(Multımedya' ya bıraktığım şarkıyla dinleyebilirsiniz. şahsen ben öyle yaptım.
Keyifli okumalar...)
**
Gün geliyor hastalanmasına kıyamadığınız insanın içinizde ölmesi için dua ediyorsunuz.
Ağlamakla geçiyordu günlerim. İnsanın sabah uyanır uyanmaz başlar mı sızısı? Hiç mi bırakmaz yakamı acı? Ben kaybettim! Evet, kaybedecek bir şeyim yok diyordum. Fakat çok şey kaybettim. Benliğimi kaybettim, gülüşlerimi, huzurla açılan gözlerimi. Evet, bunların hepsini. Huzurla değil, acıyla açılıyor gözlerim artık. Gün doğumu, her şeyden önce umut verirdi bana. Şimdi geceler sıkıntı, gündüzler sıkıntı.
Gece, yastığıma kafayı gömerek ağlıyorum, sesimi kimse duymasın diye ağzımı kapatıyorum.
Gündüzleri ise hiç acı çekmiyormuş gibi davranıyorum. Saklanıyorum, gizleniyorum.
Yutkunmak bile zor geliyor bana. Böyle her şey boğazıma diziliyor sanki.
Her şey olağan süreklilikte ilerlerken ben duruyorum. Susuyorum. Ve ağlıyorum.
Kim canını yaksa en çok ona yakıştırıyorsun aşkı. En çok onu seviyorsun. Onu için çevrende kim var kim yok siliyorsun. Bir kişinin yokluğu herkesin varlığını unutturuyor sana. Sonra yalnız kalıyorsun. Gidebilme ihtimalini düşünmediğin insan bir anda çekip gidiyor. Sabah uyandığında onsuz başlıyorsun güne. Nefes almakla vermek arasında jiletler diziliyor boğazına. Anlatamıyorsun kimseye. Anlattığın her insan sana sadece 'boşver' gibi basit bir kelime söylüyor. 'unut gitsin' diyor. Unutmak kolay mı? Unutamıyorsun, boş veremiyorsun işte.
Uyuyunca geçer diyorum çocukça bir düşünceyle.
Uyuyorum.
Uyanıyorum.
Ama geçmiyor.
Uyurken de sevmişim demek ki diyorum.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Yine acıyla açılan göz kapaklarım. Soğuk bir su ile yıkıyorum ağlamaktan şişmiş gözlerimi. Günden güne eriyorum farkındayım. 2 gün önce yine odama kapanıp ağlarken, kalbim duracak gibi oldu. Nefesim kesildi, beynim uyuştu, kolumu bile kaldıramadım.
Son bir nefesle:
-Anne! Diyebildim.
Annem koşarak geldi odama. Bayılacak gibiydim. Ayağa kalkmaya çalıştım ama yere düştüm. Gözlerim kapandı sonra. Gerisini hatırlamıyorum zaten.
Doktora gittik. Muayene, kan tahlili, EKG. Birçok tahlilden geçtim. Fakat bir şey çıkmadı. Benim canım çıktı ama tenkitlerde bir şey çıkmadı. Demek ki iyi saklıyordum acılarımı.
Aynaya baktım. Yüzüm solgun bir sarı, gözlerimin altında mor halkalar ve tek çizgi şeklinde ki dudağım.
Ben gitmişim benden, anladım.
Gözümden düşen son damlayı da elimin tersiyle sildim.
Değer miydi?
Bilmem.
Ama yüreğim değmişti bir kere.
Yemek yemiyordum. Annem ve babam kahvaltı masasında nöbet tutuyordu. Annem ağzıma bir şeyler tıkıştırıyordu. Fakat küçücük lokmalar bile kocaman oluyordu gözümde. Yutkunamıyordum.
Bugün nöbetçiyim. Derse girmeyecektim yani. Derse girsem de dinlemeyecektim zaten değişen bir şey olmamıştı. Şiir yazıyorum ona. Onun okumayacağı ve asla haberinin olmayacağı onlarca şiir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🐛 Tırtılın Hikâyesi 🦋 | TAMAMLANDI |
Literatura KobiecaGünün birinde , kaybolan oyuncağını ararken acıyla tanışmış minik Tırtıl'ın hikâyesi..