Annesiyle yaşadığı şiddetli tartışmanın ardından üniversite hayatına tek başına atılmak... Huzursuz ediyordu Merve'yi. Ön kayıt yaptırmaya geldiğinde veya geri döndüğünde, tamamıyla okula başladığında bile yanında olmayan bir anne... Sadece aylık ihtiyacını yeteri kadar karşılayabileceğini söyleyerek onu tatmin ettiğini sanıyordu. Merve tek başına ilk birkaç ay boyunca ne yapacağını bilmiyordu bile. Korkutuyordu onu bilmediği şehir ve şehrin insanları. Sezgin hepsine bedel olabilir miydi ki? Kış mevsiminin soğuğunu ve ayazını kaldırabilecek miydi?
Sezgin çalıştığı için ilk birkaç gün boyunca Merve'yi görememişti. Merve ise kendine göre küçük, 2+1 eşyalı bir ev bulmuş ve yerleşmişti günler içerisinde. Bu süreçte Sezgin'le iletişimini koparmayarak sorunsuz ve küçük, tam kendine göre bir ev bulduğunu anlatıyor ve ona evin bazı kısımlarının fotoğrafını atıyordu. Onunla konuştukça evin bazı köşelerinde iş yaparken Sezgin'in de yanında oluşunun hayalini kuruyordu. Mutfakta yemek yaparken salonda oturduğunu, uyumaya giderken onu beklediğini; işten geldiğinde lavaboya girdiğini... En ufak detayına kadar bunları hayal edişini kimse bilmiyorken o hayallerinden hem utanıyor hem de mutlu oluyordu. Günün hangi kısmında olursa olsun Sezgin'in aklına gelmesi Ankara'yı ve Ankara'daki sürecini sevmesi için ayrı bir nedendi. Farklı bir sevgi beslediğini düşünüyordu git gide. Tanımadığı şehir sanki kırk yıldır bildiği bir yermiş gibi.
Can ise Eren'le bir gün dahi konuşmasa "Sesin çıkmıyor, hayırdır sana." Şeklinde şakayla karışık hesap sormaya başlayan bir insanken Eren'in mesajlarına cevap bile vermeyen birine doğru dönüşüyordu. Eren bu süreci Derin'in desteğiyle hem atlatıyor hem de paylaşıyordu. Çünkü onu Derin de destekliyordu. Zaman zaman ne kadar anlaşamasalar da Kutay da... Eren şüpheleriyle karışık mutluluklarını Derin Tuzla'dan Kartal'a geldiğinde anlatıyordu. Heyecanla karışık tavırlarında yine mutluluk ve huzur da vardı. Derin'de ise sevinç. Rütbesiyle birlikte insanlığını da sevdiği için Can'a karşı yüz yüze tanımadığı halde sempati besliyor ve Sezgin'de olduğu gibi huzursuz hissetmiyordu.
Zaman ilerledikçe Derin, ikinci döneme doğru Kartal'a geri döneceklerinin haberini verdi. Bu haber Eren'i o kadar çok sevindirmişti ki, Can başta olmak üzere Elif dışında herkesle paylaşmıştı. Çünkü Elif zaten yeterince kendini kenara çekmiş, birkaç klasik arama dışında hiçbir şey gerçekleştirmemişti. Eren sebebini sorduğunda bir şey anlatmıyor ve zaten Eren de pek yaklaşmak istemiyordu. Çünkü Eren kötü hissederken sadece Elif'i değil, hiç kimseyi umursamıyordu. Sezgin'den sonra içine kapanmıştı. Kimi kurcalayıp ona hala yaşamaya devam ettiğini gösterdi, kimi kurcalayamayacağını düşünerek geri adım attı. Kiminin ise hiç umurunda olmadı. Elif bu sıralarda daha çok sitedeki iki kız olan Selin ve Ece'yle yakınlaşıyordu. Üstelik Selin, Elif'ten daha ön plana çıkarak Eren'i her konuda destekliyor ve hiçbir şeyden geri kalmıyordu. Son iki yıl içerisinde siteye taşınmış biri olarak yapıyordu bunu. Elif'in bu davranışlarını farkında olan Kutay da sessizliğini korumaya devam ediyor ve sevgilisiyle anlaşmaya çalışıyordu. "Nereye kadar sürer?" sorusuna ise kendisinin de bir cevabı yoktu.
Günler ilerledikçe Can daha enteresan bir hal alıyor ve kendisine olan güvensizlikle birlikte şüpheler artıyordu. Sezgin düşünceli ama yanardöner bir insandı Eren'e göre. Can ise sorulduğu zaman her şeyi doğru anlatan, fakat ilgili kişileri de bağlayan konularda gelişme olsa dahi haber vermeyen, düşüncesiz bir insandı. Bu yüzüne çarpıldığı zaman da son yıllarda meşhur olan "Söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor" cümlesi ortaya çıkıyordu.
Merve grup süresince ve Can'la iletişim kurduğu müddetçe bu durumları farkına varmıştı. Can'ın "böyle" dediği şeylerin daha sonra "şöyle" çıkmasını ve daha birçok benzer şeyi... Tüm bunları göz önünde bulundurarak Eren'e Sezgin'de olduğu gibi fazla ümitlenmemesi gerektiğini, her an her şekilde üzülebileceğini söylemişti. Hırka olayından beri içinde Merve'ye olan sevgisine rağmen tarifsiz duygular beslese de bu konuda onu dinlemeyeceğini söylemişti Eren. Hissettiklerinin Sezgin'le olan bitenden sonra Merve'nin onunla buluşmasından dolayı kaynaklandığını düşünüyordu. Eren'in bu davranışı da aynı şekilde Merve'yi şaşırtmıştı. O Eren'in çocukluk arkadaşıyken Can, bir kere gördüğü sıradan bir adamdı. Bu güvenin ve cesaretin kaynağı neydi, bilmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Cuma
Não Ficção2016 yılının yaz mevsiminde hayatının dönüm noktasını yaşayan Eren karakterinin hayatını ve çevresindekilerin hayatını anlatmaktadır. Yıllar boyunca herkes birbirleri için değişecek ve birbirlerinin kusurlarını kabullenecek kadar iyimser davranmıştı...