Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]

8- İtiraf

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 8

5 Ekim Perşembe

Kyungsoo babasına yaklaşırken fazlasıyla utanmıştı ve babasının sorduğu ilk şey, dudaklarının neden bu kadar kırmızı olduğuydu. Bir cevabı bile yoktu, çünkü babasına daha demin bir oğlanla yiyiştiğini söyleyecek değildi. Zaten olduğundan daha fazla kızardı babasının sebebini muhtemelen zaten biliyor olmasının verdiği rezillikten ölmemeye çalıştı.

Ve evet, Do Yunho cevabı biliyordu, dün doğmuş falan değildi, oğlunun suratındaki ifadenin ne olduğunu biliyordu ve bu onu sinirlendiriyordu. Kimse oğlunun o ifadeyi takınmasına sebep olmak şöyle dursun, ona bakmamalıydı bile. Birinin onun küçük Kyungsoo'suna dokunmasının sırf düşüncesi bile, içindeki aşırı korumacı babayı tekmeletiyordu. 

"Nerede o küçük veled-i zina?" 

Kyungsoo hayretle babasına baktı ve bazı öğrenciler konuşmaları duyabilecek mesafede yürürken yüzünü kapatmaya çalıştı. Aslında durup dinlemeye niyetlenen bir çömez öğrenciye dik dik baktı. Şans eseri arkadaşları onun yüzündeki ifadeyi görmüş ve kızı götürmüşlerdi.

Babasının sorusunu duymazdan geldi, çünkü gerçekten o anda Jongin'i düşünmek istemiyordu. Az önce onu öptüğü için tam bir aptaldı.

"Ciddiyim ben. Senin o küçük sevgiline edecek iki çift güzel lafım var."

Sevgili mi ? Jongin onun sevgilisi miydi ? Hayır. Yok daha neler.

O kelime onun için bir tabu gibiydi ve tam da üzerine bunu duyması onu çıldırtmıştı. Ciyaklamakla homurdanmak arasında bir ses çıkarmış ve ek olarak, babası Kim Jongin için bir insan avına başlayamadan önce onu sürükleyerek okulun dışına çıkarmıştı. Bugün daha fazla utanmayı tercih etmiyordu, teşekkürler. Pekala zaten olduğundan daha fazla utanmıştı.

"O benim sevgilim değil!" Siyah Mercedes'e ulaşmayı başarır başarmaz bağırdı. Babasının kilidi açmasını beklerken burnundan soluyordu. Sadece kendini koltuğa atıp mindere gömülmek ve hiç var olmamış gibi davranmak istiyordu.

Bir klik sesiyle kapılar açıldı ve yolcu tarafına geçmeden önce arka koltuğa sırt çantasını fırlattı, babasının onları eve götürmesini beklerken kemerini taktı. Yalnızca yatağında kıvrılmak ve bugün hiç yaşanmamış gibi yapmak istiyordu.

"Ne demek o benim sevgilim değil?" 

Babasının sesi esrarengiz bir biçimde sakindi, ona bir bakış attı. Büyük elleri direksiyonu kavramıştı ve gözlerinde acayip bir parıltı vardı. Bu ifadeyi ya babasını sinir bozucu müşterilerle ya da iş arkadaşı Jaejoong ile baş ederken görürdü, ve bu kesinlikle hayra alamet değildi.

Kyungsoo arabadan şimdi fırlayıp eve kadar koşarsa ne kadar süreceğini merak ediyordu.

"Do Kyungsoo, bana cevap ver."

Tam adının kullanılmasıyla neredeyse geri çekilecekti. Babası öfkeliydi. Aman ne güzel ne güzel. Bunu evrenin Kyungsoo'dan neden nefret ettiği listesine yazın.