öğrenecektim.
Giyinme odamdan elime ilk geçen takım elbisesini giyindikten sonra yüzümün haline bile bakmadan kendimi odadan dışarı atmıştım.
"Jungkook nereye gidiyorsun?"
"Evde kal Svannah. Ben eve temizlikçi yollayacağım. Hiç bir şeye dokunma."
Uzun kaşe montumu üzerime geçirdikten sonra arabamın anahtarı cebimde mi diye kontrol ettikten sonra kapıyı aralamıştım.
"Emredersiniz."
"Kendine iyi bak, Svannah."
Kendimi dışarı atar atmaz bedenime vuran soğukluk beni ürpertmişti. Hafif titremelerim eşliğinde arabamın yanına gelmiştim. Kilidini açarak kendimi arabanın içine attığım gibi telefonu elime aldım. Kwang konumu atmıştı. Navigasyonu açarak telefonu kenarda bulunan telefon tutacağına yerleştirdikten sonra gözüm, kapıda beni izleyen Svannah'a kaymıştı. Yüzünde anlayamadığım bir tedirginlik vardı.
Arabayı çalıştırarak hızla Kwang'ın attığı konuma doğru sürmeye başlamıştım. Attığı konum evimden yaklaşık 5 km uzaklıktaydı. Verilen komutlara göre arabayı hızla sürmeye devam etmiştim. Tam önümdeki arabayı sollayacakken karşıdan gelen araba ile burun buruna geldiğimi fark etmemle birlikte frene basmıştım. Kornaya sinirle basan arabayı umursamadan yanından geçip gitmiştim. Olabildiğince hızlı oraya varmalıydım. Hiç bir şey umurumda değildi. Bunca yıldır aradığım şeye sonuna ulaşmıştım. Gecemi gündüzüme katan o masumiyete ulaşıyordum işte. Kendimi suçlu hissediyordum birde... ya ona bir şey olduysa?
Şiddetle yağmaya başlayan yağmur arabanın camını yalayıp geçerken aynı hızla sürmeye devam ediyordum. Önümü göremeyecek hale gelmeye başladığın da silecekleri açtım. Konuma varmama çok az kalmıştı. Kalbim hızla atarken bir anda gök gürlemişti. Yeni yeni kapanmaya başlayan havayı saniyelik aydınlatmıştı.
"Konuma ulaştınız."
Geldiğim yer kuytu bir yerdi. Park edilen 3 arabanın yanına arabamı bıraktıktan sonra hızla arabanın içinden ayrılmıştım. Eski püskü evin önünde şemsiye ile bekleyen Kwang koşarak yanıma gelmişti. Şemsiyeyi kafamda tutarak konuşmaya başladı.
"Hoşgeldiniz efendim."
"Nerede o?"
"Böyle buyurun."
Onun işaret ettiği yere doğru yürüyerek yerdeki çamuru umursamadan toprakta yürümeye başladım. Evin arka tarafında bulunan depoya doğru yürüyorduk. Kalbim göğsümü delip geçercesine atarken yüzümde tek bir mimik bile oynamıyordu. Kapının önüne bekleyen adamlarım bana selam vererek kapıyı açmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I want, touch u | Jeon Jungkook
FanfictionDudakların, dudaklarıma değdiğinde ay geceyi terk eder. Hayran Kurgu#2