"Seok-Jin hyung çok havalı birine benziyor." dedi Jimin ikimizin sınıfına doğru ilerlerken. Yavaşça kafamı salladım. Aslında şuan Jimin'in dedikleri umrumda bile değildi. Sadece Seok-Jin hyungun arkamdan gelip aniden değişmesi cidden beni çok şaşırtmıştı.
"Ne diye erkek lisesine geliriz ki? Jungkook mesaj atmış. Hangi kızı istersiniz diye." Onun dediğine yine kafa salladım. Ona odaklanamıyordum. Şükürler olsun ki canım arkadaşım bunu sonunda anladı. "Ne oldu lan sana? Taksana beni az."
"Üzgünüm." dedim samimi olmayan bir tavırda gülümseyerek.
"Ne? Üzgünüm mü? Taehyung cidden iyi misin? Ben sana 'taksana beni' diyince senin de 'neden sen toka mısın' demen gerekiyordu." Endişeli gözlerine bakıp kıkırdadım ve onu kolumun altına aldım.
"Arkadaşı için endişelenirmişte~"
***
Öğle arası geldiğinde koşarak yemekhane sırasına geçtik ve konuştuğumuz konu üzerinde tartışmaya devam ettik.
"Hayır Taehyung, sana en son verdiğim GTA5'i hâlâ geri vermedin ve gelip oyun istiyorsun? Gerizekalı mısın nesin?"
"Yaa! Jiminnie, lütfen lütfen. Zaten o oyunu milyon kere oynadın. Ne olur bir kere ver. Ben de sana GTA5'i geri getireyim."
"Bu oyunumu da GTA5'e yaptığın gibi sahiplenmeyeceğinin garantisini verebilir misin?"
"Tabii ki hayır."
"Adisin sen!" Bu dediğine büyükçe sırıtıp yan taraftan tepsi alacaktım ki elim kusursuz güzellikte bir ele çarptı. Hemen elimi geri çektiğim de Jin hyungun kahverengi gözleri ile karşılaştım.
Hiçbir tepki vermeden tepsisini aldı ve arkadaki arkadaşı ile konuşmasına devam etti.
Kafamı aşağı eğip tepsimi aldım ve sessizce yemeklerimi almaya başladım.
Boş bir masaya tepsimi koyduğumda sınıf arkadaşlarımızdan bazıları da yanımıza geldiler. Hepsi eşleştikleri hyunglarla tanışıp ders programını hazırlamışlardı bile. Benim hyungum sadece insan içinde benimle ilgilenmişti.
Yemeğimi sorunsuzca yiyip ellerimi yıkamak için tuvalete gittiğimde Jin hyungta ellerini yıkıyordu.
Ona ders programını aldığımı söyleme konusunda kendimle savaşırken ilk hamleyi o attı.
"Ders programını aldın mı Taehyungssi?"
"E-evet, aldım." kafamı yere eğsemde aynadan onu rahatlıkla görebiliyordum. Ellerini suyun altında çekip saçlarına götürmesi bile onun 'ben çocuklarla ilgilenmem' diye bağırmasına eşlik ediyordu.
"Okul çıkışı sınıfıma gel ders çalışma programını hazırlayalım." dedi beni şaşırtan bir şekilde.
Oysa ben onun 'tamam o zaman kendin ayarlarsın Taehyungssi.' demesini bekliyordum.
Tekrar hızla kafamı sallayıp elime döktüğüm ama çoktan elimden kayıp giden sabunu akan suyun altına soktum.Seok-Jin hyung benim ders programımı mı azırlayacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
광선 "Gwangseon"// TAEJIN
FanfictionGwangseon; ışık hüzmesi demektir. Kim Taehyung'un hayatına bir kura ile giren Seok-Jin'in hikayesi. #929 #821 #603