Sessiz ve ıssız bir evde yaşıyordum.. Kimim kimsem yoktu.. Hayatımı kendi ayaklarımın üzerinde dengeliyordum.. Ama biri çelme taksa hayatım alt üst olabilirdi. Paketimden bir sigara çıkardım ve içmeye başladım.. Hırkamı giyip sokağa çıktım. Yürümeye başladım.. Soğuk ve karanlıktı, ilerledim ve bir sokağa daha girdim. Sigaramı yere attım ve ayağımla ezip söndürdüm.. Ellerinde biralı iki adam çıktı karşıma gülüşüyorlardı..
''Buralarda sigarayı yere atmak yasaktır.'' Dedi biri.
Sözünü hiç takmayarak arkamı dönüp yürümeye başladım. Bir tanesi arkamdan gelip kolumdan tuttu. Hala gülüyordu ve çok pis kokuyordu. Derin bir nefes aldım, adamın elini ittirerek onu yere düşürdüm. Diğer adam çok sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Hemen koşmaya başladım. İkisi de peşimden koşuyordu. Elimi havaya kaldırarak hareket çektim onlara.. Daha sonra polis arabasının yanına geçtim. Adamlar gelemedi yanıma onlara dil çıkardım. Polis bana dönüp ceketini verdi.
''Sokaklar tekin, bu saatte dışarıda olmamanız gerekiyor. Ailenizin haberi var mı?''
Aile deyince sinirlenmiştim ceketi ona geri attım.
''Benim bir ailem yok! '' dedim. Ve arkama bakmadan yürümeye başladım. Polis arabası ile önüme geçti.
''Bu saatte kız başına seni bırakamam!'' dedi. Ona sırıttım.
''Neden polis bey?'' diye sordum.
''Malum insanlar cani , sizin başınıza bir şey gelir.''
''Siz de insan değil misiniz? Sizden de zarar almaz mıyım?'' dedim sırıtarak. Adam arabadan indi sinirli bir şekilde. Yüzünü buruşturdu , elinde ki kelepçe ile beni kelepçeledi.
''Karakola kadar benimle geleceksin. Sözümü dinlemedin.''
''Çok umurumda sanki!'' dedim. Beni arkaya bindirdi , kendi öne geçip arabayı sürdü. Karakola gelince hemen beni içeri götürdü. Adamlar bize bakıyordu , sanki ilk defa çocuk kelepçeli görüyorlar.
''Otur!'' diye bağırdı adam. Ona gözlerimi devirip dediğini yaptım, oturdum.
''Acaba artık şu kelepçeleri çıkarsan diyorum.'' Dedim. Kahkaha attı , ciddi bir şekilde bana baktı.
''Asla! '' dedi. Ve gitti.
''Eee ben ne olacağım. Biri şu aptal adamı durdurup anahtarı alabilir mi?'' dedim. Herkes bana dönüp sırıtıyordu. Anlamamıştım ki..
Birkaç saat sonra o polis yeniden yanıma geldi ve kelepçeleri çıkardı.
''Bir an hiç gelip çıkarmayacaksın sanmıştım.'' Deyip omzuna yavaşça vurdum ve gülüp ilerledim. Hemen önüme geçip durdurdu beni.
''Küçük Hanım nereye bu saatte?'' dedi.
''Size ne yahu? İstediğim yere giderim. '' dedim ve omuz atıp geçip gittim yanından. Dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım ve kollarımı açıp göklere baktım. Hava da ki o nem kokusunu her içime çektiğimde ciğerlerimin yeniden doğduğunu hissediyordum. O an biri omzuma dokundu. Kesin o polis gelmişti yine. Önüme dönüp ona baktım ve tahmin ettiğim kişi çıktı.
''Bana aşık falan mı oldunuz ne bu samimiyet?'' dediğimde güldü.
''Size aşık olmak? Düşündürücü ama ben sizi buradan götürmeye gelmiştim.'' Dedi.
''Adınızı dahi bilmiyorum.. Sizinle bir yere mi geleceğimi sanıyorsunuz?'' dedim. Adam sağa sola bakıp kolumdan tuttu.
''Artık sizli bizli konuşmayalım. Ben Boran! Ve bir polisim. Benimle düzgün konuş..'' dedi. Aman üniformanı görmesem polis sanmayacağım seni sanki. Çok da bir yerim de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüğüm
Roman pour AdolescentsKüçükken annesi ve babası tarafından terk edilen Miray, daha çok küçükken kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmiş fakat kötü bir kız olarak geçirmiş hayatını. 16 yaşında hiç beklenmedik bir gece bir polis ile karşılaşması onun hayatını değiştirm...