Tutsak

73 26 3
                                    

Uyandığımda, karanlık bir odanın içindeydim, ensem aşırı derecede ağrıyordu. İçimden söve söve neler olduğunu anlamaya, kendime gelmeye çalışıyordum. Hareket edemiyordum, çünkü bağlıydım. Ben uyanınca, odanın ışıkları aniden açıldı ve karşımdaki insanı görünce gözlerime inanamadım. Karşımdaki Miray'dı kaçmıştı, ama nasıl?

''Beni gördüğüne sevindin mi Mina?''

''Sen!''

''Tatlım! beni kolay kolay içeri tıktırabileceğini mi sandın yoksa kıyamam.''

''Nasıl kaçtın?''

''Ah... Şimdi oturup sana anlatmak istemiyorum, ilk önce senin şu arkadaşını uyandıralım demi''

Oha! Nisa'yı fark etmemiştim, hala kendine gelmemişti.

''Dokunma ona!''

''Kes Sesini!''

Elindeki kocaman su kovasıyla birlikte Nisa'ya iki adım attı. Kovayı büyük bir hışımla Nisa'ya doğru fırlattığında o kadar sinirlenmiştim ki... Ah! Fırlattığı o kovayı kafasına geçirmek istiyordum. Elimden tek gelen bağırıp çağırmaktı. Nisa Gözünü ilk araladığı andan itibaren küfür etmeye başlamıştı bile. Sonuna kadar haklıydı. 

''Ne halt yemeye getirdin lan bizi buraya, meymenetsiz iguana suratlı (küfür etme seviyem)''

''Küfür etmemeye karar verdiğinden beri, böyle kelimeler söylüyorsun sanırım, ilginç!''

''Sanane!''

Miray, Nisa'nın çenesini sıkı bir şekilde tutmuştu.

''Bana bak kızım! Benimle doğru düzgün konuş alırım canını, Mina da iyi bilir yaparım.''

''Miray, bırak kızı çok kötü olur!''

Miray, Nisa'yı ani bir hareketle bırakıp, bana doğru dönmüştü gözleriyle etrafa nefret saçıyordu.

''Ne yapabilirsin ki! Hem de bağlıyken, ve de elimde tutsakken, ımm aslında, elimde tutsak olmadığın zamanlarda da, bir şey yapamamıştın dimi?''

''Miray, sana yaptıklarını ödettiğimi düşünüyordum, seni orada dayaktan öldürmem gerekiyordu.''

''Ah! Senin gibi tatlı bir kıza hiç yakışmıyor böyle öldürmeli şeyler, sen birini öldürmeye kalksan ay kıyamam deyip bırakırsın, sen busun.''

''En azından ben buyum, peki sen kimsin? Hangi cehennemden vize alarak geldin buraya peki?''

''Tatlım! Senin şu laf sokmaya çalışmaların beni benden alıyor. Şimdi biraz eğlenelim, benim çok canım sıkıldı, acaba Nisa'yla nasıl oynayabilirim? Nisa, ne yapayım sana ne istersin bebeğim?''

''İstediğini yap be gülüm, ama merak etme bunların geri dönüşü de olur.''

Miray'ın telefonu çalmaya başlamıştı, dışarıya telefonla konuşmak için çıktığında, Nisa'ya bakmıştım, o da aynı anda bana bakmıştı. Birbirimize sanki ne diyeceğimize karar verircesine bakıyorduk...

''Mina, bu manyağın elinden nasıl kurtulacağız?''

''Ah! Bilmiyorum Nisa, üzgünüm seninde benim yüzümden başın belaya girdi.''

''Ne belası be! Azıcık macera yaşıyoruz, ben memnunum hem sen de yanımdasın.''

''Koyun can derdinde kasap et derdinde.''

Bir Tutam KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin