Yeniden Başlıyoruz..

1.7K 168 46
                                    

Her şiirde bir çiçek açar gönlümde

Yüreğim bahar bahçe

Dinliyorum sessizliği

Korkuyorum bir o kadar

Kelimelerden.

Çıkmıyorlar boğazımdan

Kaçışmışlar dört bir meydana

Mürekkebim soğuyor

Kâğıdım ise acıyor

Acının kokusunu alırmış şair

Kâğıda sarılmanın vakti geldi o vakit

Kuşları salmalı şimdi

Balonlar havalanmalı

Kokusunu aldım şiirin

Bir papatya ölüsü gibi.

,,


Herkes sussun! Işıklar açılsın. 

Sahne aydınlatılsın. Başrole kalbim çıksın.

Günümüz

Gözlerime sızan ışık ve kulağıma gelen sesler beni kaldırmak için çabalıyor gibiydi. Ama sağ tarafıma dönüp yastığa sarılarak bu çabalara karşı uykuyla direnişimi gösteriyordum. Ta ki tepemdeki sesin 'Ebrar sen hala uyuyor musun?' diye bağırmasına kadar. Omuzumu dürten ellere karşılık vermek istemiyordum. Ama bu direnişi sürdüremeyeceğimden de emindim.

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda annemin sert bakışlarıyla karşılaştım. Bu bakışların nedenini biliyorum, haklıydı da.

Bugün günlerden ağabeyimin düğünü çünkü.

Sabahın köründe kaldırılmamın sebebi de bunun telaşı. Eğer evlenen bir ağabeyiniz varsa hayat cidden zor. Annemden daha fazla azar işitmemek için kalktım yatağımdan. Evde tatlı bir heyecan var. Kimse boş durmuyor. Herkes bir işin ucundan tutmuş oradan oraya koşturuyor.

Annem:

-Ebrar hazır değil misin sen daha? Ağabeyin birazdan gelecek. Beraber gelini alıp kuaföre götüreceksiniz.

-Tamam, anne hemen hazırlanıyorum.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime günlük bir şeyler giydim. Kıyafetlerimi kuaförde giyinecektim. Giyeceğim kıyafetleri koyduğum poşete son bir kez baktım. İnşallah bir şey unutmamışımdır.

Annem:

-Ağabeyin geldi. Seni bekliyorlar. Elbiseni aldın mı?

- Aldım aldım. Dedim ve koşarak dışarı çıkıp arabaya bindim.

,

Kır düğün salonu tutmuştuk. Ortada kocaman bir havuz vardı. Ve bu havuzu çevreleyecek biçimde dizilmişti masalar. Mor ve beyaz renkler hâkimdi en çok. Etrafta ki rengârenk çiçeklerde ayrı bir güzellik katıyordu.

Annem son kontrolleri yapıyordu. Masalarda ki çatal,kaşık,tabak sayılarına bakıp eksikleri tamamlıyor. Garsona getirmesi gereken şeyleri sıralıyordu. Herkes bir işle meşguldü. Bana ve babama ise misafirleri ağırlama görevi verilmişti. Yavaş yavaş geliyordu misafirlerimiz. Ve eksikler tamamlanmış olacak ki annem de aramıza katıldı. Annemin gelmesini fırsat bilerek uzaklaştım oradan. Misafirleri ağırlamak bana göre bir iş değildi.

Kuzenlerimin bulunduğu masaya gidip oturdum biraz soluklanmak için. Tek görümce olmak zor vallahi. Kuaförde sırf 2 saat gelinin hazırlanmasını bekledim zaten. Biraz dinlenmek benim de hakkım.

🐛 Tırtılın Hikâyesi 🦋  | TAMAMLANDI |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin