Kırmızı Cuma

Şampiyonlar Ligi (With Asu Karamanlı)

Arkadaşlık neydi? Dostluk neydi? Dostluk da, arkadaşlık da bunların tanımını yaparken aklınıza gelen kişiydi. Peki biz nasıl dostlardık? Hani olur ya bazı insanlar doğuştan dost olarak doğarlar, bazılarını ise kader birleştirir. İşte bizim dostluğumuz kaderin tesadüflerinden doğdu. Kader bizim dost olmamızı istediği için tesadüfleri çıkardı karşımıza. Biz bu dostluğa başladığımızda elimizde ve avucumuzda yerden yüksek oyunu dışında hiçbir şey yoktu. Hepimiz her şeyimizi kaybetmiştik ama dışarıdan gülümsüyorduk. İşte böyle yerden yüksek oynarken kaldırımın üstünde... Hepimiz yalandan gülümserken ve herkes birbirinin yalandan gülümsediğini anlayıp birbirine derin derin bakarken başladı dostluğumuz. Hepimiz bir şeyler kaybettik ama kaybetmeden kazanamıyorsunuz bazen. Kayıplarımızın ödülü olarak verildik belki de birbirimize, kim bilebilir? Öncesinde hepimiz farklı yerlerde yaşayan, birbirinden habersiz hayatlar süren insanlardık ve en sonunda yollarımız kesişti. Aynı yerlerde yaşayan ve birbirinden haberi olan insanlar olduk. Şimdi ise yine farklı yerlerde yaşayan fakat birbirinden haberi olan insanlarız. Her şeyi güzel gibi anlatıyorum ama öyle anlaşılmasın. Güzel olan tek şey biz ve dostluğumuzdu. Geri kalan hiçbir şey güzel değildi. Dostluğumuz mu bozulmaya çalışılmadı? Ailelerimiz mi ortaya karışmadı? Cezalar mı almadık? İftiralar, söylenmemiş sözler mi söylenmedi? Her türlü çamuru attılar bize ve ellerini sakladılar. Malum çamuru atarken ellerinizde çamur olur. İşte bu insanlar ellerini yıkamayı veya eldiven giymeyi akıl edemeyecek kadar salak insanlar. O çamurlu ellerini arkalarına saklamalarına rağmen biz onları bulduk. Şimdi ise salak rolüne yatıyoruz ve bizi salak sanan aptalları izliyoruz. Biz elimizde hiçbir şey yokken, yoktan bir şeyler var ettik. Birbirimizin her şeyi olduk. Hani karanlıkta yalnız kalır, tutunacak bir el ararsınız ya, birisi gelsin elinizden tutsun istersiniz. İşte biz birbirimiz için görünmez eller olduk. Karanlıkta bir başımıza kaldığımızda el uzatan birbirimizdik. Hep güvendik birbirimize. İşte ben nice dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu. Çok küstük birbirimize, çok alınganlık ettik, çok kavgalarımız oldu ama eninde sonunda döndük birbirimize. Bizim beki de birbirimizden başka hiç kimsemiz yok. Uğruna mücadele ettiğimiz her şeyimizi aldılar elimizden ama biz yinede umut ettik. Umut her zaman vardır. Biz vazgeçmemeyi birbirimizden öğrendik. Hayat ne kadar sert vurursa vursun düşmeyi ama o düştüğümüz yerden kalkmayı öğrendik. Bu çalışmayı çıkaran Aydın'la dostluğumu anlatacak kelimeler henüz türetilmedi ama o tanıdığım en farklı insan. Hayal dünyasında yaşamayı seviyor çünkü gerçek hayat hayalleri kadar güzel değil hiçbir zaman. Onun gibi birinin dostluğunu kazanacak ne sevap işledim inanın bilmiyorum. En çaresiz kaldığım, en savunmasız kaldığım, en hayattan defolup gitme isteğimin olduğu, en umutsuz, en yıkıldığım dönemde tanıdım onu. Ve tek temennim benim de onun dostluğuna yakışır bir dost olmak. Yaşamaya değer bir hayat yaşamıyoruz ama uğruna hiç düşünmeden ölünebilecek bir dostluk yaşıyoruz. Hayat o kadar acımasız ve o kadar kindar bir yer ki elimizden her şeyi çaldı ama sanırım bütün bir hayatım boyunca ilk defa iyi bir yere denk geldim ve bu dostları hayattan hediye olarak aldım. Miley Cyrus, Nicki Minaj, Yıldız Tilbe, Hadise, Selena Gomez... Onlar bile bizim görünmez kahramanlarımızdı. Hep ailemizin içindeydiler. Dostluğunda sorun olmadığını iddia eden insanlara inanmayın. Her dostlukta sorun vardır. Bizimkinde de var ama biz birbirimizi sorunlarımızla kabul ettik. Birbirimizi sorunlarımız yüzünden suçlamak yerine çözüm yolları aradık. Kendinizi yangının baş gösterdiği bir evde düşünün. Sizi seven insanlar itfaiyeyi arayarak ama size aşık olan insanlar o eve girerek sizi oradan çıkartır. Bizim dostluğumuz böyleydi işte. Öleceğimizi bile bile girerdik o yangına. Aşık olmak demek karşı cinse duyulan bir sevgi değildir sadece. Birini koşulsuz seviyorsanız her daim yanında bulunuyorsanız bu da aşktır. Bana inanın birisini sevebilmek için ona dokunup sarılmanıza ihtiyacınız yok. Onun bir yerlerde yaşadığını bilip sevgisiyle ısınabiliyorsanız bu kafidir.