Geri Dön

48 12 5
                                    

Miray'la telefonda konuştuktan sonra, sakin bir şekilde Mina'yı tekrar kendine getirmeye çalıştım. Mina'nın vucudu gittikçe buz gibi olmaya başladığında, solgun yüzü iyice kireç gibi oldu. Ona bir şey olacak diye korkup Şoföre ''Daha hızlı ol!'' diye bağırdım. 30 dakika sonra eve vardığımızda, Mina'yı kucağıma aldığım gibi, eve koşmaya başladım. Büyük beyaz evin Kapısında bekleyen annemin gözleri, fal taşı gibi açılmıştı. Bizi bu halde beklemiyordu, daha doğrusu ben de eve bu halde dönmeyi beklemiyordum. Mina'ya bir şey olmasından, ben baya baya korkmaya başlamıştım. Beyaz evin kapısından geçerken, annem beni durdurmak istemişti ama bunu yapmamıştı. Anneme minnet dolu gözlerle baktıktan sonra içeriye girdiğimde, aile doktorumuz da bizi hazırda bekliyordu. Birlikte hemen misafir odasına gidip, Mina'yı yatağa yatırdığımda, doktor dışarı çıkmamı söylediği için odanın kapısına doğru ilerlemeye başladım. Bir an duraksayıp, son bir kere Mina'ya bakacakken, annem kolumdan çekmeye başladı. 

''Buraya gel!''

''Tamam dur, kapıyı kapatayım.'' (Kapıyı kapattıktan sonra anneme endişeli gözlerle bakmaya başladım)

''Ne oluyor Kaner?''

''Anne, bilmiyorum bir anda bayıldı ve kendimi kötü hissettim.''

''Umarım ona aşık olmazsın Kaner! Alacağın intikamı unutmadın demi?''

''Unutmadım, ama bekle bir kendine gelsin.'' 

''Ne olursa olsun! Sen almasan bile, ben alacağım o intikamı'' 

Konuşmaya devam edecekken kapı çaldığında, merdivenlerden kapıya doğru inmeye başladım. Güneş teyze benden önce davranıp, kapıyı açtı ve Miray büyük beyaz kapıdan içeriye girdi. Soru soran gözlerle bana bakmaya başladığında, ''Salona geç her şeyi anlatacağım'' dedim. Beraber salona geçip, siyah deri koltuklara oturduk. Miray hemen atıldı.

''Mina nerede Kaner?''

''Şu an baygın, oda da doktor ilgileniyor ve nabzı hiç atmıyordu en son.''

''Ne yaptın sen?''

''Ben bir şey yapmadım, o bir kaza geçirmiş ve hafıza kaybı yaşıyor. Beni hatırlıyor, ama çok eski halimi hatırlıyor.''

''Bu çok işimize yarayacak Kaner.''

''Evet, bir kendine gelsin o zaman bakarız.''

''Ne oldu Kaner? Çok mu etkilendin?''

''Hayır Miray, etkilendiğim falan yok. Bir yeminim var ve onu yerine getireceğim, ama şimdi zamanı değil.''

''Neyin zamanı değil acaba? Ben Mina'nın yanına gidiyorum.''

Miray ayağa kalkıp salondan çıkmaya yeltendiğinde, aniden kolunu tuttum ve koltuğa doğru ittim. ''Sana şimdi zamanı değil dedim!''

''Vay... Sen de Mina'ya aşık oldun !''

''Miray, beni delirtme! Sana öyle bir şey yok diyorum. ''

''Peki! Öyle olsun. Zamanla göreceğiz zaten Kaner Bey''

Biz tartışırken doktorda yanımıza geldiğinde, ikimiz aniden doktora baktık. Doktor ikimizi de, yukarıdan aşağı süzdükten sonra konuşmaya başladı.

''Ben, elimden geleni yaptım...''

------------------------------BORA KORKUSUZ--------------------------

Koridorda bana bakan insanların yanından geçerek, hastane bahçesine çıktığımda temiz havanın yüzüme çarpması gerçekten iyi olmuştu. Yavaş adımlarla ve düşünerek, karşıdaki banka doğru ilerlemeye başladım. Mina'nın gözlerine bakınca, kendimi kaybediyordum. En güzel gözler onda vardı sanki. Çok güzel bir kalbi vardı, herkese iyilikler yapar, insanları her zaman mutlu ederdi. Şimdi ise kimseyi hatırlamıyor. Bunları düşünerek, yavaşça banka oturdum. Artık ağlamak istemiyordum, kendimi toparlayacaktım ve Mina'ya da destek olacaktım. Göz yaşlarımı sildim ve bana doğru gelen, küçük çocuğa bakmaya başladım. Koşarak yanıma geldi, kıvırcık kumral saçları vardı. Minik bir burunu, kahverengi gözleri vardı. O kadar tatlıydı ki dayanamayıp kucağıma otutturdum. ''Sen çok tatlısın, annenle baban nerede?'' dediğimde. Karşıdan gelen hemşireyi gösterdi, ''o benim annem'' dedi.

Bir Tutam KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin