KİMSİN SEN?

22 1 2
                                    

"sanırım boynum tutuldu ama burası çok rahat, üzgünüm müzik dinlerken uyuyakalmışım" dedi kulağından çıkardığı kulaklığını elinde sallayarak uzandığı koltuktan doğruldu April. Kapının açılma sesine uyanmıştı,ablası gibi hafif bir uykuya sahipti. Kulaklığını köşe masasının üzerine bıraktı. Ayaklandı ve duvara yaslandı, ayakkabılarını çıkarmakta olan Angel'e baktı.
"sorun değil uyumaya devam edebilir misin ve bana öyle bakma"
April'in evde olduğunu bir an için unutmuşu, küçük kız kardeşinin kendisini böyle görmesini istemiyordu.
April kollarını birleştirdi ve ona ısrarla  bakmaya devam etti. Angel merdivenlere yöneldiği sırada April onu kolundan tutup kendisine çekti, sonra bıraktı ve kollarını açıp ablasına sarıldı. Onun iyi olmadığını anlaması için konuşmasına gerek yoktu,ablasını iyi tanıyordu. Onun, yüzünden, bakışlarından, ses tonundan hatta nefes alışverişinden bile bir sorun olup olmadığını anlayabilirdi April. Ona daha sıkı sarılırsa belki yükünü az da olsa hafifletirim düşüncesiyle sıkıca sarıldı ablasına. Angel 'da ona sıkıca sarıldı. Bu ona iyi gelmişti,ama bunu atlatmak o kadar da kolay olmayacaktı. Angel kardeşinin kollarından sıyrılıp hızlıca merdivenlerden yukarıya çıktı,odasının kapısını kapattı.
April az önce uyuduğu koltuğa oturdu. Üzgün görünüyordu, ama düşünceli bir hali vardı. Bu gün onun için de birçok yönden değişik olmuştu. Üvey babasıyla en büyük kavgalarından birini yaşamış, annesi ve üvey babasını bırakıp ablasıyla yaşamaya karar vermişti.bunun ilk adımlarını da bugün atmıştı.
Tıpkı Angel gibi...
April ablasına göre duygusallığı daha alt seviyelerde yaşıyordu. Kendisini bu yüzden ablasından güçlü görüyordu,haksız da sayılmazdı ablasının gece boyunca ağlamaktan uyuyamayacağına emindi. O'ysa asla böyle yapmazdı.April yüzünü ellerinin arasından geçirdi, kısa kıvırcık saçlarını geriye doğru attı, koltuğun kenarındaki yastığı eline aldı düzeltti ve başının altına yerleştirdi. Koltuğa uzandı gözlerini kapattı ve rahat koltukta uykuya dalmayı bekledi...

**********

"Merhaba " Angel'in sesi neşeli geliyordu.
"merhaba bayan Angel" çalışanlar teker teker cevap veriyordu. Normal bir gündü çalışanları mutlu görünüyorlardı.
Angel herkesi güler yüzle selamlayıp mutfak kısmına yöneldi. Kapıyı açıp içeriye bir göz attı. Her şey yolunda görünüyordu. Angel'in gözleri karşı tezgahta malzemeleri kurcalayan jessie 'iyle buluştu. Jessie onu görür görmez elindekileri bırakıp ona doğru koşuşturdu. Angel' da aynı anda kapıyı kapatıp koridorun sonundaki odasına koşar adımlarla ilerledi,içeri girip jessie 'i bekledi.
Çok geçmeden jessie kapıda belirdi, göz göze geldiler.
İlk konuşan Angel oldu "bir sorun mu var jess?"
Jessie bu soru karşılığında şaşırmıştı ama Angel'in ne yapmaya çalıştığını biliyordu.
"Angy, lütfen bana bunu yapma." duraksadı ve devam etti "kendine de bunu yapma"
"bir şey yaptığım yok Jess!"
Angel Jessie'i geçip masasının ardındaki koltuğuna oturdu. Rahat görünüyordu ama gergindi. Jessie de karşısına oturdu.
"biliyorum bu çok saçma. İnan bana Diana bunu neden yaptı bilmiyorum" doğru söylüyordu,çünkü çok şey borçlu olduğu arkadaşına daha bir kez bile yalan söylememişti. Angel de bunun farkındaydı ve onu üzmek istemiyordu.
"bak sana inanıyorum tamam mı? Sadece bunu atlatmam için bana zaman ver Jess?"
"lütfen" diye ekledi. Sakin ve kararlıydı.
"Hayır! Olmaz Angy" diye karşı çıktı Jessie,Angel'in cevap vermesine fırsat vermeden devam etti
"bunun ne kadar zor olduğunu görebiliyorum,yanında olmama izin ver"
Bu cümleler ve Jessie 'nin samimiyeti onun inadını her zaman kırmıştı.
"Jess? bana bak?" işaret parmağıyla yüzünü gösteriyordu Angel.
"Bak, ben çok iyiyim ve işimdeyim." parmağını indirdi, Jessie inanmamıştı.
"Jessie? Artık hiç bir şey umrumda değil. Boşverdim ve böyle iyiyim artık bu konuyu kapatabilir miyiz"
Jessie onu daha fazla zorlamak istemiyordu. "pekala Angy seni seviyorum" ellerini masanın üzerinden Angel'e uzattı, karşılık da aldı. El ele tutuşup birbirlerine gülümsediler. Jessie ne kadar da masum ve saftı,onu sevmemek neredeyse imkansızdı. Angel de öyle düşünüyordu.
"ben gitsem iyi olacak, çalışmam gerekiyor"dedi Jessie. ellerini çekip ayağa kalktı, çıkmak için kapıya yöneleceği sırada
Kapının çalınmasıyla ikisi de irkildi.
Kapı açıldı içeriye giren kişiyi ilk gören jessie olmuştu.
Jessie 'nin gözleri bir anda kocaman oldu ve kafasını Angel'a çevirdi, O' da merakla Jessie'e bakıyordu.
Diana artık odanın ortasına kadar gelmişti. Angel onu görünce bakışlarını onun üzerinde gezdirdi. Angel
"sen çıkabilirsin Jessie." dedi. Jessie kendi içinde bunun doğru olup olmayacağını düşündü ve dışarı çıkmaya karar verdi. "onların yüzleşmeye ihtiyacı var" diye geçirdi içinden. Kapıya doğru ilerledi ve çıktı.
Diana ve Angel artık yalnızdı.
"otursana Diana" sessizliği bozan kişi Angel olmuştu.
Diana dediğini yapıp Angel'in karşısına oturdu. Angel tam bir yüzleşme olsun istiyordu.
"seni dinliyorum" dedi Angel. Fazla rahattı,arkasına yaslandı ve onu izlemeye başladı. Diana tedirgin görünüyordu,
"ben.." duraksadı doğru kelimeleri arıyordu. "üzgünüm. Böyle olmasını istemezdim." suçluluk duygusundan kurtulmak için bir an önce söylemek istemişti bunları. Angel hiç tepki vermemişti. Delici bakışlarını Diana'nın üzerinden ayırmıyordu. Söyleyeceği her cümle çok önemliydi..


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CEVAPSIZ SORULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin