TAVSİYE!!
''Multide bıraktığım şarkıyla veya kendinizin tercih ettiği duygusal bir şarkıyla dinlemeniz tavsiye olunur. iyi okumalar!'
Hışımla gözlerimi açtım. Karşımda oturan o'ydu. Evet, yanlış görmüyordum. Cidden o'ydu. İnce Gölge. Onun ne işin var burada? Refleks olarak geriye doğru çekilirken çantamı alıp buradan acilen uzaklaşmayı planlıyordum. Gözleri... Gözleri. Eski masumiyetinde değildi. Veyahut tekrardan aynı şeyleri yaşamaya korkuyorum.
Ayağa kalktım. Arkamı dönüp gidecekken:
-Dur! Dedi Konuşmak istiyorum sadece. Bana 10 dakika ver.
Durdum. Duyduklarım beni şaşkına çeviriyordu. Yaşadıklarım hayal gücümü de aşıyordu. Benimle ne konuşabilir ki? Bunca yıl sonra neden karşımda durup ona zaman ayırmamı söylüyor? Zamanında neredeydi peki? Aklımda binlerce soruyla bocalıyordum.
Yine o ses, ikna etmek için:
-Lütfen! Dedi.
Ondan tarafa döndüm. Belki yıllardır ertelediğim şeylerin cevabını alacaktım bugün. Belki yolu tamamlayabilmem için eksik parçaları bulmam gerekiyordu. Yolun kenarında ki taşları yerli yerine oturtmam ve öyle yürümem gerekiyordu.
Ya eskisi gibi olursa. Ya tekrardan aşka küsmüş o kızı ikna ederse? Ya bu sönmüş ateş tekrar alevlenirse? Ya kendini affettirirse ve beni tekrardan bir yalana inandırırsa?
Bilmiyordum...
Fakat içimde güçlü gelen taraf beni daha yeni kalktığım yere oturtmayı başarmıştı.
Tam karşısında oturuyordum. Yıllar önce her gece bu sahnenin hayalini kurardım. Onunla güzel bir şarkı eşliğinde oturup çay içmeyi. Sesinden bir kez olsun ismimi duymayı. Bir kere olsun ona ismiyle hitap etmeyi. İsmindeki harflerin bile içimi kıpırdattığını ispatlamayı. İsmindeki harflerin gülüştüğüne inandırmak isterdim onu.
Şimdi. En ufak bir kıpırtı dahi hissetmiyorum. Bu tuhaf. İçimde ki aşk bitmişti. Sadece acı kalmıştı.
Şairin dediği gibi; '' Gözüme acıdan bir perde inmiş gibi, nereye baksam acı görüyorum.''
Siparişlerim gelmişti. Gelen kız karşımda oturan kişiye bakıp:
-Sizin siparişinizi de buraya getireyim mi?
Olur, anlamında kafasını salladı ve bana döndü bakışları.
-Ebrar... Dedi.
Ne acı! Sesinden ismimi bile yıllar sonra duyuyorum.
-Şimdi soruyorsun yıllar sonra neden çıktın karşıma? Seviyorum derim. Şimdi sorarsın, madem seviyordun o kız neyin nesiydi? Haklısın derim... Ben de aradan geçen 4 yıl boyunca bunu sordum kendime ama anlatacağım tek tek. Sana boş değildim. Seni o masanın üzerine oturup ayaklarını sallarken gördüğüm o günden beri. Ama ben seni hak etmediğimi düşündüm Ebrar! Hiçbir erkek olmamıştı hayatında. Sana bakıp gülümsediğim günü hatırlıyor musun?
Evet dercesine kafamı salladım. Nasıl unutabilirdim ki! İlk defa uçmak için kanatların olmasına gerek duyulmadığını hissetmiştim. Bahar, o gün memleketime değil benim yüreğime gelmişti.
-O günden sonra ben çok düşündüm. Gelecektim. İtiraf edecektim sana. Gözlerimin anlatmak istediğini dilimle de beyan edecektim. Ama sonra. Nazlı. Nazlı ile muhabbeti olan bir arkadaşım vardı. Sınıfımızdan sevdiğim, saydığım bir kızdı. Ondan rica ettim. Nazlı ile çaktırmadan konuşup senin hakkında bilgi almasını istedim. Aklından geçiyordur 'Neden bilgi almak istedin diye?' reddedilmekten korktum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🐛 Tırtılın Hikâyesi 🦋 | TAMAMLANDI |
ChickLitGünün birinde , kaybolan oyuncağını ararken acıyla tanışmış minik Tırtıl'ın hikâyesi..