Multimedya: Baran & Rabia
Bölüm şarkısı: LP- Lost On You
İyi okumalar...
Rabia'dan ;
Baran... gitti.
Hayır hayır. Beni dinlemeden, etmeden öylece çekip gidemezdi. Hala biraz önceki pozisyonumda hiç bir şeyi algılayamamış bir haldeydim. Ellerimi hemen Emirhan'ın omuzlarından çektim ve hiç bir şey demeden kapıyı açıp dışarı çıktım. Koridorun ordaki koltuklarda oturan Rümeysa'yla Yağız'a doğru koşarak ilerlemeye başladım.
"Baran nerde gördünüz mü?" diye sordum endişeli bir şekilde. Rümeysa bana garip garip bakınca Yağız konuştu. "Hastanenin çıkışına doğru ilerledi. Ama nereye gidecek bilmiyorum." Duyar duymaz hastanenin koridorundan çıkışa doğru yardırmaya başladım. Tabi böyle koşunca insanlarını garip bakışlarına da maruz kalıyordunuz. Asansörü beklemeden merdivenlerden inerek en aşağı kata geldim. Soğuk soğuk terliyordum ve yanlış anlamaması için dua ediyordum. Ama yanlış anlanmayacak şey de yoktu. Resmen öpmüştü beni Emirhan.
Aklıma o anlar geldiğinde kafamı iki yana salladım ve dudağımı kolumla sertçe sildim. Sevdiğim birisinin öpmesini isterdim. Geçmişte bana acı veren ve sonra da giden birini değil. Baran'ın o haldeki yüz ifadesini gördükçe kafamı duvarlara vurmak istiyordum. Otomatik kapıdan çıktım ve o anda beni sert bir rüzgar karşıladı. Mayıs ayındaydık, hava o kadar soğuk değildi. Ama yinede bahar mevsimi olduğundan soğuktu da bir yandan. Hastanenin bahçesindeki banklara doğru baktım, yoktu. Hastanenin hemen yanındaki ara sokağa baktım, yine yoktu. Hastanenin hemen yanındaki çocuk parkına doğru baktığımda Baran'ı gördüm. Arkadan da pek yakışıklı maşallah. Mahalle karısı olan iç sesimde konuşmuştu işte. Baran bana arkasını dönmüş boş olan çocuk parkına doğru ilerliyordu. Hemen koştum ve arkasından yetişmeye çalıştım.
Yanına geldiğimde bana göz ucuyla bile bakmamıştı. Konuşmamıştı. Bende onun sessizliğine ayak uydurup ilerlemeye başladım. Konuşursam her şeyi berbat etmekten korkuyordum. O yüzden o konuşana kadar hiç konuşmadım. Baran çocuk parkına gelmeden bir ağacın önüne doğru ilerlemeye başladı. Bende ilerledim. Bir rüzgar daha esince istemsiz olarak titredim. Çaktırmadan üstümü kollarından ellerimin parmaklarına doğru çektim ve kollarımı göğsüme sardım. O anki telaşımla üstüme bir şey almadan çıkmıştım ve hava beni üşütmüştü.
"Üşüdün mü?"
Demek ki çaktıramamıştım. Ona bakınca hırkasının cebinden bir sigara paketi çıkardı ve içinden bir tanesi alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Açıkçası şaşırmıştım çünkü hiç sigara içerken görmemiştim Baran'ı. Sigara paketinin içinden çakmağı çıkartıp sigarayı tutuşturdu ve yanması için içine çekti. Bu yanaklarında çukur oluşmasına neden olmuştu. Bir nefes daha çektikten sonra sigarasını eline aldı ve sırtını ağaca yaslayıp bir ayağını bir ayağının üzerine attı.
Oğlum bu çocuk çok cool lan.
Kes sesini.
"Üzerine bir şey al, üşüteceksin." Çocuğa mal mal bakmaktan vazgeçtim ve kendime geldim. Kafamı hayır anlamında iki yana sallayınca bir nefes daha çekti sigarasından. "İnatlaşma benimle, git." Sesi sertti. Aramız bir anda bu kadar iyiyken bir anda bir buzdağına dönüşmesine sebep olmuştum. Kollarımı göğsümden çözdüm ve bir adım attım ona doğru."Üşüyüp üşümemem umurumda değil. Sadece konuşmak is-"
"Acıkmışsındır, bir şeyler alayım mı sana?"
Ben başka bir şey söylüyordum, o başka. Tamam beni düşünmesi çok güzel bir şeydi. Ama konuşarak çözmeye çalışıyordum. Sürekli lafı ağzıma tıkıyordu. Bu olayı konuşup kapatmak ve yanlış anladığını anlatmak istiyordum. Sabırla derin nefes aldım. "Hayır aç değilim. Beni dinleyec-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 HARF
Teen FictionSadece bir olay 8 kişinin ölüm fermanı olmuştu. Onlar ölümden kaçmıyorlardı sadece intikam için gereken her şeyi yapmaya çalışıyorlardı. "Etrafında kimse kalmadığında saklanabileceğin her yere saklan ama sakın kaçma. Çünkü kaçtığın an ailenin ölümün...