{B-9}

19 5 2
                                    

Hepinize tekrardan merhaba canlar. Uzun bir aradan sonra tekrar bir araya geldik sizleri seviyorum İyi okumalar. Bölüm sonunda görüşürük gari :dkdndkhshs

Dila'dan ;

Terden sırılsıklam olmuş ve titremeye yüz tutmuş vücuduma biraz daha kollarımı sardım. Üşüyordum, çok üşüyordum.
Dudaklarım soğuktan mosmor kesilmiş, çenem kitlenmişti. Başımı bacaklarıma yaslayıp sindim duvarın dibine, daha ne kadar mümkünse. Bulunduğum yer karanlıktı, aynı zamanda soğuktu ve pisti. Başım o kadar ağrıyordu ki çatlayacak seviyeye gelmişti. Ne kadar süredir burada durduğum hakkında hiç bir fikrim yoktu. Arkadaşlarım, ailem... Onların ne halde olduklarını da bilmiyordum. En önemlisi Ateş'in ne halde olduğunu. Aklıma Ateş geldiğinde titrek bir nefes alıp kafamı kaldırdım ve her ne kadar yapmak istemesemde duvara yasladım. "Allahım, nolur birazcık dayanma gücü ver bana."

Güçlü bir kızdım, çevremdeki herkes beni öyle tanırdı. Ama bazı anlar vardı ki çocuk gibi duygusallaşıp ağlardım. Şu anda da o anların içindeydim. Nedensizce gözümden bir damla yaş düştü şakağıma doğru. Sanki ağladığımı biri görecekmiş hissine kapılarak titrek elimi kaldırıp gözümü sildim. O sırada kapı açıldı, içeriye bir miktar ışık süzüldü ve daha sonra bulunduğum yerin lambası yandı. Karanlığa alışan gözlerim ışıkla karşılaştığında kısıldı, gelen kişiye odaklandı. İçeriye bir adam girip bana doğru yöneldi. Hatırlamak adına kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Yanıma gelip beni bayıltan adamdı. Yanıma doğru yavaş adınlarla gelip önümde durdu ve yere doğru çömeldi. "Kızımız uyanmış ha!"

O sırıtan yüzüne tükürmek istedim ama sadece gözlerimi devirmekle yetindim. Başımı geri bacaklarıma yaslayacağım sırada "Ah hadi ama! Kalk da azıcık eğlenelim." diye alayla konuştuğu sesini işittim.

"Git başımdan." diye konuştum. Sesim, yüzümü bacaklarıma yaslamış olmamdan kaynaklanarak boğuk çıkmıştı. O kadar yorgun hissediyordum ki kendimi. Sanki 24 saat ders çalışmıştım.

Bacağımın yanından sarkan saçımda hissettim elini. Ürküp başımı kaldırdım ve uzaklaşmaya çalıştım. Elini kendine çekip "Benden korkuyor musun?" diye sordu şaşkınca.

Yok canım estağfurullah. Öyle şey olur mu? Sen gel kaçır beni sonra da 'benden korkuyor musun' diye sor. Hiç korkmuyorum.

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" diye tısladım sinirle. Hayır şaka falan yapıyor olmalıydı. Tekrar sırıttıktan sonra "Hayır," dedi rahat bir şekilde. "Korkman hoşuma gitti."

Allahım beni nelerle sınıyordu? Tekrar gözlerimi devirdim. "Gider misin? Sinirlerimi bozuyorsun ve ben sinirlerim bozulduğunda sakin olan kızlardan kesinlikle değilim." Sinirlerim bozulduğunda etrafa saldırırdım ve bu kötü sonuçlar doğurabiliyordu. Rümeysa bu anlara en çok şahit olan kişiydi. Aklıma gelmesiyle gözlerimi kaçırdım ismini hala bilmediğim bu çocuktan. Acaba şu an ne yapıyorlardı?

"Ateş de benim sinirlerimi çok bozuyor ve ben de onun sinirlerini bozmak için seni kaçırdım." Sürekli sinirlerimizden bahsediyorduk ve açıkçası onun sinirleri umurumda değildi. Ve neden Ateş?

"Ateş'le ne derdin var?"

Bu konuyu sevmiş olmalı ki kendinin daha rahat olabileceği bir pozisyona geçti. "Aslında çok da önemli bir neden değil. Küçüklüğümüzden bu yana Ateş'le hep beraberdik. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Sonra Ateş'in babası vefat ettiğinde şirketteki bütün hisseler otomatik olarak Ateş'e devredildi. Ateş küçük bir yaşta bir şirket sahibi oldu. Babamla babası ortak olduğundan babam Ateş'e hisselerinin bir kısmını kendisine vermesini istedi, Ateş vermedi. Babam ortağıyla şirketi çok büyüttüğünden hisseleri almasını istemesi normal ve hakkıydı. Sonradan babam çok zor toparladı. Böylelikle Ateş'e karşı büyük bir düşmanlık beslediğinden sonuç olarak..." dedi ve omuzlarını silkti. "Benim de düşmanım oldu." diye tamamladı cümlesini.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

8 HARFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin