Yüzük

239 34 1
                                    

Bana hesap vermek zorundasın Mina!

Bora, yine her zamanki  gibi kendi her istediği şeyi yaparken, ben bir şey yapınca küplere bindi. Artık çok sıkıldım, 2 senedir ne kadar canım yansa da, ne kadar ağlasam da bırakamıyorum. Bu bir aşk mı? Yoksa alışkanlık mı?

Bu sabah çok halsiz bir şekilde uyandım, telefona baktığımda saat 12.30'du ve ne Bora'dan ne de Nisa'dan tek bir mesaj bile yoktu. Hadi Borayı anlıyorum da Nisa sen hayırdır ya bir de kankam olacaksın püüü! Elimi yüzümü yıkayıp lahmacun desenli pijamamla televizyonun karşısına oturdum, dünkü olaylardan sonra bugün hiç ama hiç iştahım yoktu. Televizyon kanallarını gezerken kapı çaldı ve Nisa gelmişti, o gelince uyandığım an ki tribim geçmişti ve onu görünce sevinmiştim, sonuçta tek arkadaşım oydu ve bir çok sorunumda o yanımda olmuştu.

''Eee... Güzellik naber? Özledin mi ponciğini?''

Nisa yine her zamanki tatlı halleriyle beni mutlu etmeyi başarıyordu.

''Sen özlenmeyecek bir insan mısın be!''

''ben de öyle düşünmüştüm, neyse hadi hazırlan dışarı çıkıyoruz.''

Şimdi Nisa'ya hayır dışarı çıkmak istemiyorum desem, beni zorlayacak ve benim sinirlerimi bozacağı için hayır demedim. Siyah pantolonumu ve üstüne siyah kazağımı giydim ah! benim bu siyah aşkım, yüzüme biraz makyaj yapıp hazırlandım.

''Eee... Nereye gidiyoruz?''

Nisa hınzır bir tavırla.

''Immm... Sürpriz!''

Evden çıkıp Nisa'nın arabasına binmiştik,yol boyunca birbirimize tek kelime bile etmemiştik.Nisa bir alışveriş mağazasına getirmişti beni, sebebini sormadan olayı akışına bıraktım ve ne yapacağını izlemeye başladım.

''Hadi in geldik.''

Alışveriş mağazasına girdiğimizde Nisa tek tek elbiselere bakmaya başlamıştı, ben de öylesine bakınıyordum gerçekten de çok güzel elbiseler vardı, ama sanki böyle parti elbiseleriydi bunlar diye düşünürken, Nisa yanıma ateş kırmızısı, Eteği yırtmaçlı ve hafif dekolteli bir elbise getirmişti. Uff! Aşık oldum elbiseye!!

''Sebebini sorma ve bunu hemen dene, çabuk çabuk çabuk!''

Nisa ağzımı açtırmadan beni kabine doğru sürüklemişti ve elbiseyi de elime tutuşturmuştu, aslında ben de elbiseyi görünce hayır diyemedim, işime geldi de diyebilirim.

''Hadi ama çabuk ol!''

Ah! Şu aceleci, sabırsız kız, beni bazen çıldırtıyor.

''Sana kaç kere beni aceleye sokma diyeceğim! Beni sinirlendirme bak giymem!''

''Tamam tamam pardon abla sustum, hadi sen giy rahat rahat, istersen yarım saat, istersen akşama kadar bekle kabinde, hihihi.''

Tanrım hem dalga geçiyor hemde gülüyor, bir tane yapıştırcam şimdi ağzının ortasına. Elbiseyi giydiğimde, elbise üstümde çok güzel ve hoş duruyordu. Aynada kendime baktıktan sonra kabinden çıktım.

''Ohaaa! Off be kızım taş olmuşsun taş!''

Nisa, öyle deyince hafif bir utangaçlık gelmişti.

''Olum utanıyorum deme şöyle. Şimdi söyle bakalım neden denettirdin bana bunu?''

''Denediğine göre sürprizi sana söyleyebilirim. Bu akşam bir parti olacak ve bu parti senin için, o partiden sonra da Bora sana Boğaz'da evlenme teklifi edecek,  ama sakın sana bunu dediğimi söyleme ve bilmiyormuş gibi yap.''

Bir Tutam KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin