TANITIM

7.5K 148 7
                                    

TANITIM

Sessizlik uçsuz bucaksız bir uçurumun topraklarına izini düşürmüş, ağaçların sıkı köklerine kokusunu salmıştı. Etraf hiç olmadığı kadar kara bir geceye gebeydi. Gökyüzü sanki lanetlenmiş gibi ürkütücü şimşeklerini yeryüzüne acımasızca duyuruyordu. Yerler yağan yağmurun izleriyle ıslanmış, pis çamur birikintileri biriktirmişti.

Karanlık koca bir zelzeleye gölgesini düşürmüş, o zelzelenin yakıcı alevleri koyu silüetlerin, görünmez suretlerini meydana getirmişti. Zavallılık kılıfına sığınmış, aciz bir kız bedeni, ıssız bir ormanın kızıl topraklarına ayak izlerini bırakıyordu. Rüzgar uzun siyah saçlarına vurmuş, solgun yüzünün sefil görüntüsünü hırçınca saklamıştı.

Uzun kirpikleri acısının derin soluklarını gözler önüne seren yaşlarıyla ıslanmış, gözlerinin şuh mavisini sızlatıcı bir kırmızıya boyamıştı. Ufak burnunun hassas derisine çarpan soğuk hava, teninin kızarmasına sebebiyet vermişti. Üzerine savrukça örtmeye çabaladığı, eskimiş battaniyenin uçlarını, kanıyla lekelenmiş,titrek parmak uçlarıyla sıkıca kavramıştı.

Hızlı nefesleri tenha ormanın havasına karışıyor ve sessizliğiyle boş bitkilerin arasında yankılanıyordu. Aceleci ve ürkek bacakları, sarsak adımlarına ayak uyduruyor, kalbine işleyen korku ile cehenneminden kaçmaya uğraşıyordu. Beyaz elbisesinin pileli etekleri rüzgarın şiddetli etkisiyle havalanıyordu. Çıplak ayakları günah kuyusu gibi dibe batmış, çamurlu tabakanın pisliğine bulanmıştı.

Zihninin kuytuları durduralamaz çığlıklarla sarsılıyordu. Kaçmak tek kurtuluş yoluydu. Arkasından gelen yakıcı adımların sesleri, kulak zarını tırmalıyordu. Tüm gücünü titreyen bacaklarına verip, kesik nefesleriyle koşusunu güçlendirdi.

O anda yırtıcı bir kurtun kükremesini andıran o ürpertici ses, tüm uvuzlarını esareti altına aldı.
"Boşuna uğraşıyorsun,
Kaçabalirsin ama Saklanamazsın!
Yaşayamazsın ama Beni yaşatmak zorundasın!"

Şeytanının yıkıcı kelimeleri ruhunu dehşete düşürdüğünde, vücudunu saran panik dalgasıyla koşusunu hızlandırdı. Nereye gideceğini bile kestiremiyordu, beyin fonksiyonları donmuş, düşünceleri dört bir tarafa savrulmuştu. Ürkek bir ceylan gibi kurtuluş yolunu bulmaya çabalıyordu.

Korku illeti hislerini boşluğa sürüklemiş, mantığını devre dışı bırakmıştı. Endişe algılayış duvarlarını eğrelti bir buz kütlesini çevirmişti. Bu kez günahkar ellere hapsolmuş yüksek dozda bir silah sesi, gecenin ayazına bomba gibi düştü.

Vücudu duyduğu sesi algılamakta zorluk çekiyordu. Gözleri kararmak üzereydi, bacakları dayanamıyordu. Yorulmuştu, hayatı zifri bir yangında yakılmıştı , sanki zor nefes alıyordu. En saf gerçek ise ondan asla kurtulamayacağını kabullenmesi olmuştu.

Cehenneminin sadist ses tonuna ev sahipliği yapan haykırışı ise son duyduğu kelimelerdi.
"Nefes aldığın sürece,
Çektiğin her nefes;
Benim Esirim...
Bedenin varolduğu sürece,
Ruhunun her damlası;
Benim Eserim.."

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin