Mina'nın sorduğu ''siz kimsiniz'' kimsiniz sorusundan sonra, hepimiz donup kaldık. Ne diyeceğimizi bilemezken, Mina'nın yaşadığı zor anlardan sonra psikolojisinin bozulduğunu düşündüm. Kolay şeyler değildi sonuçta, yanına yaklaşarak sakin bir şekilde konuşmaya başladım.
''Aşkım, iyi misin ?
''Aşkım derken?''
''Mina' cığım, tamam ölümden döndün, ama şakanın da sırası değil.''
''Mina mı?''
''Mina tamam zor şeyler yaşadın, psikolojin bozuldu ve şuan naz yapıyorsun. O yüzden anlayışlı davranıyoruz sana.''
''Ya... Ben sizi tanımıyorum ama beyefendi.''
Nisa doktoru çağıracağını söyleyerek odadan çıktığında, Sema teyze Mina'yla konuşmaya başladı.
''Güzel kızım, nazlı kızım benim, böyle davranma lütfen.''
''Asıl siz böyle davranmayın, sizi tanımadığımı daha ne kadar söylemem gerekiyor?''
''Balım, neden böyle yapıyorsun? Bize kızgın mısın yoksa?''
''Hanımefendi, tanımadığım birine neden kızgın olayım ki?''
Sema teyze çaresiz bir şekilde bana baktı. O kadar çaresiz bakıyordu ki, her halinden elinin kolunun bağlandığı anlaşılıyordu. Küçük bir çocuk kadar çaresizdi Sema teyze. Gözlerinden yaşlar akmaya başladığında, hızlı bir şekilde odadan çıktı. Mina'ya sevgi dolu gözlerle bakıp, usulca yanından uzaklaştım. Soluk beyaz renkli kapıya doğru yaklaşırken, Mina'nın dediklerini düşünüyordum. Bilerek mi yapıyordu acaba, benden intikam almak, canımı yakmak için mi böyle davranıyordu. Eğer düşüncesi buysa, gerçekten bunu başarıyor. '' Siz Kimsiniz " dediği o an, sanki içimden bir parça kopmuş gibi oldum. Bana "siz" diye hitap etmesi çok ağrıma gitti. Gözlerim dolu bir şekilde, loş odadan çıktım ve kapıyı kapattığımda Levent Bey Nisa' larla konuşmaya başlamıştı. Meraklı ve heyecanlı adımlarla yanlarına yaklaştım ve Levent beyi dinlemeye başladım.
" Mina'yı ameliyata aldığımızda, kafasına ağır darbe almış bir şekildeydi ve çok kanaması vardı. Ameliyatı çok dikkatli bir şekilde yaptık ama, yine de bu sorunla karşılaştık. Mina şu an hiçbirinizi hatırlamıyor. Hafıza kaybı yaşıyor, bu hafıza kaybı kısa süreli de olabilir, uzun süreli de olabilir."
Sema teyze, üzgün ve meraklı bir halde konuşmaya başladı.
"Peki biz ne yapabiliriz?"
"Sizin bu konu da yapmanız gereken tek şey, kısa sürede ve yavaş bir şekilde sizi hatırlamasını sağlamak olacak. Mesela, daha önceden gittiğiniz mekanlara gidin, seninle bu tarafta güldük, ağladık gibi şeyler söyleyin."
"Umarım, kısa süre içinde bizi tekrar hatırlar."
"Ben ara ara kontrollere geleceğim, şimdi başka bir hastama bakmam lazım."
Levent bey uzaklaşırken, Sema teyze ağlayarak dizlerinin üstüne çökmüştü. O kadar yavaş bir modda çökmüştü ki, sanki kendisiyle beraber o akan zaman da hıçkıra hıçkıra ağlayacaktı. Nisa Kendini güçlü tutmaya çalışıyordu. Ama gözlerinden belliydi, içsel olarak yıkıldığı. Sema teyzeye destek olmak için, kendini ağlamamakta diretiyordu. Ama ben Nisa gibi yapamıyordum, az önce Mina'yla ilgili gelecek hayali kurarken, o bana "siz kimsiniz" demişti. Hayat bir daha acımasızlığını yapmıştı, pişmanım dememe rağmen yine istediği gibi davranmıştı hayat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Kalp
Teen FictionMina adındaki genç kızın başına gelen acılar, aşk hayatında yaşadıkları gelip gitmeler, sevgilisiyle olan sorunları ve ikiyüzlü insanların ona yaptığı küstahça hareketler anlatılmaktadır. Normalde de başımıza gelecek, olaylar düşünülerek yazılmaya b...