19. Bölüm: Kuruvasan Pişirecek

390 29 5
                                    

----

Adrien'ın bu tarafını daha önce hiç görmemiştim doğrusu. Sert ve kuruydu.

Sonuç olarak Amerika'ya gitmeyecekti. Ama hala bir sorunumuz vardı: Benim babam.

Tabii bunun için de bir çözüm düşünmüştüm. Boşuna Ladybug seçilmedik herhalde.

Bu noktada annem devreye girecekti. Onun konuşmasının babama şüphesiz etkisi olurdu.

Annemi karşıma aldım, bir güzel oturttum.

"Anneciğim, nasılsın, iyisin?"

"İyiyim annem bir şey mi oldu?"

"Konu Adrien Agreste, benim sınıfımda olan bir öğrenci."

"Maşallah çok terbiyeli çocuk. Onu oğlum gibi görürüm, kuzum. Sahi, sen onunla arayı yaptın mı?"

"Im... Öyle demek ne kadar doğru bilmiyorum ama evet, anne. Ona açılmayı başardım, hatta onunla çıkmaya başladım."

"Getir bakayım bi' süzelim tartalım o zaman."

"Yapamam. Babam bizi alıkoydu..."

"O niyeymiş?"

"Çok küçükmüşüz."

"TOM! I DON'T KNOW WHAT YOU'RE DOIN' BUT YOU'RE COMING HERE RIGHT NOW!" (Tom! Ne  yapıyorsun bilmiyorum ama buraya geliyorsun, tam şu an!)

"Noluyo' Sabine?"

"SEN NASIL OĞLUCU'UM İLE MARİNETTE'İ AYIRIRSIN! MARİNETTE HEMEN ŞİMDİ ADRİEN'I ARIYORSUN, BİZE GELİP KURUVASAN PİŞİRECEK!"

Ne oldu nasıl oldu bilmiyorum ama planım işe yaramıştı. Çok geçmeden Adrien, babam, ben koltukta oturmuş anneme bakıyorduk.

Annem Adrien'ı kolundan tutup mutfağa indirdi.

Ben de peşlerinden gittim.

Adrien

Bayan Dupaing beni alıp mutfağa götürdü. Bana bir önlük verdi ve gidip kuruvasan malzemelerini çıkardı.

Bana "Adım Adım Nasıl Vasan Yapılır" adlı bir kitapçık verdi.

"Kruvasan yapmıyor muyduk?" diye sordum.

"Vasan yapıyoruz. Ama 'kuru' yapıyoruz." dedi Bayan Dupaing.

Bunu başından beri kruvasan zannettiğime inanamıyorum.

Kitapçığı okuyup bir güzel işe koyuldum.

Denilen her şeyi yaptım ve vasanları fırına attım.

Bir de üstüne çay demledim oh mis. Valla ben de hamarat çıktım ya, tam ev hanımı materyali.

***

Sena

"Al işte Duru, yine olmuyor! Bir türlü yayımlayamadım şu bölümü! Yardım et bana!"

"Dur, hallediyorum."

Duru gelip "YAYIMLA" tuşuna bastı ve ekranda bir yazı belirdi:

"Melodim Olur Musun? (Levi × Mikasa) adlı hikayenizin 4. Bölüm adlı bölümü az önce yayımlandı."

"Vay reis, thanks kenk."

"Hehehe."

Hikayemin yeni bölümünü de yayımladım, oh. Şimdin ne yapsak...

"Duru, Doritos Risk alıp kendimizi canlı yayına çekelim mi?"

"Olur kenk, gel gidip alalım."

Tabii ki sorgulamadan evet demişti.

Bakkaldan Doritos Risk aldık ve eve geldik.

"Süt, tamam. Telefon, tamam. Işık, düzgün. Yayına başlayabiliriz."

"Süt niye?"

"Süt niye mi? Süt acıyı alır ya kenk."

"İyi peki..."

"Hepinize merhaba ben Duru. Şimdi Sena ile birlikte Doritos Risk yicez. Baya iddialıyım."

"Görücez bakalım."

***

"Of! Çog acıg ahg kogusamiyogum."

"Heheyt be! Kudur kenk."

"Yag susg Segna simggni agzigna bigr tagne carpagrim gorursun!"

----

Sena'nın zoruyla acıyı bem yedim naapalım. Bu arada Sena'nın hikayesini de okuyun. Aot yazıyor o da. Aot izlemeseniz bile okuyabilirsiniz.

Bir de "kuruvasan" şakasını yaptım ama yani normalde vasan falan değil.

Görüşürüz!

Bölüm şarkısı: I'll Make It Up To You/ Evolve

En Büyük Aşklar Kavga ile Başlar (Adrinette) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin