GÜLNÂME

112 29 57
                                    

Yüreğimin mahsenine gizlediğim aşkla şiirler yazdım ölü kelebeklerin beyaz kanatlarına

Sitemin engin doruklarında at koşturdum satirlar boyu, nefes nefeseydi ruh safran mürekkepi gibiydi hissiyatim hoş kokulu ve koyu

hasbihal edecek dermanım kalmadı kalbimin mahsun haliyle, iki edebiyati bozuk cümle karaladim bir kalemin laciverti ile;

Bekliyorum seni bir meçhule vurgun olmak nasılsa düşler can bulup yokluğuna sarilsa

Yokluğunda vücut bulan özleminin simasi silik kokusu gayib  tanıyor,anlıyor, özlüyorum seni.

Postayla göndermeyeceğim yaralı kelimelerimin kan revan içinde sargılı hislerini, almiyor anlamıyor zalim postacılar beni, bir gaibe safran kokulu özlemimi

Upuzun bir gecenin isiydi beyaz kanatlara kara çalışım, lakin ne yaptımsa olmadı ucmadi beyaz kelebeğin kağıttan kanatları. Bu kaçıncı hüsran bu kaçıncı çaresiz kalışım.

Hangi aşığın haline gülmüşte başıma nasibimle imtihan edilmek düşmüş benim.

Meğerse iki olmazın bir oluşu  olamazmisiz biz , otelerden yazılmış nasib denilen iz!.

Zaten sonbahari seven bir adamla kışı seven kızın kavustugu görülmüş şey değil.

Ve sen belkide son durakta gelecek son nefeste azrail gülüşüyle can vereceksin gitmeye dünden meyilli ruhuma..

mektubumu sana en cokta sana gül kokulu selamla bitiriyorum. Öpemem ne büyüklerinin ellerinden ne de küçüklerin gözlerinden bunu isteyemem senden.

Bana güvercinle haber uçurma gayri sevseydi kalbin uçar gelirdi nasılsa heba etme güvercini yollarda kavuşmak bir son bahara kaldı.

Sende ciğeri kebap edip yakacak yürekte yokmuş madem dumanla bile haber edemezsin sen şimdi.

Güzel sesli kadinin dediği gibi;

Beni unutma beni unutma bilirsin unutulmak dokunur ya her insana sende beni unutma

çünkü ben hep kışın ayazinda içime soba yakan odun cızırtılı sıcak gülüşünü unutmayacağım

ÖYLE İŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin