Kahkahamı tutmayı bırakıp yine yüzüne doğru kahkaha atınca tekrar gözlerini kapattı.
"TAEHYUNG KENDİNİ ÖLDÜ BİL!"
"Özür dilerim." hâlâ kahkaha atarken Jin hyunga baktım. Neresinden çıkardığını bilmediğim peçeteyle yüzünü siliyordu.
"Az sessiz olun ya! Sizin sesinizi duymak zorunda mıyız?" arkadan Yoongi hyungun sesi gelince istemsizce ağzımı kapattım. Ama bu yeni bir hapşırığa engel olamadı.
"Taehyung hasta falan mı olacaksın?" kafamı Jin hyunga çevirdim ve iki yana hızla salladım.
"Hayır be! Hasta falan olamam. Hem de bu zamanda? Sınavlar başlayacak. Hasta olmamalı-" tekrar hapşırdığımda Jin hyung gözlerini devirdi.
"Bal gibi de hasta oluyorsun."
"Havadandır o hyung- ay Jin havadandır." elimi sorun yok dermiş gibi sağa sola salladım. "İki hapşırırım geçer." Jin hyung elini alnıma koyduğunda gözleri irice açıldı.
"Ateşin var senin!"
"Az önce utandım ondandır Jin." gülümsemeye çalıştım. Hasta olduğumu ya da olacağımı asla kabul edemezdim. Eğer kabul etmezsem belki hastalık peşimi bırakırdı?
"Hoseok Tae'nin ateşi var." Jin hyung telaşla oturduğu yerden kalkınca geriye doğru biraz sendelesem de ellerimden destek alarak ayakta duran Jin'e baktım. "Hoseok sana diyorum ya!"
"Ya Jin neyi olabilir onun Allah aşkına? Cin gibi bir şey o. Mevsimseldir." dedi Hoseok hyung omzuna yattığı Yoongi hyunga iyice sokulurken.
"Sana demiştim Jin." dedim gözlerimi devirip.
"Gel seni yurda götüreyim." yanıma yaklaşıp elini uzattı. Elini tutup onu kendi yanıma çektim.
"Gerek yok dedim." yanıma sertçe oturduğunda ben de hemen kalkmasın diye kafamı omzuna koyup bırakmadığım ve hâlâ parmaklarımızın kenetli olduğu ellerimize baktım. "İyiyim ben."
"Bence değilsin." dedi boşta kalan eliyle hâlâ ateşime bakarken. "Taehyung cidden yurda gidelim, hm?"
"Yurda gidersek ne olacak? Sanki şifalı bir yermiş gibi. Hasta olsam beni yurt mu iyileştirecek?" sinirle söylendiğimde o da sinirle soludu.
"Hayır ama hiç olmazsa sıcak bir yer. Hiç olmazsa güvenli?"
"Ben zaten sıcakta ve güvendeyim Jin. Yanımda sen varsın."
"Benim bunlara kanacağımı düşünüyorsan doğru yoldasın." dedi Jin gülerken beni kendine çekerek. "Ama cidden ılık bir yere gidelim. Eğer yurda gitmek istemiyorsan seni başka bir yere götüreyim?" dediği şey ile dikleşip yüzüne baktım.
"Nereye?"
"Benim evime?" dedi dudaklarını büzüp.
"Hayır olmaz!" kafamı iki yana hızla salladım. "Annene ve kız kardeşine rahatsızlık veremem Jin. Saçmalama."
"Onlara rahatsızlık vermeyeceğiz. Gel." ayağa kalktı ve bana elini uzattı. Omuzlarımı düşürüp elini tuttum ve ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
광선 "Gwangseon"// TAEJIN
FanfictionGwangseon; ışık hüzmesi demektir. Kim Taehyung'un hayatına bir kura ile giren Seok-Jin'in hikayesi. #929 #821 #603