Geçmiş(Batın.)

5.2K 132 3
                                    

5 Nisan 2007

*Her acımasızın kefaretini ödediği bir acı vardır.*

Kendi cehennemimde, kor ateşli bir şeytan zihnimde durdurulamaz bir zelzele meydana getirmişti. İçimde koyu bir günah kadehi, tüm uvuzlarımı etkisi altına almış, hislerimi kör bir kuyuda alev alev yakmıştı. Gözlerimin yeşili hırçınca koyulaşmış, gecenin siyahı gözbebeklerime zifri bir karanlığı kazımıştı.

Duvarların ürpertici soğuğu, derime istila etmiş, adi kalbimi değersiz bir buz kütlesine çevirmişti. Pencereden sızan asi rüzgar, anlımdaki bir kaç siyah saç tutamını dağıtmış, ruhsuz gözlerimin acınası görüntüsünü azda olsa kapatabilmeyi başarmıştı. Gecenin ayazında, gırtlağımdan vahşice geçen ve soluk boruma takılan kelimelerim, boğazımdan acı birer haykırış olarak firar ediyordu.

Güçsüzlüğüm bir kez daha dehşet verici bir biçimde gözlerimin önüne serilmişti. Arkamda ki acımasız beden, fütursuzca bağırdı.
"Kalbi yok olana dek,
Bağırtın!
Hisleri kül olup uçana dek,
Vurun!
Güçlenene dek,
Deşin!"

Bu kelimeler belki de minik vücudumun yaralı ruhuna mezar kazıp, en dibe hapsetmiş, vücuduma ruhsuzluğun yıkılmaz gücünü aşılamıştı. Önüme gölgesini düşürmüş,  sert yüz hatlarıyla iliklerime dahi korku salan, beyaz önlüğünün kayık yakası değersiz kanımın lekeleriyle kirlenmiş olan adam, parmak boğumlarına sıkıca sardığı kemerle gövdemi zedelemeye devam ediyordu. Her bir darbede canımdan, can, ruhumdan, ruh gidiyordu. Çaresizlik ise bileklerime geçirilen zincirlerle bedenimi esir almıştı. Arkamda durup, yarattığı eseri zevkle izleyen adam, bütün umutlarımı ezip, ufacık bir hayale dahi tutunmama izin vermeyen sadist ruh vücuduma ettiği zulümler arasında, korkutucu sesiyle kükredi.
"Yanacaksın!
Tükeneceksin!
Diz çökeceksin!
Deliriceksin!
Güçsüzleşiceksin!"
Ta ki, Hiç bir duyguyu hissetmeyecek kadar güçlenene dek!"

Anlamıyordum, zihnim kemer darbelerinin odada yankılanan sesleriyle dolup, taşmış, acı hiç olmadığı kadar hissedilir hale gelmişti. Gözlerim dönüyor, minik bedenim vücuduma kazınan derin yaralara dayanamıyordu. Önümdeki gölge ani bir tepkiyle kemerin sancılı darbelerini kesti. Hırıltılı bir nefesi ciğerlerine doldurup, dudağında ki şeytanı bile korkutacak kıvrımla arkamdaki karanlık adama seslendi.
"Kızgın demir sopalara geçelim mi? Patron! Ha,Ne dersin? "

Gözbebeklerinden geçen karatıyla gözlerimi delmek istermiş gibi gözlerimin içine bakıp, sadist bir ses tonuna ev sahipliği yapan, ürpertici sesiyle konuştu.
"Eğlenceli olacak!"

Arkamdaki beden kısa bir ölüm sessizliğine büründükten sonra, yakıcı sesiyle hissiz kelimelerini konuşturdu.
"Acıyı iliklerine kadar hissetsin,
Her bir hücresi acının ateşiyle kül olsun, Cehennemi yaşamasın, Cehennemin ta kendisi olsun!"

Gözlerimden sayısız göz yaşı yanaklarımı ıslatıp, kirli zemine izini düşürüyordu. Korkuyordum, çocuk ruhum olanları idrak etmekte zorlanıyordu. Acınası bir halde olan hislerim, sarsıtıcı bir hüzünle kaplanmış, kalbim defalarca sızlayıp, titrek çığlıklar atıyordu. Elleri kanıma bulanmış, önümde ifadesizce duran ruhsuz beden, yan tarafında ki metal rafın üzerine koyduğu kızgın demire uzanıp, sapını yakaladı ve parmaklarıyla sıkıca kavrayıp, eğlendiğini gösteren şeytani bir kahkaha attı. Ani bir manevrayla demirin kızgın ucunu boydan boya göğsümün üzerine bastırdı. O anda boğazımdan odanın duvarlarını sarsacak derecede yüksek, ceset olan bir bedenin bile hissedeceği kadar acılı bir ses tonuyla, haykırdım. Defalarca aciz çığlıklarım ses tellerimi zedeledi. Bağırdım, çırpındım, acıyı en derinimde hissettim. Hiç bir yardım çığlığım aldığım yaralardan beni kurtarmayı başaramadı. Öldüm....

"Acı; Her daim benimle varoldu,
Çünkü Ben; Gücümü ondan aldım...
Yanmak; Her daim kaçınılmaz oldu
Çünkü Ben; Cehennem Oldum..."
-Batın BARBAROS

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin