26

44 0 0
                                    

*Ne bok yicen şimdi salak? Başkasının çadırına niye giriyorsun ki?*   bir sen eksiktin zaten. "Aleyna?"  "Buyrun benim." dememek için kendimi zor tuttum. "Savaş bu senin çadırın mıydı? Şey ben saklanıyordum da. Neyse ben gidiyim." dedim. Sarı saçlarının içinden ellerini geçirdi. Mavi gözleri şaşkınlıktan hala kocamandı. Çok yakışıklı gözükse bile benim Cemim var. "Hayır hicbir yere gitmiyorsun. Konuşmamız gerek." Hassiktir. Şimdi ne bok yicem ya? *Tamam dışarıda konuşalım de bari.* aferin kız işe yaradın. "Dışarıda konuşalım mı?" Allahım ne olur kabul etsin ya. * Bu hiç iyi bakmıyor yalnız. Bence hemen topukla.* Moral için çok sağol. *Ne demek.* Off. Nefes almayı unutma. "Hayır burda konuşcaz." dedi. Hay Allahım nasıl sıyrılcam ben bu işten. "Tamam peki. Hemen ne konuşcaksak konuşalım. Cem in  yanına gitmem gerek." *Aferin. Cem dedin çocuğa ya. Katıksız salak.*  Sağol canım. Off. Geldi ve yanıma oturdu. Hay Allahım yaklaşıyor git gide. "Bir dakka bekler misin?" dedi ve telefonunu çıkardı. Öküz ya. " Aleyna biliyorum Cem ile çıkıyorsunuz. Ama-"  

"Ne ama Savaş çıkıyoruz işte. Bitti bu kadar. Ben gidiyorum." dedim. Beni kendine çekti ve sarıldı. Kurtulmaya çalıştım ama en sonunda pes ettim. Öküz gücü var bunlarda.

"Aleyna sen sen?" 

"Cem? Hayır yanlış anladın. Zorl-"

"Kapa çeneni." dedi ve gitti.

"Pislik. Allah belanı versin." dedim ve çadırdan çıktım. Cem koşmaya başladı. Bende peşinden gittim. Herkesin bize garip garip baktığını hissettim ama umurumda değildi. Sadece Cem. Cem umurumda. "Cem dur. Yanlış anladın lütfen Cem." dedim. Sonralara doğru sesin çatallaşmıştı. Yere dizlerimin üstüne düştüm. "Hayır Cem Hayır." diye bağırdım. Ama gitti. Ecem yanıma geldi "Ne oldu? " diye sordu. Tek diyebildiğim "Savaş." oldu. Ondan sonra da çocukların sesini duydum. Ama hiç bir şey umurumda değil. Cem Cem bana inanmadı. Sinirlendim ve kalktım. Koştum. Nereye gittiğimi bilmeden koştum. Sadece koştum.  Şuan yaşadıklarımın hepsi keşke rüya olsa. Hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Olmuyor olmuyor. Bu acı dinmiyor. Keşke dayak yesem. Bu bu acı. Anlatılmaz yaşanır diyoruz ya. Hayır kimse bu acıyı yaşamasın. Anlamasın. Öyle de yaşanır. Ama Ama böyle yaşanmaz. Artık ayaklarım da derman kalmayınca dizlerimin üstüne düştüm. "Her şey yanlış. Ben.. Ben ö.....yle bir....... şey yapmadım. Cem ben seni çok seviyorum." diye bağırdım. Şuan sanki zehir içmiş gibiyim. Yavaş yavaş beni öldürüyor. Acı çektire çektire. Nefes alamıyorum. Bunları yaşamak çok zor. Sanki ölümle burun burunasın. Sanki sanki canlı canlı derini yüzüyorlar gibi. O kadar kötü ki. "Senden nefret ediyorum Savaş. Senden nefret ediyorum." diye bağırdım. Sanki önümdeymiş gibi bağırdım. Başım dönmeye başladı. Artık hiçbir şey göremedim. Son duyduğum şey ise "Dayan sevgilim." di.

CEM'İN AĞZINDAN

O an onları öyle gördüğümde kalbimi yerinden söktüler.  Bunu yapanlar da Aleyna ile Savaş oldu. Kalbimin üstünde tepindiler. Arkama dahi bakmadan koşmaya başladım. Arkamdan seslenişlerini duydum. Ama umursicak gücüm kalmadı. Koştum koşabildiğim kadar koştum. Sadece koştum. Hiçbir şey duymadan görmeden koştum. Koşamayıncaya kadar koştum. En sonunda yere dizlerimin üstüne düştüm. Her gözlerimi kapattığımda onların o halleri gözümün önüme geliyor. Sanki gerçekmiş gibi tekrar ve tekrar öldüm. Artık içimde acı değil öfke kabardı. Ben de aynısını ona yapmalıyım. Umurunda olur mu bilmem ama denemem gerek. Onun da canı yanmalı. Kalbini sökmeliyim. O da maffolmalı. Kendimi toparlayıp kampa doğru yürümeye başladım. Oraya ulaştığımda Ecem hemen yanıma geldi "Aleyna nerde? Senin yanında değil miydi?" diye sordu. Ama cevap vermedim veremedim. Onun başına bir şey gelme düşüncesi bile benim öfkemi yenip geçti. "Cevap versene gerizekalı. Cevap versene. Ya başına bir şey gelirse? " dedi. "Bilmiyorum anladın mı bilmiyorum. Nerde ne yapıyor bilmiyorum."  diye bağırdım. O da çocukların yanına gitti. Ben de öylece durdum. Hiç kıpırdamadan. Sadece durdum. Savaşı görmemle tüm öfkem yeniden doğdu. Yanına gittim ve onu yumruklamaya başladım. Direndi ama hiçbir şey yapamadı. Gözüm döndü. Kimse beni ayıramadı. En son Kaan geldi. "Aleyna bir şey yapmadı. Bizden saklanmak için bir Çadıra girdi sonra da Savaş geldi. Biraz onları bekledim. Aleyna sen gelmeden önce 'Ama falan yok. Ben Cem ile çıkıyorum bu kadar.Ben gidiyorum' dedi Cem. " dedi. O anda içimde bir şeyler koptu. Bir şey yapmamıştı. Beni kandırmamıştı. Beni seviyor. Ama ben onu dinlemedim. Oysa ki hiçbir sey de yapmıyordu. Sadece sarılıyordu. O da büyük ihtimalle zorla. Savaşın üstünden kalktım. Ecem in  yanına gittim "Ecem ne tarafa gitti?" Ecem eliyle ileriyi gösterdi. Bekle Küçük Cadım  bekle. Hemen Ecem in  dediği yere koştum. Aleyna diye bağırdım. Ama hiç bir şey yok. "Senden nefret ediyorum ." diye Aleyna ın bağırışını duydum. Hemen oraya gittim. Orda öyle dizlerinin üstünde duruyordu. Bir anda kendini yere bıraktı. Hemen yanına gittim "Dayan sevgilim. " dedim. Kapattı gözlerini. Ne oldu bu kıza ? Kucakladığım gibi kampın oraya doğru gittim. Kampa gittiğimde herkes bana bakmaya başladı. Ecem Aleyna yı  bu halde görünce daha çok ağlamaya başladı. Ağlama be kızım. Zaten kendimi zor tutuyorum. Çocuklara bağırdım "Berke arabalara hastaneye gidelim. Al çocukları da gel. Ben kendi arabama gidiyorum." dedim ve hızlı bir şekilde Aleyna yı  arabaya taşıdım. Ecem de arkamdan geldi. Bir şey demedim. Ecem arkaya oturdu. Bende Aleyna yı  dizlerinin üstüne yatırdım. Hemen öne geçip sürmeye başladım.  O kadar hızlı sürüyordum ki Ecem korktu. Ama belli etmedi. O da Aleyna yı  düşünüyordu. Yirmi dakka içinde hastaneye geldik. Aleyna yı  aldığım gibi hastaneden içeri soktum. Ben bağırmadan önüme sedye geldi bile. Doktorlar hemen götürdü. Ama benim girmeme izin vermediler. Bir kaç dakika sonra çocuklar da geldi. Ona inanmadım. Hatta ona öfke besledim. İnansaydım bunlar olmazdı. Hepsi benim suçum. Sinirden duvara yumruk attım. Ecem bir anda çığlık atınca ona döndüm. Üstü kandı. Ne oldu ki. Üstüme baktım. Kafasını koyduğum kolum kan içindeydi. "Allah kahretsin. Hepsi benim suçum." diye bağırdım. Ekin Ecem in  yanında durdu. Diğerleri beni sakinleştirmek için yanıma geldi. Doktorlar da kanı fark edince hemen ameliyathaneye götürdüler. Sedye kan içindeydi. Ne olur be kızım ölme. "Kendine gel Cem. Senin suçun değil. Savaşın suçu. Yeter. " diye bağırdı Berke. Artık hepimiz ağlıyorduk. Hepimiz. Ecem yanıma geldi ve "Hepsi senin suçun gerizekalı. Hepsi senin suçun anladın mı beni? Ne yaptın da o kız bu kadar üzüldü? Pislik." dedi. Bense cevap veremedim. Koray "Götür onu Ekin." dedi. Ekin Ecem i  uzaklaştırdı.

2 SAAT SONRA

Hala ameliyathaneden ne çıkan var ne giren. Kimse ne gelip haber verdi ne bir şey dedi. "Yeter lan. Bir şeyler söyleyin artık." diye bağırdım. Tam kalkıcaktım ki çocuklar engel oldu. Bir  kaç dakika sonra sedyeyle Aleyna yı  çıkardılar. Rengi solmuş dudaklarının rengi solmuş. Canlı demeye bin şahit gerektiren bir halde öylece duruyor. Bir günün sabahı bu kadar iyiyken sonrası nasıl bu kadar kötü olur? Ardından doktor çıktı. Hemen yanına gittik.

"Ne oldu doktor? O nasıl?"

"Durumu gayet iyi. Zaten tam zamanında getirmişsiniz. Yaşaması için iyi sebepleri var sanırım. Çok güçlü biri. Neyse. Bir kaç saat içinde normal odaya alırız."

"Onu görebilir miyim? Lütfen iki dakika sadece lütfen."

"Peki. O zaman hemşire hanım sizi hazırlasın. Bu arada ailesine haber verdiniz mi?"

"Çok teşekkürler. Kendisi kalkınca ailesine o haber versin. Ailesi telaşlanmasın."

"Tamam o zaman. Hemşire hanım siz beyefendiyi hazırlayın." dedi doktor. Hemşire de kafasıyla onayladı. "Beni Takip edin lütfen." dedi. Hemen peşinden gittim.

SADECE ARKADAŞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin