Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]

48- Bay Lu'ya Geçiş

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 45

29 Aralık Cuma, 17. Hafta 6. Gün

"Kyungsoo!" Minseok minik kuzenine koşup ona sarılırken bağırdı. "Yaşıyorsun!" Jongin'in onlardan tarafa attığı bariz hoşnutsuz bakışlara rağmen küçüğün yüzünün her santimini öpücüklere boğarak ciyakladı.

"Asansörde kaldık, lağım çukurunda değil hyung." Kyungsoo, kuzeninin sırtını sıvazlayarak iç çekti.

"Endişelendim!" Büyük olan somurttu, Kyungsoo da ona katılmadan önce sevimlice burnunu çekmiş ve gözyaşlarına boğulmuştu. Herhalde hormonlardandı. Ağlamak hamile insanlar arasında bulaşıcı bir şeydi.

"Onu gebertmek istediğini söylüyordun!" Joonmyun anın içine ederek araya girip ciyakladı ve bunu yaptığı için ağlayan iki hamile adam tarafından dik bakışlar aldı.

"Kes sesini!" İkisi de ahenkle ona çıkıştı ve Joonmyun Jongdae'nin koluna sarılarak somurttu.

"Geçti, geçti hyung." Jongdae iç çekerek sevgilisini okşadı ve onu gidip oturmak ve törenin başlamasını beklemek için bahçeye yönlendirdi.

"Hadi artık, gidip evlenmen lazım." Kyungsoo gözlerini sildikten sonra Minseok'un yanaklarını kurulayarak burnunu çekti.

"Korkuyorum." Minseok iç çekmesine neden olarak ona sımsıkı yapışırken fısıldadı.

"İyi olacaksın." Kyungsoo net bir biçimde belirtti, büyüğe sarıldı ve kolunu yatıştırıcı bir biçimde okşadı. "Acele et artık, Luhan büyük ihtimal orada dikilirken deliriyordur."

"Ama evlilik istatistiklerine baktım!" Kyungsoo onu otel odasından sürükleyerek çıkarmaya çalışırken Minseok inat ederek belirtti. Büyük olanın yüzüne bir bakış atıp derince iç çekti. Ama bu yüzden onu gerçekten ayıplayamazdı çünkü kendisi de aynı şeyi çoktan yapmıştı.

"O istatistikler saçmalık." Doğrudan gözlerine bakmak için büyüğün çenesini kaldırarak belirtti. "Öğrendiğim bir şey varsa o da Luhan'ın normal mormal olmadığı."

"Lan!"

"Âşık olduğun adam saçma sapan gerzeklerden biri değil." Minseok'un suratındaki gücenmiş ifadeyi görmezden gelerek devam etti. "O senin daha zeki Çinli versiyonun gibi bir şey. O senin en iyi arkadaşın, ruh eşin falan filan. Böyle şeylerde iyi değilim o yüzden ikinizin birbiriniz için yaratıldığınızı söylüyorsam beni dinle ve bunu başarabilecek bir çift varsa eğer, bu ikiniz olurdunuz." Yorgun bir iç çekiş dudaklarını terk ederken vurguladı.

"Hazır mısın?" Kibum odaya girdi, oğlunu geçitten yürütmeye hazırdı.

Minseok dudağını ısırmış ama tekrar ona dönmeden önce başıyla onaylamıştı. "Emin misin?" Diye fısıldadı, bunun gerçekten gerçekleşeceği konusunda hâlâ fazlasıyla korkuyordu ve gergindi.

"Ben her zaman haklıyımdır hyung." Kyungsoo onu eniştesine götürmeden önce onu yanağından öperek konuştu. "Şimdi gidip orada dikileceğim, kaçmasan iyi edersin, anladın mı?"

"Tamam." Minseok onu odadan kovalamadan önce yanağından öperek kıkırdadı. Kyungsoo bahçeye yönelirken gözlerini devirdi, koridorun ucuna yürüdü.

Ama sonrasında Jongin'in etrafta kaybolmuş bir çocuk gibi durduğunu gördü ve gülümsedi, kendini genç olanın üzerine atmadan önce hızını artırdı. Jongin ciyaklasa da onu yakalamıştı, kollarını hemen beline doladı.