4 YIL ÖNCE
Yeni kelimeler icat etmek lazım ve ben, dün cümleleri çalınmış bir şaire rastladım. Elinde ki bıçakla kalbini bilemişti. Kan lekeleri vardı sırtından iliklenmiş beyaz gömleğinde. Gözlerinde kaybettiği cümlelerin kırmızısı. Dişlerinin arasında bir şarkı mırıldanıyordu.
I, I live among the creatures of the night
(Ben, ben gece yaratıklarının arasında yaşıyorum.)
Şairin kalemi kırılmıştı, müebbet düşmüştü şiirlerine.
Şairin canı yanmıştı, bininci intihar girişimi de başarısız sonuçlanmıştı.
Şair ölmüştü, fakat bu ilk ölüşü değildi.
Cümlelerini çalan hırsızı aldı gözlerinin önüne ve dedi ki;
'' Beni uçurumdan atıyorsun ama çok güzelsin.''
**
Tüm tehlike alarmları bulunduğum sınıfı gösteriyordu. Öğretmen odasının karşısındaysa sınıfınız ve sınıf arkadaşlarınız baharda meralara salınmış koyunlardan daha çok tepinip, içinde akan deli kanı zapt etmeye güç yetiremiyorsa gözleri ateş saçan müdürün her daim sınıfınızda soluklanması gayet normal bir hal alır. Duvarlara çarpan '' Siz adam olmayacak mısınız? Ahır mı oğlum burası?'' gibi sözlerin muhatabı olabilirsiniz. Hem de her gün. Yine bilmem ne için kavga eden sınıfımızın iki baş belası çıbanı Alp ve Tekin sınırı aşmıştı. Bu sefer ağır küfürlü konuşmaların yanında bonus olarak yumruklarda eklenmişti.
Aniden gelen gürültüyle ve damlayan kırmızı sıvının yeri boyamasıyla hepimiz dehşet içinde aynı noktaya kilitlendik. Hıncını alamayan Alp kapıya yumruk atmıştı. Kapıda oluşan yumruk büyüklüğünde ki deliğe mi yoksa eli kırmızı boyanın içinden çıkmış gibi kanayan yumruğun sahibine mi bakacağımızı bilemedik.
Evet, sınıfımızın her zaman ki vakalarından sadece bir tanesi bu. Her gün bambaşka vakalarla karşı karşıya kalan bizlerin psikolojisinin ne kadar sağlam olduğu belirsiz. Rehber hocamız Pınar Çisil bile çözüm üretemiyor halimize. Zaten ne zaman sınıfa gelse ''susun! Oğlum yerine otur! Kızım konuşma!'' gibi bağırışlarıyla dersin ilk 30 dakikası geçiyor. Geriye kalan 10 dakikada da yoklama alıp dersi nihayetine erdiriyordu.
Tüm bunlar yaşanırken içeride ki tüm gürültülere rağmen başını okuduğu kitaptan kaldırmayıp ara sıra dostum dediği üç insanın sohbetine katılıp kendi küçük dünyasında huzurlu olan, kafasında kurduğu ama asla fiiliyata dökemediği hayallerini her gece yatmadan önce tekrar tekrar aklından geçiren, derslerine devamsızlık etmeyip, özenle çalışıp, ödevlerini zamanında getiren, anne ve babasının sözünden asla çıkmayan, okula yakın birkaç tanıdık evin dışında hiçbir yeri bilmeyen, makyaj yapmayı bırakın bir tek kez olsun dudak kremi sürmeyen bir kızın hayatı ne denli maceralı geçebilir ki?
Ben Ebrar Yıldız. 16 yaşındayım. Dünyadan ziyade kendi kafamın içinde yaşayan bir kızım. İnşa ettiğim gamzeli gezegenim; kendi galaksisinde tek bir gül ile yaşayan, gezegenini bambu ağaçlarından koruyan, bacaları temizleyip hayatını koca evrenin içinde minicik gezegenine adayan Küçük Prensin B612'sinden farklı değil.
Annesinin çimen gözlüsü, evin tek kızı, dedesinin tasavvufi hikâyeleriyle harmanladığı sessiz, içine kapanık, çekingen bir kız.
Her ne kadar yalnızlığa meyilli olsam da çevremde ki üç dostuma karşı kayıtsız kalamıyorum. Birbirinden farklı dört insanın hikâyesi yan yana gelince binbir gece masallarını aratmayacak türden bir dostluk çıkıyordu. Onların yanında pek de sessiz ve çekingen olduğumu söyleyemeyeceğim. Yaşımın verdiği bir iç kaynama olsa gerek benim bile inanamayacağım volkanik patlamalara sebep verebiliyordum.
Kalbimin dört odacığının üçü tıklım tıklım dostlarımın sevgisiyle doluyken dördüncü odacığın yeri hala boştu.
Ve derler ki:
'' Her kalbin kenarında bir bekleme yeri vardır. ''
**
Hayatın karşınıza nelerle çıkacağını kestiremiyordunuz. Bazen elinize verilen kocaman şaşalı hediye paketinin görüntüsüne aldanıp umut için de sarılırken, kutunun içinin boş çıkışıyla umutlarımızın çatlama sesini duyar gibi olabiliyorsunuz. Bazen de hayat en umulmadık anlarda küçücük armağanlarla gelebiliyordu yanınıza. Henüz insanların hayatımın, sadece bir süsü olduğunu bilmesem de çok iyi bildiğim bir şey vardı.
Hikâyeyi değiştiremedikten sonra son sayfayı bilmek yük olur ancak insana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🐛 Tırtılın Hikâyesi 🦋 | TAMAMLANDI |
ChickLitGünün birinde , kaybolan oyuncağını ararken acıyla tanışmış minik Tırtıl'ın hikâyesi..