AB-I HAYAT

83 28 41
                                    

Bir kerbela çığlığıyla sesleniyorum ölüm sessizligindeki ruhuna;

Beni duy! Beni işit!
Ellerim elbisem ruhu kesiklerin kanına bulanmış, saçlarıma katili meçhullerin kokusu sinmiş.

Kanı toprağa, feryadı kulağıma değiyor masumiyetin.

Kana kana şu içmemişlerin kanına susuyor toprak,Sam yeline bile tamah etti umut. Kımıldamıyor bile yaprak

Kılıç kuşanmış gökyüzü katresini indirmiyor zalim yezidin ve ürkek çocukların çatlamış dudaklarına, sema hırçın, yeryüzü kurak.

Ayak izleri var saçlarına kış düşmemişlerin başında,

Evet haklısın burası Kıyamet burası katmer katmer cehennem

Huseyni bir ağıt ciğeri buryan edip dökülüyor dillerce, serap haddi aşmış fırat görmüş gözlerde.

Gokkusagi değil artık gözlerim hep gri,hep çamur rengi. Öyle bir panayır var ki meydan kızılca kıyamet bir sergi.

Yesribin ölüm sessizliğini babayiğit kalbiyle bozan kadın!

Şimdiki harabe ülkenin kayıp kentinde uyuyan kadınım ben.

Kasvetle yoğrulmuş lanetli toprakları tuzlu sularla ıslatan kerbelayi görmüşüm.

Sen ey yanık toprakların kara yağız delikanlısı ;

Duy artık beni kerbelanın candan bezdiren sıcağımı yüreğini taşa çeviren

Ben ki ne ölümler gördüm ne ölüler gördüm daha kefenlenmemis ama senin ruhun beden görmemiş, kalıp bilmemiş.

Bir kerbela çığlığıyla sesleniyorum yesribin ölüm sessizligindeki ruhuna;

Ben ki yetim ve yitik umut kervanına bel bağlamış varlığını serap görmüş gözlerime ab-ı hayat bilmişim.

Değer miydi kalbimi kırık hanemi yıkık koymaya ?

Ey güneş yanığı toprakların kara yağız delikanlısı

#G.Z.T.

ÖYLE İŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin