Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]

51- Sakla Lazımlığı Gelir Zamanı

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 48

12 Ocak Cuma, 19. Hafta 6. Gün

Kyungsoo'nun ateşi perşembeden önceki gece esnasında bir ara düşmüştü ve Jongin memnundu. Şimdi tek endişelenmesi gereken büyüğün öksürüğüydü ama antibiyotikler sayesinde sesi çok daha iyi çıkmaya başlamıştı. Sesi normale dönüyordu ve kesinlikle kendine gelmeye başlamıştı.

Belki de biraz fazla kendine geldi, diye düşündü Jongin, gerçekten çok hoş bir rüyadan sarsılarak uyandırılırken.

"Jongin! Uyan!" Nişanlısı hemen hemen ciyaklıyordu ve Jongin'in ağlayacağı gelmişti. Kyungsoo niye bu kadar neşeliydi?

Tabii ya, doğum günüydü.

"Bebeğim, yat da uyu hadi." Diye sızlandı, göz kapaklarını ayırdığında Kyungsoo'nun yüzünden sadece birkaç santim uzakta olduğunu gördü.

"Ama daha iyi hissediyorum! Okula gidebilir miyim?" Kyungsoo umut dolu gözlerle ona bakıyordu, bir yanıt beklerken yüzünde sevimli, minik bir tebessüm vardı.

"Bugün doğum günün, niye okula gitmek isteyesin ki?" Jongin esneyip gözlerini ovalayarak oturdu, gününün arzu ettiği gibi saat onda başlamayacağını kabullenmişti.

"Zaten iki günü kaçırdım! Arayı kapatmam gerek!" Kyungsoo kolunu çekiştirip somurtarak sızlandı. Ama Kyungsoo okula giderse bu durum o günkü planlarını mahvederdi. Bu yüzden somurtması epey ikna edici olmasına rağmen, hayır demek zorundaydı.

"Doktor dinlenmen lazım dedi, o yüzden yat aşağı."

"Ama Jongin! Bugün benim doğum günüm! Ne istersem yapabilmem gerekiyor!"

"Yat aşağı yahu." Kyungsoo'yu şilteye uzandırarak onu yerinde tutmak için bir kolunu üstüne atarken homurdandı.

"Jongin ya!" Kyungsoo homurdanıp kıpırdamaya çalıştı ancak Jongin onu bacaklarıyla da kıstırmış, üzerine kapanırken onu kıskaca almıştı.

"Okula gitmek istiyorum!" Nişanlısına yavru köpek bakışları atarak dudaklarını büzmüş ancak tekrar reddedilmişti.

"Olmaz, sus artık." Jongin mırıldanıp onu öpmek üzere eğildi ancak Kyungsoo tam zamanında başını çevirdiğinden dudakları yanağına konmuştu. Burnu tiksintiyle kırıştı çünkü ıyy, sabah nefesi.

"Git dişlerini fırçala."

Genç olanın geri dönmeden önce sızlanmasına neden olarak yüzünü itti.

"Sana sabah öpücüğü vermeye çalışıyorum burada!" Jongin mızmızlanıp yerine döndü ve tekrar kıpırdayamadan önce Kyungsoo'yu öptü. "Ve iyi ki doğdun."

"Teşekkür ederim." Kyungsoo mırıldandı, durduk yere yanaklarına bir pembelik yayılmıştı. Doğum gününü ilk kez Jongin ile geçiriyordu ve başının döndüğünü hissediyordu, binlerce kilometre koşabilecek gibiydi, neyse siktir edin. Koşmaktan nefret ederdi.

"Hadi uyu artık." Jongin yorganı başına kadar çekmeden önce onu tekrar öperek konuştu.

Kapıdaki tıklama onu neredeyse ağlatacaktı, Kyungsoo her kimse ona neşeli neşeli içeri girmesini söylemişti. Bu yüzden kozasından çıktı, parti düdükleri ve yaş günü şapkalarıyla odaya dalan Yunho ile Jaejoong'a uykulu bir biçimde bakıyordu.

"İyi ki doğdun!" Jaejoong ile Yunho bağırarak Kyungsoo'nun yanına yürüdüler ve ona bir tabak doğum günü pankeki uzattılar. Jongin muzla kaplı olana hasretle bakıyordu. Artık on yedi olan genç ışıl ışıl güldü, teşekkür etti ve tabağı memnuniyetle kabul etti.