Sonbaharın gelişiyle göç eden kuşların ahenkli uçuşuna hayran hayran bakıyordum. Ben ne vakit göç eden bir kuş sürüsü görsem deprem olacak sanırım. Çocukça bir düşünce belki, ama korkarım. Kuşlar bile terk ederken yeryüzünü kim sahiplenecek bizi? Kim kol kanat gerecek? Diye düşünmeden edemiyorum.
Ferfecir bir karanlığın ardından henüz doğmamış olan güneşin ufuktaki sancısını izliyorum. Sabah namazı vaktinde odamdaki tek kanatlı pencereyi açar güneş doğana kadar gökyüzünü izler, kuşları dinlerim.
Minik kuşlar nasır tutmuş ayaklarıyla geziniyor etrafta. Soluk bir iki yıldız, hala ufkun altında olan güneşin ağır gövdesini bir parça kaldırmasıyla dağılıp gitti. Bu vakitlerde tüm dertsizler uyuyordur. Dünya bulaşmış rüyalarıyla bir sağa bir sola dönüp fark edemedikleri şekillere giriyorlardır. Sabah namazı vaktinde ki o serin, iç doldurucu hava günün hiçbir diliminde yok. Belki de henüz uyumakta olan dertsiz, davasız, düşüncesiz insanların nefesi bulaşmadığı için bu kadar temizdir hava.
Penceremden içeri giren bu bereketin, kalbimde ki ağılığı dağıtmasını temenni ediyorum.
Küçükken, dedem:
'' Sabah namazı vaktinde yetmiş çeşit nimet ve feyz iner gökten. Bunu şeriat üzere olanlar alır. Şeriat üzere olmayanlar alamazlar. Ve şeriat üzere olanlar şeriat üzere olmayanlarınkini de alır.'' Demişti.
Bir gün yine dedeme: '' sabah namazına nasıl uyanıyorsun diye sormuştum.'' Hiçbir çalar saat olmadan, tam vaktinde uyanması şaşırtmıştı beni. O ise bu soruma tebessüm ederek:
''iman kuvvetiyle'' dedi.
'' nasıl yanı?''
'' melekler bana sesleniyorlar.''
''melekler mi?'' şaşırmıştım.
'' Evet, kızım. Şüphesiz ki namaz, Allah'a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.'' ( bakara-45)
Demişti. Ah dedem! Ne çok özlüyorum seni. Bu duyguları yalnız yaşamak ağır geliyor. Şu melal halime bir türlü çözüm bulamıyorum.
''Mihnet-i dünya ile dilhun olan bir ben miyem,
Tir-i Gamla sinesi mecruh olan bir ben miyem?''
Yahyazade Asaf
*****
Sağ elimi tonlarca ağırlıktaki kafamı tutmak için dayanak yaparken bir iç çektim.
Kapının tıklanma sesiyle:
-Efendim
-Ebrar kalktın mı? Hadi kahvaltı hazır. Derse geç kalma!
-Peki anne. Hazırlanıp geliyorum
Bugün okulun ilk günü. Yoğun bir tatil döneminden sonra sezonu açmıştık. Gelsin vizeler, gelsin finaller...
Rabbim bu seneyi hayırlı mübarek kılsın.
Ha bu arada bahsetmeyi unuttum. Sınıf öğretmenliği okuyorum. 2. Sınıfım. Çocuklara olan sevgimden, bir şeyler anlatmayı, öğrenmeyi ve öğretmeyi sevdiğim için tercih listemin başına yazdım bu bölümü. Ayrıca Konya'da okuyup ailemden uzak kalmak istemedim. Aileme düşkün bir kız olduğum için gurbet dayanamayacağım bir ağrı olurdu. Elhamdülillah, ilk tercihimi kazandım.
Geçen sene kazandığım tecrübeden olsa gerek hiç heyecanlı değilim. Ufak bir arkadaş grubum var. Samimi olmasak da arada sırada ders hakkında konuştuğum gerekli bir grup diyeyim. Üniversitede dost bulmak biraz zordur. Burada her şey menfaat ve çıkar yolunda ilerler. Özellikle sınav haftaları bu durumu gayet iyi anlarsınız. Merhabadan öteye gitmediğin insan sınav zamanı canım, bir tanem demeye başlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🐛 Tırtılın Hikâyesi 🦋 | TAMAMLANDI |
Literatura FemininaGünün birinde , kaybolan oyuncağını ararken acıyla tanışmış minik Tırtıl'ın hikâyesi..