Biliyorum ben açıklama yapmazdım. Ama bunu söyleme ihtiyacı duydum. Ben normalde gerçekten romantik filmler izlemem. Hep aksiyon gerilim. Neyse işte ben bir de kimsenin adını da bilmem. Hiç bakmakla uğraşmam yani. Direk filmdeki isimleri ile hitap ederim. Bu yüzden de filmdeki isimleri ile hitap edicem.
Yemeğimizi bitirdik ve masadan kalktık. Hemen gidip çocukların sofrasını da kaldırdık. Ama hiç konuşamadık. Oh olsun onlara. "Kızlar hadi Cem in odasına. Konuşmamız gereken şeyler var." dedim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Kızlar da peşimden geldiler. Omzumun üstünden onlara baktığımda bize meraklı meraklı baktıklarını gördüm. Bu hallerine gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu yüzden hemen koşturarak odaya gittim. Geçen sefer geldiğimde hiçbir şeye dikkat etmemiştim. Odası genelde koyu Mavi renklerindeydi. Ama sahiden çok iyi döşenmişti. Boydan boya bir cam duvar ve mükemmel bir manzarası olan balkon. Balkon da kenarda siyah bir masa ve lacivert renginde sandalyeler vardı. -Hmm sevgilim koyu maviye takmış.- Tam balkonun ortasında ise iki tane puf koltuk. Acaba neden iki tane? Hayır yani kim geliyor? Ay yoksa o Banu mu? Tamam gene saçmaladım sustum. Neyse odada ise duvar rengi krem sonra güzel koyu Mavi bir yatak iki kişilik. Yani neden iki tane ki şimdi ya? Off tamam. Sonra çok güzel siyah bir çalışma masası ve onun yanında krem rengi kitaplık. Ve duvarın bir bölümü boydan boya Galatasaray posterleri. Demek ki Cem i Fenerli yapmanın yollarını bulmalıyız. Aslında bende yarı fanatik filanim. Posterlerim yok. Çünkü babam sağolsun odama bir tane bile poster kağıt yapıştırtmaz. Off of. Ama Fenere yanımda laf atsınlar. Saniyesinde kişiye çatarım. Hadi iyi oynamıyor bana göre dese tamam. Ama abi sen kimsin ki küfür ediyorsun. Aslında bu her takım için geçerli. Kimsenin küfür etmeye hakkı yok. Eleştiricekseniz adam gibi eleştirin yani. Bende mesela başka takımlara kesinlikle küfür etmem. Arada ettim ama onlar da beni sinir etti. Sinir patlaması yaşadım yani. Neyse eğer bu konulara girersek yüz bölüme amca konudan çıkarız. Tamam nerde kalmıştık kitaplıkta. Tamam kitaplıkta normal kitaplar var. Test ve okuma. Sonra Yatağın tam karşısındaki duvarın orda ise sarı kırmızı dolap var. Beyindiğimi söyleyemem ama kendi seçimi. Neyse şimdi tam Yatağının iki yanında krem siyah renginde küçük halılar var. Halı diyorum kilim demiyorum çünkü oda da yatak da ayı kadar. Sonra tam yatağının sağ yanında koyu Mavi bir komidin var. Posterlerin ve kapının ortasında bir küçük dolap (Hani ayna olur üstünde. Üstüne bir şeyler koyarız. Adını bilmiyorum veya biliyorum o olduğunu bilmiyorum bunu da bilmiyorum. Neyse işte sadece çekmeceli. Öyle bir şey.) onun üstünde ise galatasaray bileklikleri ve onun gibi vücut aksesuarları Diğer bir yanında ise tarak gibi parfüm gibi erkek eşyaları var. Bir de dolabın üstünde ayna var. Sanırım ordan bakıyor nasıl olduğuna taktığı şeylerin. Neyse dolabın yanında ise bir boy aynası ve dolabın içinde de boy aynası. Bunu bende anlamadım. Dolabın içinde ise bir sürü kıyafet. Dolabın yanında -ama aralarında baya bi mesafe var- orda da bir kapı var. Sanırım orası da banyo. Ama sahiden her şey çok güzel ve düzenli. Koyu Mavi ve siyahlıklar yüzünden erkek odası olduğu anlaşılıyor. Ama içerisinde krem olduğu için koyu renkler yüzünden oda insanı boğmuyor. Gerçekten de dekorasyonuna bayıldım. Cem le barıştığımız ilk an kimin bu evi düzenlediğini öğrenicem. Ama baya bir sonra. Kızlara döndüğümde onların da odayı incelediğini fark ettim. Bir kaç dakika sonra hepsi odayı incelemeyi bitirip bana döndüler. "Gerçekten odası güzelmiş." dedi Aslı. "Aynen ya. Hele balkon daha güzel." dedi Ecem. "Evet kim yapmış acaba?" dedi Yağmur.
"Bilmem. Sonra sorarım. Hadi gelin balkona geçelim." dedim ve geçtik.
"Eee kızlar şimdi bizim bunları kıskandırmamız lazım ama nasıl?" dedim. Biliyorum bir şey bulamadım. Şok edici.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE ARKADAŞIM
RomanceSadece okuldan eve evden okula giden bir kızın liseye başlamasıyla her gününün değişmesi bir oluyor. Okulun ilk günü macera başlıyor